*ałþı*

127 38 4
                                    

Ertesi gün ilk ders sınıf öğretmenimizleydi. Yanında uzun boylu bir çocukla içeri girdi ve çocuğa kendisini tanıtmasını söyledi.

"Merhaba. Ben Kim Namjoon. Bu okulda fazlaca homofobik olduğunu bilerek söylüyorum ki ben bir homoseksüelim. Lütfen bana karşı nazik olun."

Yeni gelenin yaptığı konuşma içeri girdiğinden beri ağzının suyu akan kızları şok etmişti. Ve durum beni inanılmaz eğlendirmişti.

Öğretmen boş bir yere geçebileceğini söylediğinde benim yanıma doğru ilerledi ve oturdu.

Elini uzattığında "Ben Park Jimin. Memnun oldum." dedim ve elini sıktım.

"Memnun oldum." dedi ve gülümsedi. Ardından ikimiz de derse döndük.

$$$

Tenefüs zili çaldığında Namjoon "Burada yeniyim ve bir arkadaş edinmek istiyorum Jimin. Bu arkadaş sen olsan bir sorun olur mu? Homofobik falan değilsin, değil mi?" diye sordu.

Sırıttım ve "Aslında bakarsan ben de gayim." dedim. Buna çok sevinmiş olacak ki yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi.

"Ah~ Sonunda düzgünce dertleşebileceğim, benimle empati kurabilecek bir arkadaşım olacak desene."

Bir süre gülüştükten sonra "Kantine inelim mi arkadaşım?" diye sordu.

"Eminim bitazdan zil çalar. En iyisi öğle arasında inmek."

Tam o an zil çaldı ve "Sanırım haklısın." dedi.

$$$

Öğlen olduğunda Namjoon'la konuştuğumuz gibi kantine indik. Yiyeceklerimizi aldıktan sonra ben alıştığım gibi köşeye ilerlerken Namjoon ortalarda bir yere oturdu.

"Ben pek göz önünde oturmayı sevmem de..."

"Neden?"

Etrafa göz gezdirdim ve "Okulda pek hoş karşılanmıyorum." dedim.

Kolumdan tutup beni zorla oturtmaya çalıştı. "Hadi ama Jimin. Neden onları umursuyorsun ki? Lütfen otur ve anlat."

Gerçekten birine başımdan geçenleri anlatabilecek olmak iyi hissettirmişti. Oturdum ve anlatmaya başladım.

"İşte böyle." diye anlatmayı bitirdiğimde hayretler içindeydi.

"Dostum bu kadar delinin içinde iyi dayanmışsın. Tebrik ederim." dediğinde güldüm.

"Sanırım bu gidişle ben de delireceğim."

"Yoo... Buna izin veremem. Yapayalnız kalmak istemem. Hem artık iki kişiyiz. Birlik olunca onları yenmeyi başarabiliriz. Öyle değil mi?"

"Haklısın ama ortada bir savaş yok ki bir yenen olsun. Sadece huzurla şu okulu bitirmek istiyorum o kadar."

Namjoon gülerken birden ciddileşti ve kaşıyla arkayı işaret ederek "Bir süredir buraya bakan bebek yüzlü mü Jungkook?" diye sordu.

Kafamı çevirip baktığımda Jungkook ile göz göze geldim. Dalga geçercesine sırıttı.

Yüzümü Namjoon'a döndüm ve "Evet." dedim.

"Sürekli seni mi gözetliyor böyle?"

"Büyük ihtimal ne yapsam da onunla uğraşsam diye düşünüyordur."

"İyi de geçen seni cezadan kurtarmış."

"Eminim kötü bir planı vardır. Ya da gerçekten çoklu kişilik bozukluğu var."

Kahkaha attı ve "İkincisini yeğlerim." dedi.

Sanırım artık gerçek bir arkadaşım olacaktı. Oldukça sıcak, samimi bir insandı. Özgüveni büyüleyiciydi. Gerçekten etraftaki kimseyi takmıyordu. Pozitifti ve bu pozitifliği beni de etkilemişti.

$$$

Okul çıkışı Namjoon evi fazla uzak olduğu için otobüse bindi ve ben de her zamanki gibi yürümeye devam ettim.

Kulaklığımı takmış kaldırımdaki taşları sayarak ilerlerken biri kulaklığımın tekini kulağımdan çıkardı. Bu aralarda herkes bunu adet edindi.

Dönüp baktığımda Jungkook olduğunu gördüm ve kulaklığı taktığı kulağından çıkarıp aldım.

"Ne istiyorsun? Şimdi de müzik dinleme zevkimin içine etme kararı mı aldın?"

Tamamen bana döndü ve ellerini ceplerine soktu. "Sadece seninle aramı düzeltmeye çalışıyorum."

"Olmayan şeyi yani."

"O halde yapmaya çalışıyorum diyelim. Seni samimiyetime inandırmak istiyorum."

Güldüm. "Samimiyet. O zaman sana şimdiden söyleyeyim. Samimiyet bu kadar basit değil."

"Ama Namjoon sana çok samimi geldi anlaşılan. Bu kadar kısa bir sürede, hiçbir şey yapmadan..."

İmalı bakışları sinirimi bozmuştu. "Ne demek istediğini anlıyorum Jungkook. Ama ne düşündüğün zerre umrumda değil." dedim ve ilerlemeye devam ettim.

Arkamdan "Min Yoongi'yi bu kadar kolay mı unuttun Jimin?" diye bağırmasıyla olduğum yerde kalakaldım.

Min Yoongi. Henüz unutmamıştım tabii ama unutuyordum. Kendimi biraz daha iyi hissetmeye başlamıştım. Ama şu an her şey başa dönmüştü.

Jungkook'a döndüm ve kahkaha attım.

O hayretle beni izlerken tekrar ciddileştim.

"Beni kendinle karıştırma Jungkook. Her günü çelişki içinde olan ben değilim, sensin."

Bölümler fazla mı kısa oluyor? Biraz daha uzun yazmaya çalışacağım💜

Abhor || Jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin