ZEYNEP
Konuşamıyordum. Resmen konuşamıyordum. Kalbimin boğazımda attığını hissediyordum. Cevabı heycanla göz bebeklerimin içine bakarak beklerken ağzımı açıp o tek kelimeyi söyleyemiyordum. EVET!
Gözlerimi kapattım ve bana merakla bakan güzel yeşil gözlerine sanki mümkünmüş gibi daha derin baktım. Bana yaşattığı tahmin edilemez duyguları ona da yaşatmak istiyordum. Onu ne kadar çok sevdiğimi, onsuz bir hayatı asla yaşayamayacağımı bilmesini istiyordum. Ona o kadar uzun zamandır takılı kalmış bir şekilde bakıyordum ki gözlerinde merak yerine endişe oluşmaya başladı.
“Zeynep! Aşkım iyi misin!”yüzümü ellerinin içine aldı.
“B-ben…İYİYİM!!”şaşkınlıkla sorgulamak arasında bana bakmaya devam ediyordu. Elleri ise hala yüzümdeydi. O da şaşkındı. Böyle bir şeyi onun da planlamadığına emindim.
“SENi DELİLER GİBİ SEVİYORUM LANET HERİF!!” hızlıca ayağa kalkıp daha da şaşırmasını sağladım.
“Benden asla kurtulamayacaksın artık!” dedim heycanla. Her ne kadar onun gibi romantik cümleler söylemek istesem de dilim benimle iş birliği yapmıyordu.
İkimiz de ayaktaydık ve ne yapacağımızı bilmiyorduk. Daha falza dayanamayıp kucağına atladım ve yüzünün her yerini öpmeye başladım. Şakaklarından başlayıp yanağına, oradan dudaklarına ve ceneşine inen dudaklarım masum öpücüklerden sehvet dolu öpüşlere hızlı bir dönüş yaparken onun belimi tutan elleride yavaşça kalçalarıma doğru indi. Nefes nefese kalmış bir şekilde dudaklarımı dudaklarından ayırdım.
“Sen…bir kadının sahip olabileceği en harika erkeksin.” Dedim arzulu bir ses tonuyla. Yüzüne hayran olduğum çarpık gülüşü yayılırken tekrar delice dudaklarına saldırdım. Alt dudağını emerken hafifçe ısırdım. Tatminle kıvrılan dudakları boynuma oradan da göğüslerime ulaşınca şaçlarını sert bir şekilde çektim.
“İşte benim kadınım.” dedi inlemesinin arasından. Anın heycanıyla beni yatak odasına götürdüğünü yeni fark etmiştim. Işık hızıyla kıyafetlerimizden kurtulduk. Ben bacaklarımı araladım oma o içime girmedi. Şaşkın gözlerle ona baktım. Boynumdan başlayarak beni öptüğünde kendimden çoktan geçmiştim bile. Dudakları kasıklarımla buluştuğunda istemsiz bir inleme döküldü dudaklarımdan. Ve sonunda içime girdiğinde onu sadece vücudumda değil içimde de hissettim. O benimdi ve hiçbir şey bunu değiştiremezdi.
**************
Sabah uyandığımda her yerim ağrıyordu. Sanırım evlenme teklifinin heycanıyla biraz abartmıştık. Gece boyunca sevişmemize rağmen nedenini anlayamadığım bir isek duyuyordum onun bedenine karşı. Evlemeye o kadar düşkün bir kadın değildim. Hatta evlenmesek de olurdu ama nedense onun benim kocam olacağı düşüncesi beni ona mıknatıs gibi çekiyordu.
Yataktan tam anlamıyla uçarak kalktım ve mutfağa koştum. O kadar acıkmıştım ki dolaptaki herşeyi yiyebilirdim. Adeta nefes almadan zeytinleri ağzıma dolduruken belimde ellerini hissettim. Beni hızlaca kendine çekti ve öpmeye başladı. Kendimi zor da olsa ondan ayırdım
“Kerem boğuluyordum napıyorsun” dedim sinirlenmiş gibi yaparak.
“Zeytin nasıl ona bakıyorum.”
Yüzüm kocaman bir gülücükle kaplanırken geri kalan bütün hayatımın böyle olacağını düşündüm. Ne kadar şanslı olduğumuzu düşündüm. Çoğu insan böyle bir aşkı bulamıyordu ve ben dünyanın en güzel şeyine sahiptim. Ona sıkıca sarıldım ve kokusunu içime çektim. Asla bıkmayacağım bir kokuydu bu. Asla vazgeçemediğim.
*****************************
Biraz kısa oldu şimdiden özür dilerim. Evlilik hazırlıklarını yazman istemiyorum çünkü Wattpad de çok fazla hikaye var bunu anlatan. Direk evlilik hayatına geçmek istiyorum. Tabi sizler yazmamı isterseniz yazarım. Okuduğunuz için teşekkürler J
Yeni bölümle görüşmek üzere…
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dünyanın Tek Harikası (+18)
RomanceDudaklarından tadıyorum ben hayatı. Seninle keşfediyorum dünyanın bütün harikalarını...