İnci'nin bana dediği yere gittik. Bahsettiği gibi güzel görünüyordu. Deniz kenarında yürüyüş alanıydı. Bir bankta oturan yaşlı amca martılara simit atıyordu. İnci;
-" Yaşlı Amca'nın yanına gitsek bize de simit verir mi?"
-" Verir bence."
Yaşlı Amca'nın yanına gidip miyavlamaya başladık. Bizi görünce mutlu oldu. Simidini bizim yiyebileceğimiz kadar bölüp önümüze koyduktan sonra gitti.
-" En azından atıştırmış olduk."dedim.
Aradan 5-10 dakika geçmeden Yaşlı Amca'nın tekrar gelmesine şaşırdım doğrusu. Elinde bir poşet ve olta ile gelmişti. Bizim olduğumuz banka oturdu. İki kap ve bir paket salam vardı. İki kaba eşit miktarda salam koydu ve önümüze bıraktı. İnci ile çok sevinmiştik. Biz salamlarımızı yediğimiz sırada Yaşlı Amca da balık tuttu. Dört büyük balık tutmuştu. İkisini kendisine ayırdıktan sonra bize birer balık verdi. Biz adama nasıl en güzel teşekkürü edebileceğimizi düşünmeye başladık resmen. Balıklarımızı bitirdikten sonra:
- "Bence yarın da gelelim İnci. Baksana adam bize ziyafet çektirdi resmen."
-"Bence de."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şirin
PertualanganBir kedinin, yani Şirin 'in hikayesi. O bir sokak kedisiydi.Hikayesinin devamına kadar.. Şirin küçük bir yavru iken yaşadıklarını unutup insanları sevmeye başlıyor.. Alttaki küçük yıldıza basarsanız sevinirim 😊