*iķi*

238 64 25
                                    

Yaşananların üzerinden yaklaşık bir hafta geçmişti ama Jungkook doğru düzgün hiçbir şey yapmamıştı. Arada yine "iğrenç" vb. kelimeler kullanarak beni küçük düşürmeye çalışıyordu ama bu kısa sürede bağışıklık kazandığım bir durumdu. Asıl daha fazlasını yapmamış olması beni ürkütüyordu...

Bakışlarındaki iğreti ve öfkenin her gün daha da arttığının farkındaydım. Hiç iyi şeyler olmayacağını hissediyordum...

Her gün olduğu gibi bugün de okula korku ile gidiyordum. Jeon Jungkook hafife alınacak bir insan değildi. Bu yüzden ne yapacaksa bir an önce yapmasını bekliyordum.

En çok da Yoongi'yi görmekten korkuyordum. Onun için onu unutmaya çalışıyordum. Çok saçma...

Okulda pek ortalıkta gezmiyordum. Hem olayın unutulması hem de Yoongi'yi unutmak için...

$$$

Öğlen yemeğinde bile benimle uğraşmamıştı. Kafasına taş düştü herhalde. Okul çıkışına bir ders kalmıştı. Okuldakilerin bir çoğunun varlığından dahi haberi olmadığı bankta oturuyor ve yaşadıklarımı düşünüyordum. Dert ortağım olan günlük bir haftada beni mahvetmişti.

Bu sırada yanımdaki hareketlilikle o tarafa döndüm. Bu Jungkook'tu. Yüzünde pis bir sırıtış vardı.

"Korkuyorsun değil mi?"

"Evet."

"Dürüstlüğünü neye borçluyuz."

"İnsan oluşuma."

"Ne demek istiyorsun? Yalan söyleyenler insan değil mi?"

"Biyolojik olarak insanlar."

"Ne saçmalıyorsun tanrı aşkına."

"Benden nefret ediyorsun. O zaman neden yanımda oturuyor ve benimle 'saçma' bir muhabbet ediyorsun."

Konuşma boyunca bir kez olsun yüzüne bakmamıştım. Tıpkı onun benden iğrendiği gibi ben de ondan iğreniyordum.

Homofobiklik. Dünyadaki en saçma şeylerden olabilirdi. Benim sevgim sana bir zarar mı veriyordu da benden tiksiniyor, benden nefret ediyordun?

Üzerimdeki iğrenç bakışlarını hissedebiliyordum.

"Yalnızca korkmakta haklı olduğunu söyleyecektim. Korkmalısın küçük bey."

Sanırım söyleyecekleri bitmiş olacaktı ki kalktı ve ağır adımlarla uzaklaştı.

$$$

Sonunda okul bitmişti. Güvende hissettiğim tek yerin evim olduğunu var sayarsak okuldan eve dönerken de korkum sürüyordu.

Hızlı adımlarımla eve doğru ilerlerken güçlü bir el tarafından kolumdan tutularak ara sokaklardan birine çekildim.

Bunlar bizim okuldan 5-6 kişiydi. Şu ana kadar aramızda bir dialog dahi geçmeyen kişilerdi. Üniformadan dolayı bizim okuldan olduklarını anlamıştım.

İçlerinden birinin "Gününü göreceksin gay bozuntusu!" diye gürlemesiyle yüzüme yediğim yumruk bir olmuştu.

Beklenmedik yumruğun etkisiyle yere serilmiştim. Kalkmama fırsat vermeden diğerleri de ona katıldı ve beni aralarına aldılar.

Attıkları tekmeler gittikçe hırslı bir hal almıştı. Ağzımdan gelen kan ile buradan ölü olarak çıkacağını düşündüm. Acımasızca devam ediyorlardı ve bedenim daha fazla dayanbilir miydi enim değildim.

Gerçekten bunları hak ediyor muydum? Sevginin bedeli bu kadar ağır olmak zorunda mıydı?

Artık vücudum kendini serbest bırakmıştı. Kemiklerim kırılmak üzereydi ve gözlerim kapanmıştı. Sanırım ölsem kimse için bir sorun olmazdı, değil mi?

Bilincimi kaybetmeden önce hatırladığım tek şey birinin öfkeli sesiydi.

Şıçıp sıvadım mı? Lütfen görüşlerinizi belirtin. Benim için gerçekten önemli.💜

Abhor || Jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin