4 Yıl Önce
Yağmur sanki birine hiddetlenmiş,birine haykırıyor gibiydi.Bulutlar bile birbirine çatıyor sesleri yer yüzüne öylesine bağrıyordu ki.Evden dışarı adım atasım yoktu.Bu havada dışarı çıkmak aptallık olurdu herhalde.Ta ki Eylül'ün "Çık git şu evden yapıştın kaldın ama yeter ya"diye cırlamasına kadar.İşten atıldığımdan beri evden çıkmamıştım ve çıkmayıda düşünmüyordum.Ben o işe girebilmek için ne kadar uğraşmıştım,ne kadar emek vermiştim...Yani öyle bir anda işten çikarmak da nesiydi???Artık bir gelir kaynağım da olmadığına göre ne mutlu(!) bana.Değil evden yataktan bile çıkmayı düşünmüyorum ne diyor yani bu kız?"Git başımdan,seni mi çekicem bi de ya?"diyorsam da hiç tınmadı beni.Başımı çatlatana kadar dırdır edip durdu ve beni evden çıkarmayı başardı.Yılın tüm ödülleri Eylül'e gelsin.
Muhteşem dağınık topuzum,olmazsa olmaz paçoz eşofman takımlarım "Allah'ım daha ne kadar paçoz olabilirim??"diye sormadan edemiyorum.Bu kılıkla dışarı çıkmak ne kadar doğru tartışmak istemiyorum ve olabildiğince hızlı evden çıkıyorum.Yürüyorum yürüyorum ve gerçekten canım çıkana kadar yürüyorum.Artık eve geri dönmem gerektiğini düşünüyorum ve karşı caddeye dönmeye hazırlanıyorum.Tam karşıdan karşıya geçeceğim zaman karşı dükkanda birini görüyorum."Off o insan mı bee?"demekten kendimi alamıyorum."Biz boşuna yaşamışız resmen "bi kendi kılığıma kıyafetime bakıyorum bi de karşıdakine .Allah'ım niye bu kadar paçoz gibi çıktım ki sanki evden???Niye yani ?Hemen yolumu değiştiriyorum ve eve gidip kendime çeki düzen verip yeniden aynı yoldan geçmeyi düşünüyorum.
Nasıl koştuysam eve kadar( hiçbir fikrim yok ama)2 saatte gittiğim yolu 45 dakikada gittim."Eylülll kanka yetiş!!!"diye bağırmaya başladım ki salak film izliyormuş ve o panikle cipsi kolayı falan yere devirmiş.Normal zaman olsa kavga çıkartır ve evi temizlettirirdim ama öncelik olarak kaymış tipime acil bir şekil verip acilen o dükkana gitmem lazımdı."Eylül,acil saçıma başıma bir şekil verip birlikte evden çıkmamız lazım kankan ilk görüşte aşık olduuuu."dedim ve vereceği tepkiye baktım"Acil çıkamayız çünkü saçin o kadar yağlı ki patetes bile kızartılır.Önce git bi banyo yap sonra bakarız"dedi.Ne diyo bu kız ya bile diyemedim çünkü gerçekler acıydı.Hemen banyomu yaptım ve lavaboyo geçtik.Salak arkadaşım ben banyodayken saçına şekil vermiş,makyaj yapmış ve gayet şık giyinmiş."Rakipiz galiba.Kızım orda sadece benim güzel olmam gerekiyo ki o da bana baksın.O yüzden boşuna emek verip süslenmişsin git çıkar üstündekileri ben giyicem.Makyajını da sil hadi.Bekliyorum burda."dedim.Beni hiç tınmadı ve eline düzleştiriciyi alıp saçlarımı düzleştirmeye başladı.Ben de zaten laf olsun diye söylediğim sözlerden sonra(çünkü asla öyle bir şey yapmaz)makyajımı yapmaya başladım.Bir yarım saatimizi de böyle harcadıktan sonra en sonunda evden çıkabildik ve en sonunda bir otobüse binip o dükkanın önüne geldik. "Allah'ım sana geliyorum..."kalbim yerimden çıkacak gibiydi."Hadi artık girmiyo muyuz?"diye Eylül sorana kadar dükkana girme gibi bir düşüncem yoktu.Ama sonra düşündüm de girmiyeceksek niye buraya kadar geldik?Niye bu kadar süslendik?Ve ben bunları düşünürken Eylül beni dükkana sokmuş bile."Buyrun yardımcı olayım."diyen adama baktım.İyi de o bu değildi ki... Ellül de bu o mu der gibi saçma sapan kaş göz hareketlerine girişti."Bu o değil kal gidek."demem mi gerekiyo hiç bir fikrim yok ama adam "Hanımlar duymadınız galiba yardımcı olıyım dedim."dedi.Ol yardımcı ol da nasıl ol?"Beyefendi dükkanda sizden başka biri çalışıyor mu?"diyebildim.Eylül de o olmadığını anladı bu sayede."Anlamadım?"dedi adam."Yani beyefendi diyorum ki sizden başka biri çalışıyor mu burada?"dedim.Adam "Hayır hanımefendi çalışmıyor."diyince "Haa"diye kaldım.Eylül araya girip"Peki burası ne dükkanı? "diye sormasın mı?Birbirimizi ne kadar rezil edebiliriz yarışmasına mı girdik?Ben başka çalışanı olup olmadığını sorarım Eylül ne dükkanı olduğunu..."Emlak dükkanı burası"dedi ama sesi sinirliydi.Yani benim dükkanıma da gelip ne dükkanı diye sorsalar ben de sinirlenirdim herhalde.Bilemiyorum yani herhalde sinirlenirdim."Girişte de yazdığı gibi."Adam galiba bize laf soktu.Eee peki sabahki çocuk kimdi?diye sorsam çok mu garip kaçar acaba?Ya da burda oturup yeniden gelmesini falan mı beklesek?Off Allah'ım ya ne yapsam acaba?"Ev bakıyor musunuz bakmıyor musunuz?diye bıkkın bir sesle hadi gidin artık edasıyla sorunca Eylül"Evet bakmasak gelir miyiz yani di mi?"diye sorunca boş gözlerle Eylül'e baktım.Niye benim haberim yok da diyemedim."Hıhı herhalde yani."dedim ama Eylül durmak bilmiyor."Biz merkeze yakın küçük ama lüks bir ev arıyoruz demez mi .Ben daha yeni işten atılmışım depozito falan ödeyemem ve o da bunun farkımda.Acaba artık daha fazla benimle aynı evde yaşamak falan istemiyor mu?"Peki fiyat aralığı ne kadar arası?"diyor adam."1000 ile 1500 arası olbilir"diyor Eylül.Ya biz en son o çocuğa bakmaya gelmiştik ne ara ev bakma aşamasına geçtik?"Peki o zaman size evlerimizi gösterelim sonra beğendiklerinizi gezer ona göre karar verirsiniz."diyor adam.Sonra leptobundan 5-6 ev gösteriyor ama ben daha hala Eylül'ün ev değiştirme fikrini sindiremediğim için göz ucuyla bile ekrana bakmıyorum."Hazan sen de fikrini söylese birlikte kalcaz sonuçta."diyor.Neyse hiç değilse eve beni de dahil etti bu da bi şey."Bilmem sen seç işte."diyorum.Sonra "Ben karar veremedim ya bi de evleri gezelim bakalım öyle karar verelim."diyor.Adam da bize evleri göstermek amacıyla arbaya bindirdi ve tek tek evleri gezmeye gittik.Ama sorun şu ki biz zaten merkezde oturuyoruz.Neyse daha sonra Eylül bütün evlere bi bahane buldu ve 5.evde "Hazan biz niye ev bakıyoruz zaten bizim evimiz de buralarda değil mi?O zaman otobüs parası vermeye falan da gerek kalmadı. Beş dakikalık yol yürür gideriz.Evde değiştirmiyosak hadi evimize gidelim."dedi.Adam o an Eylül'e öyle bir baktı ki ben korktum yani."Madem ev bakmıyorsunuz evinizle memnunsunuz niye uğraştırıyosunuz işsiz misiniz hanımefendi."dedi."Benim izin günüm arkadaşım da işsiz.Var mı?Nasıl yardımcı olabilirim dedin otobüs parası verene kadar bırakın dedik kötü mü oldu yani sevap bunlar sevap..."demesin mi ? Adam saçımızı başımızı yolmadan biz de evden çıktık."Sen ne fena bu şeysin ya. Bir an cidden ev bakıyosun sandım.Bu kadar beleşçi olduğunu bilmiyodum."dedim "Yok la gıcıklığına yaptım.Öyle kovar gibi sözler edince bende bi gıcıklık yapayım dedim.Hem oraya kadar gitmişiz elimiz boş dönmeyelim eğlenelim dedim fena mı?Ayrıca bu yağmurda otobüs mü bekleseydik?"dedi.Salak bu kız.Gerçekten süzme salaklardan.Neyse işte tam apartmandan çıkacakken arkadan adamında arkamızda olduğunu çalan telefonu sonucu anladım."Efendim Ömer?"dedi ve karşıyı dinledikten sonra arabanın burda olduğunu nasıl öğrendin?"dedi.Artık apartmandan çıkmıştık.Kafamı bi çevirdim sabahji çocuk adamın arabasının önünde bekliyor."Uygulaması var abi."diye arabanın oradan bağırmasın mı?Dünyam başıma yıkıldı resmen."Kızım oraya kadar gidip adamın orada çalışıp çalışmadığını niye öğrenmiyodun?Boşu boşuna izin günüm gitti ya.."diye cırlamaya başladı."Allah belanı verir de izin gününü görürdün inşallah.Arabanın ordaki o.İşlettiğimiz adamda abisi heralde.Artık bakacağı varsada bakmaz sayende."Eylül'ün önce ağzı bi yamuluyor daha doğrusu gülmemeye çalışıyor ama işte gülse ne fark eder gülmese ne fark eder?"Kanka adam yanımda başka biri çalışmıyor diyince müşteri sandım gördüğünü.Ayrıca adam zaten sana bakmazmış.Tipe baksana lan."zorla diyor ki gel saçımı başımı yol."Benim tipimde ne varmış çok merak ettim söylesene bi."diyorum.O sırada adının Ömer olduğunu duyduğum meteor ve abisi arabaya binip gidiyorlar.Gitme dur diye bağırmak istiyorum o an ama iste bu kadar rezillik bugüne yeter bence."Sen bir kere o adam kadar elit giyinmezsin.O kadar bakımlı falan da değilsin.Eee o zaman?" "Git Eylül elimden kaza çıkmadan git"diyorum ve oda evin yolun üstündeki markete giriyor.Tabi ki onu beklemeden yoluma devam ediyorum.Arkamdan"Beklesene beee
!!!"diye cırlıyor ama o kadar sinirliyim ki...Gelecekteki kocamı,çocuklarımın babasını bir beyin yoksunu yüzünden az önce kaybetmişim.Tamam biraz abartıyor olabilirim ama...Aması yok diyecek lafımda yok."Sana çikolata aldım.Hem de elime ne kadar geçtiyse hepsini topladım.Şanslı günündesin.""O kadar şanslıyım ki rezil arkadaşım acaba ne yapabilir diye düşünsem aklıma gelmiyecek olaylar yaşatıyor bugün bana.Ama işte yine de çok şanslıyım."diyorum."Bak sen ne yap biliyor musun?Bence evimizi gerçekten değiştirelim o emlakçıdan da özür diler muhabbet falan kurarız.Ne dersin?""Sonra adam da o şaka bir kere yapılır diyip bizi evden atsın.""O zaman orada her gün yürüyüş yap belki yine karşılaşırsınız?""Hıı her gün süslenip püslenip topuklularla yürüyüş yapayım.Belki!!! bir gün görürüm niyetine.Yıllarca beklerim artık herhalde!"diyorum."Neyse boşver artık giden gitti biten bitti.Bi tane çikolata alda onu ye bari."doğru söze diyecek laf bulamıyorum. Eylül'ün aldığı çikolatalardan bir tane alıp yemeye başlıyorum.Daha sonra bir parka gidip kamelyalara oturuyoruz.Ne yapmalıyım da o çocukla yeniden konuşmalıyım diye düşünüyorum ama yok yani.Olacak gibi değil.Abisi olduğunu düşündüğüm adam kardeşine iki salakla ve beleşçiyle tüm gün uğraştım derse( ki demiştir )eee o zaman ne yapmalıyım???"Bence bir kaç gün gizlice oralarda dolaş ben işten çıkınca yine bu parkta oturur ne yapacağımızı düşünürüz.Ayrıca o civarlarda da kendine bi iş bak.Hiç değilse bir işin olur." diyor.Aslında fikri gayet cazip geliyor."Beynin yıllar sonunda ilk defa çalıştı Eylül.Bunu kutlamamız lazım."Pis pis bakıyor ve "Sana yaranılmaz kızım.Ne gıcık bir şeysin sen!!.""Neden acaba???"diyorum ama fikri makul.Yani yürüyüş yapmam ve ben yürüyüş yaparken beni görüp beğenmesini beklemek asırlar sürer.Hiç değilse gizlice bakıp araştırdığımda hakkında fikir sahibi olabilirim.Ayrıca orarlarda iş bulursam daha iyi olur."Kalk gidek hadi çok sıkıldım."diyorum."Ve evimizin yolunu tutuyoruz.Yağmurlar eşliğinde elimizde şemsiyemiz eve vardık.Yarının,yarınların bize ne getireceğini bilmeden yine bir uykuya daldık.
GÜNÜMÜZ
Küçükken her şey gözüme ne kadar fazla büyük gelirdi.Sanki her şey ulaşılmazdı.Ne biliyim işte yıllar fazla anı çalarmış.Hafızamızda küçük kareler,sadece bir an,fotoğraf bırakırmış.Evler hatırlıyorum.Çok devasa gelmişti.Çok büyütmüştüm gözümde.Oysa tüm değer sahip olamamanın verdiği kıymetmiş.Elde edince gökdelen bile gecekondu gibi geliyormuş.Oysa bu emek,bu çaba sıkılınca bir paçavra gibi atmak için miydi?
Keşkelere sığınıp keşke hiç olmasaydı, uzaktan herşey daha güzeldi demek için mi?Ya da dışardan göründüğü kadar güzel mi falan demek için mi?Çünkü şu an tam olarak o anı yaşıyorum.Keşke hiç olmasaydı diyorum.Öyle bakacağına keşke hiç olmasaydı.Bunları yaşayacağıma keşke hiç olmasaydı...Dışarıdan göründüğü gibi kalsaydı her şey,içine girmeseydim keşke.Onları tanıdıkça yaşadığım hayal kırıklığındansa sessiz sedasız kendi köşemde yaşasaymışım...Çok uzaklarda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nedensiz de Sevilir
Novela JuvenilEskiden çok verimli güzel şimdi ise susuzluktan çatlamış, kurumuş bir toprak olmaktansa kum olmayı seçtim ben. Neticede toprağın nasıl çatladiğini ,kuruduğunu herkes görebilir ama kumların başına ne geldiğini, nasıl savrulduğunu, kimin üzerine bası...