Hızlıca içeri girme isteği ellerimde titremeye neden olmuştu ve kapıyı açmakta çok zorlandım. Odaya girdiğimde kendimi evimde hissettim her ne kadar bikaç gündür burda olsam da evim diyebileceğim bir yer yoktu ne de olsa. Saçma sapan firma logolarını izlerken telefonun her ışık taneciğini dikkatlice izledim. Ellerimin titremesi kabloyu oynattı ve yeniden kapandı. Her düzgün giden işte olduğu gibi en saçma yerde bir terslik çıkmıştı ve bu da beni bir hayli sinirlendirdi. Masanın üstüne koyduğum ve dışarıda gördüğüm birçok insandan çok daha akıllı olan telefonum tekrar açılmaya başladı. İşte ana menü bir insan bu görüntüye ne kadar mutlu olabilirse o kadardan biraz daha mutluydum, genelde cepten çıkarılan, ana ekrana boş bir göz atılıp tuş kilidi kapatılıp cebe konulan ve rahat hissedilen ana ekran şuan karşımdaydı.
Hemen kısa mesaj simgesine basıp gelen mesaja baktım. Bu mesajı açana kadar diğer çoğu tuşa basmıştım, ellerimi durduramıyordum. Gördüklerim beni biraz hayal kırıklığına uğrattı, biraz rahatlattı, biraz sinirlendirdi. Dakikalardır açmaya çalıştığım ve sonunda başardığım mesajda sadece bir göz kırpma simgesi vardı. Bir küfür edip yatağıma oturdum artık fark ettiğime göre sıkılmıştım ve yorulmuştum. Artık bir şeyler öğrenmeli ve bu belirsizliğe bir son vermem gerekiyordu gerçekten moralim bozulmuştu. Tekrar telefonu elime aldım ve numarayı aradım, tekrar meşgule düşünce, balkonda bir sigara yakmam gerektiğini anladım.
Gecenin çöküşü, içimde tarifsiz bir duyguya yol açtı, bu dünyaya gelip nefes alıp giden çoğu kişi gibi hiçbir şeyi sorgulamadan hayatıma devam mı etmeliydim yoksa bunların üstüne gidip bir sonuca varmaya mı çalışmaşıydım. Bunu sorgulamak bile bana tersti, hiçbir şeyi sorgulamadan ne kadar yaşamayı düşünüyordum ki? Bir insan araştırmadan, sorgulamadan, öğrenmeden insan olabilir miydi? Bu soruya tabiki cevabı içimizden verebiliriz çünkü bir çocuğa sorulan o saçma ve cevabı zaten belli olan sorular gibiydi ama asıl önemli olan verdiğimiz cevapların üzerinde ne kadar durup, ne kadar uygulamaya çalıştığımızdı ve bu soruya hayır cevabını bir çırpıda verebilen insanların hayatı ne kadar sorgulayıp, ne kadar araştırdığı da meçhuldü zaten. Selüloz asetattan yapılan plastik, üstündeki kağıt ve tütün bu dünyadaki görevini bitirip öbür dünyaya geçmişti, benim küllüğe sert darbelerle basmamdan sonra. Bende ona yakışan şekilde defin işlemlerini gerçekleştirdikten sonra uzandım ve uyuyakalmışım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kader
AcakBir adam hayal edin geçmişinden ve geleceğinden habersiz. Tamamen kendini arayan bir adam. Bir kader paradoksunun içinde sıkışıp kalmış bir adam. Zaman kavramının hiçe sayıldığı bir zamanda yaşamış bir adam...