Bölüm 2 - Aidiyet

93.6K 432 25
                                    

Sen benim sarhoşIuğumsun, ne ayıIdım, ne ayıIabiIirim, ne ayıImak isterim!

- Nazım HİKMET

KEREM

  Her sabah gözlerimi açtığımda ilk işim ona bakmak olur. Onun çatık kaşları ve yarı açık ağzıyla tamamladığı surat ifadesine baktıkça içime bir huzur kaplar ve dünyanın yerli yerinde, her şeyin tam olduğunu anca o zaman hissederim. Kıvırcık saçları yüzüne düşünce, o güzel suratını gölgelemek yerine ona ulaşılması imkansız bir güzellik katar.  Dünya'nın en güzel manzarası bile bir zaman sonra aynı terane olurken o nasıl oluyor da baktıkça beni dünden daha fazla hayran bırakabiliyor şaşarım. 

  Her ne kadar bu manzaraya daha fazla bakmak istesemde Zeynep'i uyandırmak zorundaydım. 

"Sevgilim haydi uyan işe geç kalacaksın."  yanağına yumuşacık bir öpücük kondurdum.

"Mmm... biraz daha..." dedi zar zor duyabildiğim bir sesle. devam etmesine izin vermeden cümlesini tamamladım.

"Uyuyamazsınız hanımefendi." diyip poposuna hafif bir şaplak attım. Hoşlandığını belli edercesine suratına bir gülümseme yayıldı. 

"Yavrum bugün kahvaltıyı dışarda yapalım diyorum. Ne dersin?"

"Harika olur derim!" diyip yataktan hızla kalkıp dolabına koştu. 

Onu böyle heycanlandırmanın, mutlu etmenin üstümdeki etkisini hala çözebilmiş değilim. Sanki o mutlu oldukça bana dünyanın tüm nimetleri bahşediliyor gibi hissediyorum.

--------------------------------------------

ZEYNEP

Kahvaltıdan döndüğümüzde Kerem hazırlanmak için yukarı çıktı. Kahvaltıda her zamankinden daha romantikti benim konsantre öküzüm.  Ben de onun  bu "alışılmamış" davranışlarını ödüllendirmeye karar verdim. Hızlı adımlarıla yukarı çıkıp lönk diye açtım kapıyı. Giyinmemiş olsa da umrumda olmazdı çünkü çıplak olması işime gelirdi. Tişörtünü yeni çıkardığı görünce sevinip yanına gittim. Arkasına yavaşca yaklaşıp sarıldım. 

"Yardıma ihtiyacın vardır düye düşündüm." çarpık gülümsemesi bütün yüzüne yayılırken vücudunu bana döndürdü. 

"Tek giyinmek fala sıkıcı zaten." diye cevap verdi. Amacım sadece ama sadece onu giydirmekmiş gibi yapıp suratıma ciddi bir ifade takındım. Dolaba gidip bir kot pantolon ve kırmızı ekose bir gömlek çıkardım. O pantolonunu giyerken ben de gömleğin düğmelerini açıyordum. Tam pantolonunun önünü iliklemeye başlamışen onu durdurdum ve ben devraldım. Ölümcül bir yavaşlıkla pantolonunu iliklerken elimi boksırının üstüne hafifçe değdirmeyi de ihmal etmiyordum. Bu yaptırdığımın onu çıldırdığını biliyordum ve benim de aşırı derecede hoşuma gidiyordu. Sıra gömleğe geldiğinde  düğmeleri iliklemeye aşağılardan başlamıştım. Ellerimi baklavalarında gezdirirken nefesimi de göğsüne hızlı bir şekilde veriyordum. Bütün düğmeleri ilikledikten sonra yakasını ilikledim ve  vücudunu aynaya döndürdüm. Gerçekten çok etkileyici görünüyordu. Birden aklıma ona bakıp etkileyici ve seksi olduğunu düşünecek olan kadınlar geldi ve kaşlarım istemsizce çatıldı. Kerem farketmiş olacak ki o da kaşlarını çattı.

"Noldu Zeynep? Beğenmedin mi?"

"Beğendim de sorun beğenmem değil. Sorun beğenecek diğer kadınlar." dedim sert bir ses tonuyla. Yüz ifadesi yumuşarken küçük bir kahkaha attı. 

"Ya zeynep ben de bir şey oldu zannettim. Hem onların bir şuçu yok ki senin sevgilin yakışlıklı onlar ne yapsın." normalde kibirden nefret eden bir insan olsam da konu Kerem olunca kibiri ona bile yakıştırıyordum.  Ona hak versem de kolay pes edemezdim. 

"Ha yani sana bakmalarının sence bir sıkıntısı yok? İyi ben de geçen aldığım mini eteği giyniyim bugün. Merdivenlerden çıkarken sorun oluyor ama insanların güzele bakmalarınında bir sorun yok nasılsa." dedim umursamaz bir tavırla. Keremin kaşları öfkeyle çatılırken kolumdan tutup durdurdu. 

"Sen mini etek mi aldın?" diye sordu beni şaşırtarak. Kaşları sanki mümkünmüş gibi daha da çatılmıştı.

"Evet aldım. Görmen lazım çok yakıştı." dedim sorunun altında yatan anlamı görmezden gelerek.  "Ben sana o ofiste asla mini etek giydirmem Zeynep!"  bir süre sessiz kaldıktan sonra konuşmaya devam ettim.

"İçten bir yanma başlıyor değil mi Kerem?" anlamayan gözlerle bana baktı. 

"Kıskanınca? Çok ilginç bir his değil mi? Başkalarının sana ait bir şeye alıcı gözüyle bakması, her an elinden kayacakmış, kaçıracaklarmış gibi hissetmek." gülümsedim. Tamamen refleks olarak kulağına fısıldadım " Sen benimsin kas hayvanı."   

O da gülümsedi fakat bu sefer masum olmanın tam tersi bir şekilde. İçinde filizlenmeye başlayan kıvılcımların seslerini bile duyabilirdim. 

----------------------------------------------------

KEREM

Ben. Kerem Sayer. Her seferinde, her zorlukla kendi başına savaşmış biri nasıl oluyor da bu kadın tarafından sahiplenilmeye ses çıkarmıyor hatta delice bir arzunun ve isteğin bu kelimelerle açığa çıkmasına izin veriyordu? En basit kuralı, yasağı bile çiğnemekten büyük zevk duyan, kısıtlanmadan yaşamayı kendine söz vermiş biri nasıl oluyor da bir kadına bu kadar bağlanabiliyordu? 

Onu kendime sıkıca çektim ve bana bu hissi yaşatan yumuşak dudaklarını sert bir öpücükle ödüllendirdim. Bir oyuncak bebek gibi kolayca kucağıma aldığım bedenini yatağın üstüne vahşi bir şekilde attım. Kendimi ve tüm bedenimi onu üstüne bıraktım ve alt dudağını -onda ev sevdiğim yer orasıydı- emmeye başladım. İnlemelerinin arasından adımı haykırdı ve üstüme çıktı. Az önce yavaşça iliklediği düğmelerimi tam tersi bir hızla açmaya başladı. Sabırsız hareketleri ben de de aynı şekilde vuku bulurken, aletiminde sabırsızlıkla hareketlendiğini hissedebiliyordum. İkimizde kısa sürede çıplak kaldığımızda elleriyle aletimi içine soktu. O anda bedenimin bütün kontrolü ondaydı ve benim buna hiçbir itirazım yoktu. Bir süre üstümde durduktan sonra onu ani bir hareketle altıma aldım. İkimizde inlemelerimizin arasından benimsin diyorduk. O benimdi ve ben de onun. Bizden başka kimse yoktu.  İnlemelerimiz havaya karışırken aynı anda boşaldığımız farkettim. Ruhum onun ruhunum en ücra köşelerindeki yerini almış, fiziksel birleşmeyi, ruhsal bir birleşmeyle taçlandırmıştık. Sayısız kere birlikte olmuştuk. Fakat her seferinde sanki içmeye yeni başlamış bir insanın kolay şarhoş olması gibi onun bedeninin benim tenime  en ufak bir teması bile beni körkütük sarhoş etmeye yetiyordu.  

Yorgun bir şekilde kendimi yatağa attığımda kafamı onun karnına koydum ve ona sıkıca sarıldım. 

"Ben seninim Zeynep."

Okuduğun için  teşekkürler. Lütfen beğenip yorum yapma fırsatın varsa es geçme. Böylece yazmak daha kolay oluyor.  Kendine iyi bak :D Yeni bölümle görüşmek üzere...

Dünyanın Tek Harikası (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin