Bölümü okuduktan sonra lütfen son kısmıda okuyun. Teşekkürler.
Bu bölüm Peter' ın ağzından. Birazda onun duygularını öğrenelim dimi ama. Bence biraz olsun seveceksiniz onu. ;)
Multımedia Peter. Bölüm şarkımız Christina Perri - Army ... İyi okumalar.
***** Peter' ın Ağzından *****
Karnıma ve göğsüme aldığım dabeler sonucunda bayılmış olmalıydım. Amma da sert vurdu p*ç . Kim oluyor o? Geldi. Resmen ağzıma sıçtı gitti. Daha önceleri böyle dayak yediğim oldu ama benim dövdüklerimle kıyaslarsak bu hiç bir şey sayılırdı.
Etrafa, uzandığım o soğuk, deniz suyu kokan ve yer yer ıslak olan zemine baktım. O an hâlâ kiraladığım teknede olduğumu hatırlattı.
Rose gitmişti. O adını bilmediğim ama elbet öğreneceğim ve bana yaptıklarından dolayı pişmanlık duyacak olan o pislik bunları ödeyecekti.
Uzandığm zeminden doğrulmaya çalıştım. Her yanım ağrıyordu. Bunu hak edecek ne yapmış olabilirdimki. Ah doğruya ben yani Peter sadece sevmişti. Hemde deliler gibi.
Şuana kadar Rose' u elde etmek için tüm kötü şeyleri yaptım. Ona kurduğum tuzaklar... Benim olması için attığım iftiralar... Bilirsiniz lisedeyseniz ve bizimki gibi bir okulunuz varsa birine söylediğiniz bir şey aynı anda sanki anons yapmışsınız gibi herkesin kulağına fısıldanır. Rose benim yüzümden bir dedikodunun göbeğinde kalmıştı. Rose bunu sonucunda ciddi anlmada üzülmüştü ve okulunu değiştirip Oregon' a taşınacağı haberi tüm okulun dilindeydi.
Daha sonra ne oldu bilmiyorum ama sanırım Tix denen kuyruğu onu vazgeçirmişti.Tabi sonuç beklediğim gibi olmamıştı. Ayrı bir sınıfa geçmişti. Yani benden bir adım daha uzaklaşmıştı. Bende o sıralar sigaraya başladım. O sigaranın keskin tadı beni rahatlatıyordu. Dudaklarımın arasına aldığım her bir sigara beni Rose' tan uzaklaştırıyordu ama bırakamıyordum.
O iyi, saf ve güzeldi. Ailesi ayrıydı. Annesiyle yaşıyordu. Annesi kısa aralıklarla uzun iş seyahatlerine çıkıyordu. Babası ise Rusya' daydı. Babası sanki birinden kaçar gibi gitmişti. Annesi ise o günden sonra Rose' u herkesten sakınmıştı. Daha sekiz yaşında olan Rose parka çıkmaz olmuştu. Okula annesiyle geliyordu. Okul çıkışına kadar da annesi onu büroda oturarak bekliyordu.
Yaklaşık 12 yaşlarındayken Rose' u ilk kez Tix ile parkta gördüm. Çılgınlar gibi koşturuyor, birbirlerini ittiriyor, şakalaşıyorlardı. Sanırım ona tam olarako an aşık oldum. O kalçalarına kadar uzanan dalgalı sarı saçları koştukça rüzgarda dans ediyordu. Okyanus mavisi gözleri hayat doluydu. İşte o an hayatımın aşkını bulduğumu anlamıştım.
Onui aşık olduğum kızı izlemek için parkın onlara doğru bakan bir bankına oturmuştum. Gözlerimi ondan alamıyordum. Aklımda devamlı bana sarıldığının , saçlarımı okşadığının hayalini kuruyordum.
"Onunla konuşmayı denedin mi?" duyduğum yaşlı ve yorgun ses sonucunda irkilmiştim. Bir anda kafamı yanıma çevirmemle o solgun, buruşmuş yüzü, bembeyaz parıldayan saçlara sahip sevimli bir kadını görmem bir oldu. Hani filmlerde elinde kuş yemiyle parklarda oturup kuşları besleyen yaşlı kadınlar vardır ya gerçek aşklarını beklerler o parkta işte o an o yaşlı kadını onlara benzettim. Neden mi? Elindeki kuş yemi torbasından olsa gerek. O an daha cevap vermediğim geldi aklıma.
"Efendim?" diye bildim yutkunarak.
"Genç oğlum, konuşmayı denedin mi?" diye sorusunu tekrarladı. Rose' u mu kastediyordu acaba?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bazen Sadece Seversin
ChickLitHayatta her şeyin bir başlangıcı vardır ve her başlangıç beraberinde sayısız bela getirir. Bu belayı önlemeyi denesek de olmuyorsa ne olacak şimdi? Elimizden tek bir şey gelir o zaman "BAZEN SADECE SEVMEK" .