PLAN

55 2 0
                                    

Gözümü açtığımda her yer karanlıktı şu anki hayatım gibi. Gece lambasını açmak için yerimden kalkmaya çalıştım ama sonra vaz geçtim.
Karanlık beni tanımlayan bir kelimedi artık.

Pencereden odama süzülen ışık bana onu hatırlatıyordu. Benim karanlığımda ansızın beliren ışığım, seni benden aldılar ben de onları hayattan alacağım. Düşünürken akıttığım göz yaşlarımdan sonra direnmeden uykuya teslim oldum.

Sabah geç uyanmıştım saat onbirdi.
Hızlıca duş alıp üstümü giyindim çantamı alıp babama mesaj attım.
Babam beş dakika sonra gelmişti.

Arabaya bindim. Babam iyi olduğumu sansın diye gülümseyip yanağından öptüm. İyi olduğumu sanıp gülümsedi. Tabiki koca bir yalandı iyi falan değildim olmayacaktımda canım hala ilk günkü gibi yanıyordu sadece tepki vermiyordum.

Geldiğimizde işim bitince arayacağımı söyledim ve arabadan indim. Gelelim benim güzel planıma.

Binaya girdim neredeyse bütün polisler birşeyle uğraşıyordu. Yaşlı bir polisin yanına gittim ve ifade vermem gerektiğini söyledim. Yaşlı polis bana ne için ifade vermem gerektiğini sordu. Bende bir ay önceki patlama ile ilgili olduğunu söyledim. Polis "ha sen Ekrem beyin kızısın" dedi. Olumlu anlamda kafamı salladım ve onu takip ettim.

Bir odaya geldik. Raftan bir dosya çıkarıp yanıma geldi. "Anlat "diyince çok kolaydı diye haykırasım gelsede birşey demedim. Ne kadar zorlansam da her şeyi anlattım. Bittiğinde odaya başka bir polis girdi bu benim hastanede duvara yapıştırdığım polisti, beni fark edince kaşlarını çattı ama gözlerimin dolu olduğunu görünce birşey demeden odadan çıktı.

İmza atmak için dün çantama attığım güzel kalemi çıkardım imzaladıktan sonra polisin boşluğundan yararlanıp kalemi koltuğun altına attım. Odadan çıkıp lavaboya gittim.

Öğle yemeğine beş dakika vardı biraz daha oyalanıp çıktım polisin odasının önüne geldim kapıya bir kaç kez vurup içerde biri varmı diye baktım
Şansıma kimse yoktu ve kapı açıktı zaferle sırıtıp içeri girdim.

Dosyayı raftan alıp sayfaların fotoğrafını çektim dosyayı hemen kapatıp yerine koydum. Koltuğun altına attığım kalemi aldım dışarı çıktım.

Düşündüğüm gibi yaşlı polis koridordaydı. Beni farkedip çatılan kaşlarıyla hızlıca yanıma geldi.

"Kızım ne işin var odada?"dedi.
Elimdeki tozlu kalemi gösterip üstünü sildim.
"Çıkarken kalemimin olmadığını farkettim. İçerde kimse yoktu bende kalemi koltuğun altında görünce aldım"dedim.
"Tamam kızım"diyip gülümsedi.
Gayet başarılı bir plandı. Şimdi gelelim dosyadan çektiğim fotoğraflara, belki şu an elimde tuttuğum telefonun içinde o silahı ateşleyen kişinin ismi vardı.

Öfkemin kara bulutlarını intikamımın soğuk rüzgarından başka hiçbir şey dağıtamaz. Öfke gittiğinde ise yanımda sadece özlem ve hüzün kalır ve hayatımın sonuna kadar benimle yaşarlar.

KabusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin