"Bu arada Hae Min'e melek gibi diyenleriniz vardı. Görüyorsunuz ya o bir şeytan."
Gülerek Jimin'in koluna vurdum. Bana melek demeleri gururumu okşamıştı.
"Kızdırılmaması gerektiğini fark ettik." Dedi Hoseok ellerini teslim olurcasına havaya kaldırırken. Bizi ayakta izleyen çocuklar sıra sıra koltuklara yerleşmeye başladı. Bu sırada Taehyung da Junkook'un omuzunu iki kere pat patlamış ve oyuncu ancak acılı bir sesle konuşmaya katılmıştı.
"Karakter analizlerine çalışmalısın Kookie."
Jungkook'un yüzü ifadesizliğini kaybedip küçük bir gülümseme ile aydınlandı. Böylece bana melek iltifatını yapan üye ben merak etmeden ortaya çıkmış oldu. Merak etmekten nefret ederdim. Gerçi çok meraklı da sayılmazdım.
"Yanıldığımı sanmıyorum hyung."
Ona bakıp teşekkür edercesine gülümsedim. Şirin bir şekilde yanakları kızarmıştı. Onun teriminde önemi yok demek olduğunu düşündüğüm bir şekilde gözlerini kapatıp açtığında oturduğum üçlü koltuğun yanı çökmüştü. Böylece Jimin, ben ve Yoongi oppa koltuğu tamamlamış olmuştuk.
Bir süre sessizce Bangtan üyeleriyle bakıştık. Sessizlik yemini etmiş gibiydik. Sanki gık diyen olsa üstüne saldıracaktık. Niye böylesine saçma bir sessizliğe gömüldüğümüzü de bilmiyordum. Hepsi bana bakıyordu.
Benim geliş konuşması falan mı yapmam gerekiyordu acaba? Öyle olsa Jimin söylerdi.
Gözlerimi yanımdaki Jimin'e çevirdim. Ben ona bakınca derdimi anlamış gibi otuz iki dişiyle birden gülümsemişti.
"Bana arkanı dön, saçlarını öreceğim."
Hevesle başımı sallayıp sırtım ona gelecek şekilde arkamı döndüm.
"Balıksırtı örsen olur mu?"
"Olur." Dediğinde elleri çoktan saçlarım arasında dolaşmaya başlamıştı.
Çocuklar hala sessizliklerini korurken Jimin boğazını temizledi.
"Eskiden Hae saçlarını asla annesine yaptırmazdı. İlkokulda annesi yaparken canını acıtıyor diye kıstırmalı tokalarla saçma sapan toplardı." Dedi sesinde eskiye duyduğu özlemi saklama gereği duymadan. Çocuklar onlara anı anlatacağını anlamış gibi içten bir gülümsemeyle Jimin'e odaklanmışlardı.
"Bir gün okulda bir kız Hae Min'in saçıyla dalga geçti. İlk kez o gün Hae'nin ağladığını hatırlıyorum. "
Sustuğunda gülerek konuşmaya girdim."Çünkü ilk kez o gün çok çaresiz hissetmiştim. Saç yapmayı gram beceremiyordum."
"Ağlaman beni o kadar sinirlendirmişti ki gidip kızın kafasına meyve suyu sıkmıştım. Pişman değilim yine olsa yine yaparım. "
Çocuklar da benim gibi gülerken o anlatmaya devam etti. Saçlarım arasında gezinen nazik parmakları beni rahatlatıyordu. Canımı yakmamak için ekstra çaba harcaması beni yeniden gülümsetti.
"Sonra ki gün Hae'yi evlerine almaya gittiğimde saçı yapılıydı ancak gözleri de ağladığını belli edecek kadar şişti. Onu öyle görmek o kadar canımı sıkmıştı ki annemden bana saç örmeyi öğretmesini istemiştim. 2 günde güzel örmeyi de öğrenmiştim."
"Öğrendiğin sabah evin kapısını alacaklı gibi çaldığını hatırlıyorum. Normal geldiğinden erken gelmişti. Tutturdu evde saçını öreceğim diye. Annem canımı yaktığı için herkes örerken acıtıyor sanıyordum. O yüzden ilk inatlaşsak da kazanan Jimin olmuştu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkigai |JJK|
Fanfic'Ama sana karşı konulmaz bir hassasiyetim var. Her zaman da olacak, hayatım boyunca. '