Yeni bir hayat yeni bir sabahımdı bugün çünkü yeni bir ülkeye taşınmıştık ve ben kimseyi tanımıyorum -doğal olarak- , arkadaşlarımı seviyordum onlardan ayrılmak bana çok koydu ve ben artık yeni arkadaş istemiyorum...Oturduğumuz cadde aynı korku filmlerindeki adam doğramak için kullanılan evlerin olduğu caddeye benziyordu, okula giderken zorla babamı kaldırıp beni bırakmasını istiyordum ama nafile "Charla artık büyüdün kocaman kız oldun tek başına gidebilirsin" ya tabi işine gelince büyük işine gelince küçük oluyoruz zaten. Babam hala caddeyi görmedi galiba çok ürpertici.
Her sabah erken kalkmaya ne kadar alışamasam da kalkmak zorundaydım 'okul' dene çocuklara zorla öğrenmek istemedikleri bilgileri öğretmek, işkencelerle dolu sınıflandırması olan saçma bir yapıydı ve bende gitmek istemiyordum. Okulun ilk günü değildi ama benim için öyleydi çünkü okullar açıldıktan 1 ay sonra taşınmak kararı almışlardı Bayan Anne ve Bay Baba. Yeni okul, zorunlu yeni arkadaşlık demek ve bu 1 yılımı alacak. Nefret ediyorum!!
Okulun yolunu tuttum, kafamı öne eğerek çünkü etrafıma bakınmak istemiyordum. Caddeden çıktıktan sonra kafamı kaldırdım bir çocukla çarpıştım fark ettim ki okula varmışım bile. Çocuğun yüzüne bile bakmadan yerdeki defterlerini toplamaya yardım ettim. Göz ucuyla baktığımda OMG!! hayatımda gördüğüm en yakışıklı insana çarpmışım. Amerikalı olmadığı kesindi.
"Kitaplar için üzgünüm."
"Üzgün olma"
"Peki"
Bu nasıl bir cevaptı havalı olma tavrı olsa gerek. Neyse ki yakışıklı çocuk görünce orada eriyip gidecek bir tip değildim ama yürümeye başlamamla kendi ayağıma takılmam bir oldu neden çünkü ben çok yetenekli bir insan olarak doğdum(!) Yere yüz üstü kapaklandım. Havalı ve centilmen olan gizemli yakışıklı bana kalkmamda yardım etti ve hiç bir şey demeden hızlıca uzaklaştı. Eveet! ilk gün ki heyecanım buraya kadar artık eve dönmek istiyorum!
Yüzümü yine yere eğerek Müdür Bey'in odasını bulmaya çalıştım, bu utançla insanların yüzüne fazla bakabileceğimi sanmıyorum çünkü. Okulun içine girer girmez karşıma çıkan kocaman ' MÜDÜR' yazan tabelaya "işte burası" diyerek hızla ilerledim.
Kapıyı tıklatarak içeri girdim. İçeri iç açıcı bir şekilde kahve kokuyordu çok da hoşuma gitmişti. Müdür 1.70 boylarında kafası kel ciddi ve sert bakışlı biriydi -ürkütücü- O bakışları görünce yanına çekinerek ve yavaşça gittim.
"Günaydın. Ben sınıfımı bilmiyorum Müdür Bey, ben yeni öğrenciyim de." olabildiğince samimi ve korkmamış gözükmeye çalışarak.
"Evet, bende senin gelmeni bekliyordum sanırım adın Charla değil mi? Hadi gel sana sınıfına kadar eşlik etmeliyim." Bir anda değişen bakışları aynı annemi andırdı sanki bana...
Önden yürüyordu bende hemen arkadasındayım. Okul gayet güzeldi kocamandı ve neredeyse her yer bembeyaz boyanmıştı sınıfların kapılarının yanında dolaplar vardı ve onlar bile beyazdı. Koridordaki son sınıfa götürdü kapıyı açınca çok heyecanlandım müdürü gören herkes ayağa kalktı.
"Teşekkür ederim çocuklar, oturun lütfen."
Müdür tipi gibi bir insan değildi anlaşılan, konuşması çok nazik ve cana yakın gelmeye başlamıştı.
Göz ucuyla sınıftakileri keserken okulun girişinde gözünün önünde yere kapaklandığım insansıyı gördüm göz göze gelince alaycı bir gülüş attı ve ben de doğal olarak yanımda duran Müdür Bey'in arkasına saklandım. Neden böyle bir şey yaptım lan! Bu daha kötü şimdi bütün sınıfa rezil oldum. Lanet girsin saçma sapan reflesklerime!!
Ben müdürün arkadasındayken hala konuşmaya devam ediyordu.
"Evet çocuklar yeni bir arkadaşınız oldu. Buraya yeni taşındı ve yabancı lütfen yalnızlık hissetirmeyin. Evet, Kendini tanıt." -ilk okulda mıyız müdür bey ?-
Tabi böyle bir şeyi derken yanında durmam gerekirdi arkasında değil hemen kendime çeki düzen verdim ve eski konumuma geri geldim.
"Merhaba! Ben Charla, buraya yeni geldim umarım iyi geçiniriz."
Kimi kandırıyorsam bu sözlerle arkadaş edinmekte berbatım, daha okulun kendimce ilk gününde kendimi rezil ettim. Bu saatten sonra kendim istesem bile benimle kimse arkadaş olmaz. Okul bahçesinde hep yalnız oturucam, Hayır!!
Kendi kendime içimi yerken öğretmen bana seslendi " İstediğin boş yerlere oturabilisin" ve bense kafamı salladım kimsenin yüzünü görmek zorunda olmayacağım ve sadece öğretmenin yüzünü görebileceğim tek yer en ön sıra.
Öğretmen bir şeyler anlatıyordu ama ben hiç bir şey anlamıyordum. Öğretmenin söylediği tüm şeyler bana 'bla bla bla' diyerek bir kulağımdan giriyor diğerinde çıkıyordu. Kafamı sıraya koyup uyumak istiyordum ama öğretmene ilk günümden kötü bir izlenim vermek istemeyiz sonuçta ben çok ilgili bir öğrenciyim(!)
Artık iyice uyuklamaya başlamıştım ki zil çaldı, çalmasıyla kafamı sıraya yapıştırmam bir oldu. Sınıftan erkeklerin hepsi çıkınca kızların dedikodu time başladı.
"Biliyor musun bizim üst sınıfların birinde Luzzy bugüne kadar kiminle çıktıysa hepsiyle tek gecelik ilişkiler yaşamış..."
"Zaten onun olduğu sınıfta ki..."
Daha fazla dinleyemem dedikodu, bana ne milletin kim kimin altına yattığından. Merdivenlerden en üst kata çıktım en sonra müdür bana burada bulabileceğimi söylemişti ve öyleydi. Kantinde en sevdiğim koku o koku yemek kokusu! Kantin çok güzel duruyor daha çok gençler için tasarlanmış kafe gibi.. Kantin sırasında kimse yoktu bende hemen kendi yerime geçtim. Cebimden paramı çıkartırken sabah çarpıştığım çocukla aynı sınıfta olmamız yetmezmiş gibi kantinde de karşılatık.
"Selam ben Brandon, senden bir iyilik isteyebilir miyim? Hatırladın değil mi beni sabah çarpışmıştık."
"Evet hatırladım... Ne istiyorsun? Bu arada ben Charla" Tabi yakışıklıya ismini bahşetmezsen olmazdı tatlım.
"Birazdan buraya iki kız girecek biri kızıl saçlı diğeri siyah ikiz gibidirler buraya girdiklerinde çok iyi anlarsın...onlara bir şey göstermeme yardımcı olur musun? Ama çabuk cevap ver çünkü birazdan burada olurlar."
Bana bakmadan konuşup merdivenlere bakıyordu onları kontrol ediyordu demek ki "Peki, ama ne oldu..." demenden beni dudağımdan öptü!!