Kaçış

2.6K 78 55
                                    

"Sarıldık işte."

"E o zaman barıştınız o zaman sen niye böyle durgunsun mutlu değilsin."

Hazan oturduğu yerde huzursuzca kıpırdandı."Bilmiyorum ece onu affettiğimde her şey düzelecek kalbim acımayacak herşey eskisi gibi olacak sandım."

Ece anlamaz gözlerle bakarken hazan'ın elini tuttu. "Abla sinan değişmiş görünüyor tam da senin istediğin gibi bir adam oldu. Barıştınız senin derdini anlayamıyorum affedemiyor musun sorun bu mu acaba."

"Affettim yani sinan'a karşı içimde bir nefret ya da hayal kırıklığı kalmadı. Daha doğrusu sanki hiçbir şey kalmamış gibi eskiden onu görebilme düşüncesi bile heyecanlandırırdı."

Ece gözlerini büyüttü ifadesi şaşkın bir hal aldı. "Bir dakika artık ona aşık değilsin."

Hazan gözlerini kaçırdı başını önüne eğmiş elleriyle oynuyordu. Aslında çok önce farkına varmıştı ama kabul edemiyordu. Kabul etmek istemiyordu.
"Lütfen bu konuyu daha fazla konuşmayalım."

*

Yağız dakikalardır sıktığı avucuna bakıyordu elini gevşetti küçük kırmızı kağıt parçasına baktı hala niye saklıyordu ki hala niye atmıyordu? Kendi gözleriyle görmüştü. Gördüklerinin gerçekliğini düşünüp mırıldandı. "Sarıldılar... Birbirlerine aşıklar..."

Yağız odasında öylece ne kadar oturdu farkında değildi artık zaman kavramını bile unutur olmuştu. Az sonra kapısı tıklandı. "Gel." dedi umursamazca kapı hafifçe açıldı. Hazan hafifçe araladığı kapıdan başını uzattı... "Girebilir miyim." Yağız biraz affallasada cevap verdi. "Tabi gel." Hazan ürkek adımlarla yaklaştı. Kapıyıda kapattı. Yağız oturması için yanındaki boşluğu işaret ederken yerinde kımıldandı ona da yer açtı. "Önemli birşey mi var."
"Bugün çekim var. Aslında ben şey diyecektim sen de gelecek misin?"

"Gelmeyeceğim." Yağız'ın bir nefeste ve hızla verdiği cevap hazan'ı şaşırttı. Oturduğu yerde yan dönüp gözlerine baktı. Yağız'ı bazen anlamıyordu. Neyi neden yapıyor ne düşünüyor, bazense sanki bir anlam yüklüyor ama bunun da kendi hayal dünyasının bir üretimi olduğunu düşünüyordu. "Neden...Yani hep gelirdin."

Yağız kendisine gözlerini kocaman açmış bakan kıza ilk kez anlam veremiyordu. O her baktığında içinde kaybolduğu gözlerde ne düşünür hissederdi. Fakat bu kez farklı bir şey vardı. Farklı bir tını.Fazla sessiz kaldığını farkedip konuştu. "Çekimlere alışman içindi o artık bana ihtiyacın yok bence."

"Var." Hazan'ın sesi biraz yüksek çıkmış bu yağız'ı oldukça şaşırtmıştı hazan gözlerini kaçırdı. "Yani daha tam alışamadım gelmen gerek."

"İyi, tamam bir ara uğrarım."

"Geçiştirme mutlaka gel."

*

"Hazan dikkatini bana ver lütfen." Flaşlar ardı ardına patlarken hazan gözleri kapıda aynı zamanda konsantre olmaya çalışıyordu.Geleceğine emindi, onu yeterince tanımıştı. Yağız verdiği sözleri tutan biriydi. En azından hazan ondan birşey istediğinde geri çevirdiği olmamıştı...

Kabinde çekim için giymeye çalıştığı 3.kıyafetti "kahretsin nasıl bir fermuar bu kapanmadı gitti." Dakikalardır cebelleştiği elbisenin fermuarı aynı noktadan milim kıpırdamıyordu. Artık sinirlenmeye başlamıştı ki elinin üzerinde bir el hissetti, irkildi. Hızla arkasına dönüp "Ne oluyor." Diye bağırırken eller ağzına kapandı. Sözleri yarım kaldı. "Şş benim sessiz ol." Gözlerine dikilen mavi gözler içini ürpertirken anın şokuyla iki genç de konuşamadı. Hazan kalbinin o an için durduğunu hissediyordu. Evet evet ciddi anlamda kalbi durmuş olabilirdi.Söze ilk giren yağız oldu. "Bu küçük fermuar seni o kadar sinirlendirmiş ki sesin koridorda yankılanıyordu, yardımcı olayım." Hazan şaşkın gözlerle bakarken nefesini tuttuğunun farkında değildi, yavaşça önüne döndü. Yağız küçük bir uğraştan sonra fermuarı yukarıya çekmeye başladığında hazan aynadan onu izliyordu. Ne kadar da güzeldi sanki narin bir şeye dokunur gibi dokunuyordu hazan'a ürkek, çekingen, naif nasıl güzel bir kalbi vardı.Fermuarı tamamen kapattığında eliyle o noktayı küçük hareketlerle düzeltti, sanki buna gerek varmış gibi...

Gerçek AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin