Biraz sonra Lucy ile yatakhaneye doğru yürümeye başladık.Çoğu kişi yataklarına yatmış bazıları horluyordu bile.Pijamalarımı üstüme geçirdikten sonra yatağıma uzandım. Lucy'de yanimdaki yatağa uzandı.
Ona bakarak fısıldadım "Halâ bizi kimse evlat edinmedi hayalimize adım adım yaklasıyoruz."gülümsedi.En büyük hayalimiz Üniversiteye başladığımızda aynı evi tutup o evde beraber yaşamaktı.Bu hayale Bella'da dahildi ama yaptıklarından sonra onu görmeye tahammül bile edemiyorduk.
"Adrian ve Dylan da bizimle yaşayabilir."Yastığımı düzeltip basımı koyduğumda "Bunu zaman gösterecek Lucy"dedim.
Fazla umutlanmak istemiyordum.Bella'nın bana yaptıklarından sonra tüm güvenim sarsılmıştı. Ama Lucy'nin fikri de kulağa kötü gelmiyordu. Bir hafta sonra doğum günumdü. Acaba Lucy ve diğerleri hatırlayacak mıydı?Bunları düşünürken uyuyakalmışım.
Güneşli bir cumartesi sabahına merhaba demek harika hissettirmişti. Lucy bana bakarak"Bugün dördümüz parka gitsek nasıl olur?"demişti. Sesi hevesli çıkıyordu.
Onu kırmamak için "Neden olmasın? Adrian ve sen birbirinizi daha iyi tanımış olursunuz."dedim, bana pis pis sırıtarak "Sen de Dylan'la yakınlaşmış olursun. Hem belki.."Sinirli bir şekilde ona bakarak "Sadece dostuz Lucy salak salak konuşma!" dedim.
Sesim çok yüksek çıkmıştı. Bu konuda oldukça hassastım."Tamam hadi giyinelim o zaman"diyerek dolabından kıyafetlerini çıkarmaya başladı.
Onu kırdığımın farkındaydım. Boynuna sarılarak "Özür dilerim seni kırmak istemedim, ama düşündüklerin çok yanlış."dedim.Hemen yumuşuyordu. Kin tutan biri değildi ,bu huyunu seviyordum. Dolabımı açarak kot şortumu ve askılı gömleğimi çıkardım.Saçlarımı düzleştirerek uçlarını hafifçe kıvırttım.Hademeler görse bizi öldüreceklerdi,düzleştiriciyi yurda gizlice sokmuştuk.Saçlarım bitince rimelimi sürdüm ve hazırdım.
Lucy Adrian'a mesaj atmıştı. Adrian'da Dylan'a söyleyecekti. Ağır ağır bahçeye indik. Her zaman oturduğumuz bankta beklemeye başladık. Çok geçmeden ikiside yanımıza gelmişlerdi.
Adrian Salaş bir t-shirt üstüne hırka altına da kot pantolon giymişti. Dylan ise beyaz t-shirtünün üstüne kareli bir gömlekle buz mavisi bir kot pantolon giymişti.Beyaz t-shirt ve gömleğinin uyumu harikaydı.
Adrian Lucy'e yaklaştığında yanağına sulu bir öpücük kondurdu.Ardından el ele tutuşup yürümeye başladılar. Arkalarından Dylan'la ikimiz geliyorduk. Dylan yan gözle bakarak beni süzüyordu."Oo sevgili arkadaşım çok güzel olmuş. Hasta halinden eser kalmamış, daha iyisin dimi?"
Bunu söylediğinde evet anlamında başımı salladım.Gözlerim Lucy ve Adrian'daydı.Onları izlediğimigören Dylan "Birbirlerine çok yakışıyorlar."dedi.Ona bakarak "Seninde en iyisini bulacagından eminim."saçını karıştırdı."Peh bana kim dayanır,kızı iki günde delirtirim."dedi.Bunu söylediğinde "Kesinlikle"diyerek ona katıldım.Birbirimize bakarak güldük.Lucy bize bakarak "Ne kıkırdıyorsunuz siz?"dedi.Dylan'a bakarak "Hiiiç" dedim hâlâ kıkırdıyorduk.
Piknik alanı gibi bir yere geldiğimizde masalara oturduk.Marketten cips,kola çikolata gibi aburcuburlar almıştık.Yedikten sonra ilerideki çocuk parkına gittik.Sessiz bir yerdi,kimsecikler yoktu.Lucy salıncağa oturmuş,Adrian onu sallıyordu.Ben kaydırağa oturmuş onları izlerken Dylan beni itti.Tepesi takla aşağı düşerken "Lanet olası bunu sana ödeticem."
Üçü birden gülerek yanıma geldiler. Kaydırağın ucunda baş aşağı duruyordum. Çabucak doğrulduğumda Dylan topuklamıştı.Ağacın arkasına geçmiş onu görmediğimi sanıyordu.Diğer taraftan dolanarak arkasına geçtim."Dylan"diye bağırdığımda hortlak görmüş gibi bana bakıyordu.Kaçmaması için bacağımı ağaca dayadım. Köşeye sıkışmıştı.Onu gıdıklamaya başladığımda deli gibi gülüyordu. Yerden çimleri kopartarak tam gülerken ağzına soktum.Gülmesi kesilmişti. Aptal aptal bana bakarken "Ödeştik." dedim.
Çimleri tükürerek gözlerimin içine baktı.O bana doğru yürürken ben geri geri yürüyordum.Arkama bakmıyordum. Bir anda ağaca çarptığımı hissettim, Dylan bana şimdi yandın bakışı atarken içimden "Siktir!"dedim.Elini ağaca dayamış gözlerimin içine bakıyordu.Çok yakındık.
Uzaktan bağıran Adrian'ın sesini duyunca o tarafa döndü.Fırsattan istifade ederek kolunun altından sıyrıldım.Bana "Hey buraya gel,işimiz daha bitmedi."dediğinde ona dil çıkararak salıncağın oraya koştum.
Adrian ve Lucy bana bakarak"Ne zaman gidicez müdüre Whanson sorun çıkarmasın?"dediler. "Bencede artık gitmeliyiz" dediğimde Dylan kollarını çapraz bağlamış bana bakıyordu.Tekrar ona dil çıkardım.Bu sefer üçü birden gülmeye başladılar.
Yurdun kapısına geldiğimizde Lucy ve Adrian'ın iki saat birbirlerinden ayrılmalarını bekledik.En sonunda "Farklı ülkelere gitmiyorsunuz.Aynı yurttasınız istediğiniz zaman birbirinizi görebilirsiniz."dediğimde ters ters bana baktılar.Onlara ne var ya? bakışlarımı fırlatırken yurdun kapısından içeri girmişlerdi bile.
Dylan kolumdan tutup beni kendine doğru çevirdi."Sana teşekkür etmem gerek Avril. Bunca zaman sonra tekrardan mutlu oluyorum.Beni mutlu ediyorsunuz.Dostlarınla beraber olmak harika bir duygu,bana bu duyguyu tattırdığınız için size minnettarım."Ona gülümsedim."Her hafta sonu bunu yapabiliriz"dediğimde küçük bir çocuk gibi sevinmişti.
Yemekhaneye gitmeyecektim karnım toktu. Yatakhaneye girdiğimde herkes yemekteydi.Bir tek Lucy yatağında oturuyordu.Bana bakarak "Bugün harikaydı öyle değil mi Avril ? Adrian'la yakınlaşmak için harika bir fikirdi."Bu kız gerçekten aşık olmuştu.
Telefonumu alıp biraz oyun oynadım.Çok yorulmuştum, yarım saat sonra uyuyakalmışım.
-------------------------------------------------------------------------------------------------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanka Ayağı G*t Ayağı
Teen FictionKankası ve sevgilisi tarafından ihanete uğramış Avril ve hayatına basta dost olarak giren Dylan`ın hikayesi.