Telefonum çalmaya başlayınca cebimden çıkarıp ağlamaktan puslanan gözlerimi silip arayana baktım. 4731 babam arıyordu. O adamı kaydetmeye bile tenezzül etmemiştim.
"Alo noldu?" Dedim. "Sen nereye finar olup gittin. Yine o Ada denilen kızın evindeydin değil mi?" Diye söylenirken yüzüne kapattım telefonu.
Mahalleye yaklaşırken marketten en ucuzundan peynir aldım. Kapıyı açıp içeri girdiğimde "Aslııı" diye bir böğürmeyle karşılaştım. Cevap vermeyip mutfağa girdim. Bayatlamış ekmeğin ortasını açıp domates, peynir koydum. Babam mutfağa girince sırıta sırıta yanıma yaklaştı. "Peynir mi aldın? Leeeen! Ben sana bu peyniri sevmiyom demedim mi?" diye bağırmaya başladı.
"Parama anca ona yetti" dedim. Yüzüne bile bakmadım, bakacak yüzümü vardı ki. "İki lira fazla verip daha iyisini alamadın mı? Fena yapcam bir gün seni görcen gününü?" Bıçağı göğsüne doğru dorultup "Noldu benide annem gibi döve döve mi öldürcen mi? Hıı? Söylesene!" Dedim. Gözlerini pörtletip bana bakınca "Bende öyle tahmin etmiştim" diyip. Odama girip kapıyı kitledim.