Her kayıpta bir kazanç, her affedişte bir boşveriş, her gözyaşında bir gözyaşı daha. Acılarına hükmet dediler bana. Yalnızlığında kaybol ki hatırlama yolları. Hatırla senden olmayanları! Hükmet dediler bana dinmeyen üşümelerine. Hükmet tüm düşlerini yakan günlere. Öyle günler vardır ki ömürlerimizde bir şey ansızın başlar ve başlatmak düşer insana. Bana düşen simsiyah matemi bırakıyorum ayakuçlarınıza.
Merhaba, ben eski çağ enkazı Tomris. Güneşin ellerinden tutmuş ellerinize merhaba. Okyanusun en karanlık dibinde ki en güneşli yüzeyinde unutun beni. Unutun beni tüm renklerin renksizliğin de. Nasıl olsa siyah ve beyaz hep akraba. Unutun sönmeye çalıştığınız ateşleri. Sis kaplamış, maviyi unutmuş, kuşları öldürmüş, bulutları yok olmuş, yıldızları düşmüş, güneşi aynada kendi sanan dünyanıza merhaba.
Sahi ne zamandır yıkıyor yağmur benden olmayanları? Ne zamandır susuyorum çığlık çığlığa? Yüzünüzü arıyorum toz, kan, kir, tükürük olmuş uzayın griliğinde. Yüzünüzü arıyorum çarşafını sıyırmış evrende. Tüm dünyaya vakti olan kendi saniyesini unutmuş insanlarda sizi arıyorum. Sonra ilk gök kuşağında sizi unutuyorum. Birbirini tekrarlayan günlerde sizi yoruyorum. Ağır ağır ölüyorsunuz, ansızın fırtına da. Kaynayan çorbada demleniyor yokluğunuz. Hesabın çoktan kesildiği hesaplar tutuyorum. Hükümsüzce hükmediyorum zoraki önce kendime. Yeryüzünde ki tüm suların rengine karışmak ve yeryüzüne ait olmayan gök kokusuyla unutmak istiyorum. Merhaba ben eski çağ enkazı Tomris.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ OLMAYA YAKIN
RomanceMerhaba, ben eski çağ enkazı Tomris. Güneşin ellerinden tutmuş ellerinize merhaba. Okyanusun en karanlık dibinde ki en güneşli yüzeyinde unutun beni. Unutun beni tüm renklerin renksizliğin de. Nasıl olsa siyah ve beyaz hep akraba. Unutun sönmeye çal...