HATIRLATMA
Daha yeni başlıyorduk michel. Adamlara devam etmelerini söyledim. Depodan çıktım. Arabaya bindikten sonra yeni ayarladığım eve gittim. Burası bahçeli ve güzel bir yerdi. İçerisini mobilya ile döşetmistim. İçi güzel olmuştu. Burada fazla işim olmadığından bara gittim. İçki olmadan yaşayamazdım heralde. Akşama doğru eve gittim. İçeri anahtarla girdim. Clara karşımda duruyordu. Gözlerim garipsemişti onu, salona doğru ilerlerken hosgeldin dedi o neşeli sesiyle, gülümseyerek hoşbulduk demistim. İçerde birseyler yapmak için gitmisti.
Koltuğa yayıldım ve düşündüm clara evrim geçirmiş gibiydi. Çirkin bir kız değil ama kendine böyle bakması alışık olmadığımdan garip görünüyordu. Sanki onun böyle değişmesi...niçin bilmiyorum ama.
Ona bu tepkimi gösterememistim.Bu benim doğamdı kendim düşünüyorum ona söylemek içimden gelmiyordu....
Clara 18 yaşında giyinişi sade ve hoş. Saçlarini açık kahverengiye boyatmış. Gözleriyle uyumu mükemmel olmuş. Giyinisi degişmis sort ve omzu düşük bluz giyinmisti. Yanlis mi yaptim lisa ya emanet ederek. Gülümseyerek içeri geldi clara gözüm alışık olmadığından :
- naptınız bugün, nasıl geçti.
- Alışveriş filan gezdik öyle iyi geçti senin.
- Eve baktım güzel olmus yarin geçicez oraya da.
- Bu arada iş buldum ama ben..
- Ne işi ?
- Bir cafede şarkı söyleyeceğim ama cesaret edemiyorum.
- Sesin güzelse neden olmasın ki yarin beraber bakarız seninle.
- Nasıl olucak bilmiyorum.
- Hallederiz.
- Bu arada annemin mezarına gitsek olurmu bugün görmek istiyorum.
- Hazırlan hemen çıkalım.
- Hafif tebessum ederek hemen dedi
Hazırlandığında mezarlığa gittik, annesinin mezarının yanına gelince kenara çekildim. Mezarın kenarına doğru eğilip oturdu yere. Tek yaptığı şey hıçkırarak ağlamasıydı ve arada konuşmasıydı. Ağlayan insanlar hep sinirlerimi bozardı, ağlamak sadece eziklikti benim içim. Onun neler düşündüğünü bilemezdim. Bilmek te istemiyordum. Sanki o benim ayağıma dolanmış bir zincir gibiydi. Kendi kendime böyle düşünüyorken telefonum çaldı ;
- Abi michel kafayı yedi napalım?
- Ahh tamamen aklımdan çıkmış, öldürün gitsin piçi, bu çektikleri ona yeter.
- Tamam abi hallediyoruz hemen dedi konusurken sıkmış olmalı kafasına...
Tamam diyerek kapattım suratına. Gelen ses onun öldüğüne işaretti artık leşlerin arasına michel de eklenmişti.
Telefonu kapattıktan sonra claraya doğru yaklaştım. Omzuna elimi atarak hadi diyebilmistim. Dokunduğumda titremisti vucüdu soğuk tu. Tekrar birsey diyecektimki annesinin toprağını sıkıp ayağı kalktı. Kalkmasıyla bana sarılması bir olmuştu, şaşırmıştım bu hareketine. Kulağıma doğru eğilerek"iyiki varsın " demisti o sıcak nefesi beni uyuşturmuştu. Bana sarıldığı andan beri donup kalmıştım. Clara kollarını çekip yüzüme gülümsemişti sanki annesini görmek iyi gelmisti. Koluma girip görüşürüz anne demişti. Bu neşeli halleri daha iyiydi. Eve geldiğimizde direk salona geçtim..
Clara mutfaktan elinde pasta ve içeçeklerle gelmişti. Pasta diyerek imada bulundum. Ne alakaydı bilmiyorum bana gülerek, birinin doğum günüde ondan.. Pastada 1 tane mumda vardı, kimin doğum günü seninmi demistim gülerek..
Bu kadar da olmaz senin... dediğinde şaşırmıştım, hayatımda hiç kutlamadığımdan olsa gerek unutmuşum dediğimde
-hadi gelde üfle mumları.
-neden ?
-çünkü üflenirde ondan james.
-nelerle uğraşıyorum. Diyerek yerimden kaltım yanına gittim. Bu arada adımıda öğrenmişti. Elinde tuttuğu pastaya doğru ilerledim. Clara gelince ışığı kapattı hemen. Bir dilek dileyip üfle hadi dediğinde gülmüştüm. Peki bayan, pastaya doğru eğildiğimde benimle beraber oda eğildi. İkimizde o an göz göze geldik, içimden bir dilek diledikten sonra mumu üfledim, sanki gerçekleşicekte. Üflediğimde clara gözlerini kapatmış gülüyordu. Buan hisslerim garipti sadece garip. Clara ışığı açıp pastayı masaya koydu.
- peki sen nerden biliyorsun bugün benim doğum günüm olduğunu küçük ?
- evde kimliğini gördüm ondan baktım tesadüf oldu anlıyacağın..
- peki saol küçük. Bu küçük sözü onu sinir ediyor olmalıydı. Gıcık olsun diye söylüyordum.
- ne diledin peki ?
- niye soruyorsun küçük ?
- sormadım say tamam, hem banane demi.
- zamanı gelince öğrenirsin küçük..
- gıcıksın şapşal.
- şapşal ?
- evet şapşal, gelde pasta yiyelim.
Yanına gidip tabağa koyduğu pastayı aldım. Koltuğa geldim içecek olarak kola almıştı. Bu hali bile komikti zaten. İkimizde pastayı yiyorduk sadece sessizlik oluşmuştu. Saat geç olmuş gece yarısı olucaktı neredeyse.
- Canım sıkıldı birseyler yapalım, nedersin clara ?
- Napalım ?
- Ben biliyorum eğlenebileceğimiz bir yere gidelim.
- Hazırlanıp çıkalım o zaman, peki nereye ?
- Orası süpriz olsun küçük ....
Yeni bölüm geç oldu kusura bakmayın....

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Emanet Kız !
RomanceElimle gözlerini kapatıp odadan dışarı çıktım. Peki ya şimdi napıcaktım, odaya birdençok doktor girdi, hemşire ise kızı dışarı çıkarmıstı. Kız dona kalmış ve titriyordu kolundan tuttum halsizdi ve bayıldı kucağıma aldım. Sedye diye bağırdım......