"Şimdi size söyleyeceklerim için alınmayın yada bana karşı ters birşeyler gütmeyin. Size kendimin Venedik'in saygılı tüccarlarından olup, konseyde söz sahibi olduğumu söylemiştim. Tüm bu mevkilere sahip iken normal olarak bolca düşmanım oluyor. Bu düşmanlarıma karşı olabilecek herhangi bir saldırıya karşı iki korumam var zaten."dedi Lorenzo,Kevin ve Phillip'in arkalarında duran ve hala kapüşonlarını çıkarmadan sessizce bekleyen iki adamı göstererek.
"Ancak sizin bugün oğlumun evden kaçıp gittiği meyhanedeki çıkan kavgada onu karşılıksız korumanız çok hoşuma gitti. Özellikle de senin dövüş becerelerinden çok bahsetti Şövalye Kevin de Gilles." çenesiyle ismini söylemesine rağmen onu işaret etti.
"Haçlı komutanları olmasanız da size bir teklifte bulunacaktım ancak bu bilgi beni ziyadesiyle çok mutlu etti. Çünkü Kutsal Topraklarda yiğitçe savaşmış size karşı olan güvenim arttı. Eve gitmek istediğinizden bahsetmiştiniz. Uzun zamandır ailenizden uzaktasınız. Bir de çocuklarız varsa hiç konuşmayı uzatmayayım." Kevin ile Phillip yok dercesine başlarını salladılar.
"Ohh, bu güzel. Eğer uygun görürseniz bir süreliğine benim korumam olmanızı isteyeceğim. Böylece düşmanlarım eğer Tanrı'dan korkuyorsa emrimde olan Haçlı komutanlarına laf dahi edemezler. Kısacası bu beni güvenli hale getirir. Size köşkümden oda ayarlayabilirim. Her türlü ihtiyacınızla da yakından ilgilenirim. Tabii makul görürseniz."
Kevin ile Phillip, beklemedikleri bu konuşma sonunda birbirlerine bakakaldılar. Zaten ailelerinin yanlarına gitmeyeceklerdi. Bu onlar için sorun olmazdı ama bu zengin adam niye böyle bir teklif yapmıştı? Phillip için bunun iyi olduğunu anlaması için gözlerine bakması yeterliydi. Ama daha yeni tanıştıkları bu adamın düşmanları kimdi ve ne kadar süre görevi sürdüreceklerdi? Kevin bunların bilinmesi gerektiğini düşünerek adama
"Bayım teklifinizden şeref duyduk ama size ne kadar süre fedailik yapacağımızı ve kimlere karşı koruyacağımızı tam olarak bilmek isteriz." Lorenzo istifini bozmadan yanında dikildiği balkon kenarındaki korkuluktan, tekrar sandalyesine oturdu. Bu arada hizmetçi sahibinin ve onun misafirlerinin kadehlerini alıp içeri girinceye kadar konuşmadı. Sonra ciddi bir yüz ifadesiyle
"Aslında düşmanım ne konseyden ne de tüccarlardan. Tehlike içimizdeki birinden." Biraz durdu. Kevin'ın anlamasını ve konuyu sindirmesini bekledi."Sorun öz kuzenim Luigi. Genç yaştan beri başarılarımı ve ünümü kıskandı. Arada uğradığımız ufak çaplı sabotajlardan bunları onun yaptırdığını öğrendim. Ancak belli etmedim. Geçen ki meyhanede yaşanan olayda onun parmağı olduğuna eminim." Lorenzo sözüne devam edecekti ki merdivenlerden ayak sesleri duyuldu. Kimin geldiğini anlamış olmalıydı ki çünkü geleni saygıyla ayağı kalkıp beklemeye başladı. Ayak sesleri ince ve kısıktı. Kevin ve Phillip'te geleni merak ettiler ve merdivene doğru baktılar. Kevin korumaların duruşlarını düzelttiklerini fark etti. İki koruma hala kapüşonlu haldeydiler ve yüzleri ağızları dışında belli olmuyordu. Gelen yabancı merdivenlerden çıkıp geniş balkonun girişine gelince şaşkınlıkları daha da arttı. Lorenzo parlayan gözlerle, samimi şekilde
"Hoşgeldin karıcığım. Bende seni birazdan yeni misafirlerimizle tanıştıracaktım. Bu iki şövalye taa Kutsal Topraklar'dan gelmişler."
Leydi dikkatlice önündeki iki adama baktı. Çatık kaşlarının altındaki mavi gözleri çok derindi. Uzun örgülü saçları onu yaşından daha genç göstersede gözlerinin yanında çıkmış olan kırışıklıklar yine de onu ele veriyordu. Kevin balkonda olmalarına rağmen leydi içeri girince hoş bir çiçek aromalı parfüm kokusu hissetti. Leydi, Lorenzo'yu duymuştu ancak önündeki adamları hala süzüyordu. En çok yanındakine göre daha iyi vücutlu ve yeşil gözlü Kevin'ı süzdü. Onun kulağının hizasından çenesine kadar inen kıvrımlı yara izi etkilemişti. Phillip'e pek dikkat etmedi.
"Hoşgeldiniz, kutsal şövalyeler. Sizi ağırlamaktan onur duyuyorum. Avluda atından inen iki yabancı balkonuma doğru giderken gördüm ve merak edip onları görmeye geldim. Lorenzo, Maria'ya doğru başını sallayarak gülümsedi.
"Beyleri, size yarın sabah kahvaltısında tanıtmayı umuyordum." dedi sahteden üzülmüş gibi.
"Olabilir. Yarın yemekte bütün aile ile tanıştırmalısın. Birçok iyi hikayeleri olduğundan eminim."dedi Leydi Maria ve arkasına dönerek tekrar merdivenlerden inerek balkondan çıkmıştı. Lorenzo tekrar geniş yastıklı sandalyesine oturdu.
Lorenzo, Kevin'a bir göz atınca onun kendisini izlediğini gördü. Onu rahatlamak için,
"Size sunduğum teklifi düşünün, yarın ise bana fikrinizi söyleyebilirsiniz."
Lorenzo tekrar ellerini çarptı ve hizmetkarlar gelince, Kevin ile Phillip'i rahat ettirmelerini söyleyerek onları odalarına çıkarttı. İki adam ona iyi geceler dedikten sonra arkalarından bakarken satrançta herzaman yaptığı gibi oynadığı hamleyi ve ilerisini düşünmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fedai
Historical Fictionİlk kitabım olduğu için hatalarım olabilir, onları mazur görün. 12. Yüzyılı içeren aksiyon ve macera dolu kitabımı umarım beğenirsiniz. Hatalarımı ve fikirlerinizi lütfen bildirin. Keyifli okumalar. Takipte kalın...