KEREM
Kaç saattir atölyemdeydim bilmiyorum ama havanın karardığını yeni farketmiştim ve geç olduğunu anlamıştım. Resim yaparken kendimi kaybediyor ve saatlerimi harcamaktan hiç çekinmiyordum. Zeynep çoğu zaman bu durumdan şikayetçi olsa da ne yapıp ne edip onun gönlünü alıyordum. Zaten o da resim yapmanın benim için bir tutku olduğunu bildiği için çok zorlamıyordu.
.Ondan ayrı geçirdiğim her saniye onca yıl sonra nası l asır gibi gelip burnumda tütmesini sağlıyor bilmiyordum. Zili çaldım ve kapı açıldı. Hayatımın kadını karşımda duruyordu.
Şaçlarını dağınık bir topuzla kafasını üstünde birleştirmişti. Ona 2-3 beden büyük gelen eşofmanının üstüne giydiği yine ona bayaa büyük gelen tişörtümle nasıl bu kadar seksi görünüyor merak ediyordum.
“Aaa erken gelmişsin aşkım” dedi sesine yapmacık bir sinirlilik katarak.
“Ben de seni özledim sevgilim.” dedim alınmış gibi yaparak. Bu oynadığımız küçük oyunu uzatmadan boynuma atladı. Boynumdan öpüp kokumu içine çekti. Ben de onu kucağımdan indirmeyerek salondaki koltuğa götürdüm. Onu koltuğa bırakıp üstüne kendi ağırlığımı verdim. Gözlerinin içine bakıp dudağına hafifçe bir öpücük bıraktım.
*************
ZEYNEP
Zili duyar duymaz adeta uçarak kapıya koştum. Sabahtan beri temizlik yapmama rağmen bir anda bir enerji gelmişti. Onu çok özlemiştim. Geç vakite kadar çalıştığı için ona ne kadar kızsam da onu görünce sinirimin dakikasında geçeceğini de çok iyi biliyordum.
Kapıyı açtığımda sinirli olmayı bırak sinirli taklidi bile yapamamıştım. Beni kucağına alıp salona doğru ilerlediğinde saatin kaç olduğu umrumda bile değildi. Ona kızamıyordum. Ne yaparsa yapsın ona duvarlar öremiyordum. 8 senedir birlikteydik ve her ilişkide olduğu gibi bizim de inişlerimiz, çıkışlarımız olmuştu. Fakat bu harika adam beni kendine bağlamayı her seferinde başarıyordu.
Beni hafifçe öptü ve ben yine yeniden yaşadığımı hissettim. Kimbilir kaçıncı öpüşmemizdi ama ben hala yeni yetmeler gibi heycanlanabiliyordum. Bu çok az insanın sahip olabileceği bir şeydi.
“Hadi bakalım yemek vakti.” dedim. Üstümden kalkarken yüzünde çarpik bir şırıtış vardı. Nedenini az sonra anladım. Beni kucağına tekrar aldığı gibi mutfağa doğru ilerledi. Küçük bir çocuk gibi bacaklarımı sallarken kollarımı boynuna dayayıp yanağını öptüm. Mutfağa geldiğimizde beni nazikçe yere bırakıp mutfak dolabına yaslandı. Ben masayı hazırlarken her hareketimi dikkatle izliyordu. Sonunda dayanamayıp ona döndüm.
“Kaçmıyorum merak etme.” dedim kıkırdayarak. Kaşlarını havaya kaldırdı ve ani bir hareketle beni döndürüp vücudunu kalçalarıma dayadı. Ellerini belime dayayıp beni kendine daha sıkı çekti.
“İstesen de kaçamazsın zaten.” dedi kulağıma fısıldayarak. Bu lafıyla bile beni tahrik etmeye başarıyordu bu adam.
Ben de ani bir hareketle vücudumu ona döndürüp dudaklarını sert ve tutkulu bir şekilde öpmeye başladım. O da aynı şekilde karşılık veriyordu. Her ne kadar bu öpüşmemizi yatak odasına taşımak istesem de yemek yemek zorundaydık. Zorda olsa kendimi ondan ayırdığımda gözlerni kapatmıştı ve hızlı hızlı nefes alıyordu.
“Sabret sevgilim gece daha yeni başlıyor.” diyip kollarından kıvrak bir hareketle ayrıldım. Huyu üzere popoma bir şaplak atmayı da unutmamıştı.
*************
KEREM
Masaya doğru yürürken bilerek kıvırtıp o harika gülüşüyle bana döndü. Göz kırpıp mutfaktan çıktığında içimde kabaran arzuya gem vurmaya çalıştım. Ama karşımda bu kadar harika bir kadın varken işim çok zordu.
Yemeği beş dakikada bitirmiş masanın yarısını da toplamıştım. Zeynep şaşkınlıkla bana bakarken omuzlarımı silktim. Masanın geri kalanını da beraber topladıktan sonra Zeynep’in neşeli sesini duydum.
“Hadi bakalım film seçeceğiz!” diye heyecanla elimden tutup salona doğru çekiştirdi.
Koltuğa uzanıp onu da bacaklarımın arasına aldım. Her ne kadar filme dikkatimi veriyormuş gibi görünsem de film umrumda bile değildi. O pür dikkat film izlerken içimdeki çocuğa söz geçiremeyerek elimi karnına oradan da göğüslerine çıkardım. Avuçlarımı fazlasıyla dolduruyorlardı. Bir tepki vermese de gülümsediğini biliyordum. Nefes alışları derinleştikçe ben de sabırsızlaşıyordum. Tam kendini bana bırakmaya hazırlamışken benden beklemediği bir hareketi yaparak ellerimi durdurdum ve bedenini kendimden tarafa döndürdüm. Tam gözlerinin içine baktım ve konuşmaya başladım.
“Sen hayatıma girdiğin ilk andan beri neden kendimde değilim Zeynep? Ben neden sadece senin varlığınla yaşadığımı hissediyorum? “ gözlerimi gözlerinden ayırmadan ellerini öptüm.
“Hayatımın sonuna kadar senin ışığınla aydınlanmak istiyorum Zeynep. Senin gülüşünden mahrum kalmak düşüncesi bile beni binlerce parçaya ayırmaya yetiyor.” gözlerinin dolduğunu görebiliyordum. Ona sıkıca sarıldım. Sonra kendimden ayırıp tam göz bebeklerinin içine baktım.
“Biliyorum hiç uygun bir zaman değil hatta belki de bizim için çok sıradan bir gün. Hatta belki bana kızacaksın ama ben şuanın doğru an olduğunu hissediyorum. Evimizde, sadece sen ve ben...” durdum. Yutkunup kısık ama duyulabilir bir sesle, tam gözlerinin içine bakarak gözbebeklerinin büyümesine neden olan cümleyi söyledim.
“Benimle evlen Zeynep. Sonsuza kadar yanımda ol.”
***************
Daha ziyade romantik bir bölüm oldu. Umarım beğenmişsindir :) Yeni bölümle görüşmek üzere...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dünyanın Tek Harikası (+18)
RomanceDudaklarından tadıyorum ben hayatı. Seninle keşfediyorum dünyanın bütün harikalarını...