"BEY"

35 0 0
                                    

Zaman durdu aniden.Sadece olduğum yerde kalakaldım.Apartmandaki sesler git gide daha çok yaklaştı.Sonerden silah almadığım için evde silah yok.Tek mutfaktaki ekmek bıçağı aklıma geldi.En azından kendimi onla savunurum diye düşündüm.Hızlıca mutfağa geçip ekmek bıçağını aldım.Sesler kesildi aniden.Sessizce evde yokmuş gibi davrandım bende.Kapı çaldı.Ne yapıcağımı bilemiyorum.Cama yönelip aşşağı bakıyorum.İkinci katta otursamda baya yüksek olduğundan atlayamam diye düşünüyorum.Kapı tekrar çaldı..Sessizce tuvalete doğru giderken ayağım masaya çarptı.Masanın ucunda duran tabak pat diye yere düştü.Kırılmasa bile o ses dışardakilere yetti.Kapıya bir tekme atıp kırdılar.Karşımda aniden dizilen beş kişi bana baktı.Elimdeki ekmek bıçağını kullanmak istesemde en fazla ikisinin üzerinde kullanabilirim diğer üçü beni alt eder diye yere attım bıçağı.Kaçma umudum bitti.Tek yapmam gereken patrona ne yalan söyleyeceğim oldu.Kafamın içinde milyonlarca senaryo kurdum.Ne diyicem amına koduğumun patronuna? Galiba bu kez sonu yaşıyorum.Adamlar beni tuttu ve dışardaki arabaya yaka paça soktu.Patronun yolunu tuttuk.Bana nereye gittiğimizi öğrenmeyeyim diye siyah göz bandı taktı içlerinden biri.Aradan bir saat geçmeden durdu araba.Tutarak dışarı çıkardı iki adam beni.Bir nefes aldım.Çok fazla oksijen vardı.Kesin dağlık bir yerdeyiz,bu kadar hava olması bunu gösteriyor.Adamlar beni yönlendirip kollarımdan bir eve soktular.Bir kat aşağı indik.Gözümdeki maskeyi çıkarıp bir odanın önünde durduk.Bana "Gir!"diye komut verdi biri.Odaya girdim..Gözlerime inanamıyorum.Düz uzun bir masa ve en başta oturan biri var.Yanındaki sandalyede ağızı yüzü kan içinde Soneri gördüm.Adam bana,ben sonere kitlendim."Gel otur bakim sende Kazım kardeş." Diyerek beni o kitlenmeden çıkardı adam.
"Kimsin sen?"
"Ben büyük patronum evlat.Sen gel otur konuşalım derdin ne anlayalım."
"Bir derdim yok büyük patron."
"Derdi olmayan insan neden benim ortağımı yakalatır?"
"Belki sana ortak olmak içindir?"
Adam birden durdu.Kafasında konuyu tarttı kesin.Belliydi yüzünden.Bu diyaloğun bu kadar hızlı gelişmesini beklemedim.Bu yüzden konunun üzerine giderek ordan nasıl çıkıcağımı anladım."Nasıl bir ortaklık?" Dedi adam.Yavaş yavaş onun yanındaki sandalyeye yürürken hala kafamda bir sürü senaryolar kuruyorum.Adamın sorusunu içimden düşünürken o dedikleri büyük patronu incelemeye koyuldum.Yaklaşık kırkbeş,kırkaltı yaşlarında uzun süredir bu işlerde olduğundan artık saçları yok denicek kadar az kalmış yani neredeyse kel,göbeği önde kilolu bir adam.Aklıma bu adamın ne icraatler yaptığını getiriyorum.Sonerden duyduğum kadar psikopat biri.Her düşmanına işkenceyle öldürürmüş.Bu yüzden bu yavşağı ikna etmem şart! fakat aklıma gelen her senaryonun sonunda beni öldürdüğünü görüyorum.Bu yüzden her zaman yaptığım gibi doğaçlama yapmaya karar verdim.Yanındaki sandalyeye oturup adama döndüm.Soner okadar dayaktan bayılmış olcakki masaya düştü kafası.Adam bana bakarken adrenalin seviyem yükseldi.Konuyu unutup adama bakmaya daldım.Adam bunu anlamış olucakki "Anlat bakalım planlarını genç osman."diye beni kendime getirdi.Genç osman diye lakap takması kadar saçma bir durum yok açıkcası.Genç Osman osmanlı devletinin padişahıydı sonuçta.Bizim durumumuzda ise genç osman o adam bize ise onu boğan yeniçerileriz..Adamı daha fazla bekletmeden ilk aklıma gelen ve tüm ticaret bilgilerimin hepsini ortaya dökmeye başlıyorum.
"Bu senin ortağın senden para kaçırıyordu patron.Bildiğin gibi malını ben ve soner getirtiyorduk.İşleyişimiz şu şekildeydi; Havadan gelen mallar normal vergisi ödenip geliyor.Denizden gelen konteynırların içerisindeki malların içerisine uyuşturucuda ekleniyor.Limandakilere para verilip ülkeye sokuyorduk.Karadan gelenler için önce bir iki tırı yakalatıp geriye on onbeş tırı rahat geçiriyoruz."
"Ee benle ne alakası var bunların?"
"Çok alakası var patron.Öncelikle ortağın senden parayı alıp bu işi yapıyor.İşi bitirdikten sonra senin muhasebe defterindeki rakamların hiç biri doğru olmuyor.Çünkü denizden gelen uyuşturucu ve kırılmış,denize düşmüş diye zayiat gösterdikleri direk onun kârı.Ayrıca karadan gelen üç tırda ona ait oluyor.Senin paranla işi bize yaptırıp hem senden çalıyor hem gizliyor hemde senden zengin oluyor."
Adam aniden buz adama döndü ben bunları uydururken.İki dakikada bir sistem kurup kafamda ticaretteki daha önce yaşanmışlıkları katarak ortaya büyük bir iftira atıyorum.Acaba yer mi? Bunu benden belgelemi isterse ozaman sıçarım işte.Ne diyiceğini heyecanla bekliyorum.O buza dönen adamın kafasından bin tilki dolaşıyor bunu hissediyorum her zerremle.Adam ayağa kalkarak odanın içinde yürümeye başladı.Hiç bir şey söylemeden geziniyor bir eliylede olmayan saçını kaşımaya çalışıyor.Kafasındaki olayları oturup tartmış olcakki bana döndü ve "Senin teklifin ne genç osman?"dedi.Gerçekte bir teklifim yok tabiki.Sadece çıkmak istiyorum soneri alıp.Bir cevap vermem gerekiyor gene doğaçlama..
"Benim teklifim patron bu işi zaten biz yapıyorduk.Bırakın biz yapmaya devam edelim.Soneri ortağınız yapın ve tüm yetkileri verin.Bizde daha çok verim sağlayalım."dedim.Adam ikna olmuşa benzemedi çok.Kafasında soru işaretlerinin hepsini aydınlatmam lazım.Yüzündeki salak ifade ani karar verip beni öldürebilir.Tüm sorununu kaldırmak istiyorum.
"Bakın efendim biz kötü insanlar değiliz.Biz insan satmayız.Biz sadece bizden yani sizden çalana karşı geldik.Bizzat kendim yakalattım doğrudur.Limana gelen mallarda yalan oldu.O zararıda kendi cebimizden verelim isterseniz.Sadece bu işi bizden başkası bu kadar iyi yapamaz.Yıllar oldu sizle çalışalı.Sadece önümüzü açın farkı iki sevkiyata görüceksiniz.Benim teklifim bu."dedim.Bazen doğaçlama yapmam düşünmemden daha etkili oluyor.Bunu anladım son cümlemle.Gözlerime bakarak "Ayağa kalk kazım."dedi.Şimdi sıçtım! diye geçiriyorum içimden.Acaba ne karar vericek korkusu var yüzümde.Bunu gördüğü için bana rahatlamak amaçlı hafif sırıtma attı.
"Anlaştık kazım.Size iki sevkiyat süre.Fakat Soner değil benim muhattabım sensin bundan sonra.Sana tam yetki veriyorum.Sen olmasan bu it burda ölücekti.Bana herşeyi kazımın anlatıcağını kendisinin bir şey bilmediğini söyledi.Hadi bakalım ne değişicek neler olucak görelim."
"Teşekkür ederim efendim."
Bana doğru yürüdü patronum.O artık benim patronum bense Sonerin patronuyum.Ticaret aklım ve yaşadıklarım sağolsun.Sonunda çıkıyorum bu evden diye rahatladım.
"Beyler gelin! Alın şu Soneri burdan hastaneye götürün.Kazım beyide evine bırakın."dedi patronum.Güzel bir duygu,bey olmak.Artık resmen bir patron oldum.Adamlar içeri girip Soneri aldı arkalarından çıkmak için adım atarken bu sırada patronum "Kazım sana tek bir şey sorucam."
"Buyrun efendim."
"Bu anlattıklarını bana kanıtlamanı istesem kanıtlarmısın?" Dedi.Amına koyim şimdi sıçtım işte.Korktuğum başıma geldi.Ne cevap vericem şimdi? Paket oldum.. O anlık evet diyip kandırsam sonra beni bulabilir mi? diye düşünürken Soneri alanlar çıktı.İçeri birden esmer 1.65 boylarında,zayıf ve iyi giyinimli bir kız girdi.Patrona tam cevap verecektimki kız lafa girdi.
"Baba ben çıkıyorum."
"Kızım sana kaç kere buraya inme demedim mi?"
"Sen hep bir şeyler diyorsun.Çıktıklarını görünce daldım işte içeri baba."
"Tamam Aslı! Çık hadi.Eve geç gelme."
"İyi,tamam.Korumalarına söyle gizli gizli takip etmesinler artık."
"Mecbur.Düşmanlarımız sana saldırırsa ne olur aslı?"
"İs te mi yo rum! Gelmesinler peşimden!"
Patronumun bir kızı olduğunu yeni öğrendim.Bu baba-kız kavgasını hiç çekemem ama.Zaten fırsat bu fırsat diye girdim lafa.
"Efendim ben çıkim mi?"
"Tamam kazım."dedi patronum.Kız benim orda olduğunu yeni farketmiş olcakki aniden döndü bana.Baştan aşağı süzdü."Sen kimsin?"dedi.Tam kendimi tanıtıcaktım patronumdan "Kazım.Yeni iş ortaklarımızdan biri."diye bir laf çıktı.Kız yanıma gelip elini uzattı.Elimi uzattım,tokalaştık."Bende Aslı."dedi.Patronum tekrardan lafa giriş yaptı.
"Çık sen kazım."
"Ne tarafa kazım?"dedi Aslı.Gözlerinden anladım aniden kızın,bu tanımadığı erkeği istediğini.Belki yanlıyorum ama insanların gözlerinden çok şey okunur.Bende çok güzel okurum.Asıl soru neden aniden saniyesinde beni görüp istemesi? Yakışıklımı geldim ona?
"Kadıköye doğru gidiyorum."
"Bende o tarafa doğru gidiyorum.Arabaylamısın?"
"Daha nerde olduğumuzu bilmiyorum."
"Ah şu babamın gizlilik politikası.Pardon tabikide araban burda değil bu yüzden."
"Şey,benim zaten teknik olarak bir arabam yok."
"Neyse gel ben seni bırakırım ozaman."
"Olur." Diyerek ordan çıkıp eve gitmemi rahatlattım.Patronum hiç bir şey demeden izledi ve çıktı odadan.Bizde odadan kızla tam çıkarken kız aniden itti beni.
"Sen dur! Gözüne maske takıcaklar." Dedi.Birden o hanımefendi kimliğinden çıktı.İçeri biri gelip gözlerimi bağlayarak eskortluk yaptı arabaya gelene kadar.Arabada ön koltuğa oturdum.Sadece sesleri duyup algılamak garip bir duygu.Kız yanıma oturdu ve arabayı çalıştırdı.Hızlıca çıktık ordan.Gözlerim bağlı olduğundan hiç bir şey görmüyorum.
"Nerdeyiz?"
"Sanane ? Gidiyoruz işte." Diyerek bilinmezliğe soktu beni.Aradan onbeş dakika geçti geçmedi "Ne barikatı burda?"dedi Aslı.Göremeyip olayı hissedememek kötü bir muhabbet olsa gerek.
"Ne oldu Aslı hanım?"dedim.Kız hiç cevap vermedi.Gözümdeki bant ne boksa şimdi durduk yere off..Birden bir titreme geldi içime.Geri geldim.Bu gözümdeki bandda neyim nesi? Nerdeyim ben? Silahım nerde? Buraya nasıl geldim? Kimin arabasındayım? Birden bir çığlık "Çabuk yat!" Demesiyle dışardan silah sesi geldi.Tam omuzuma saplandı,sikim!.İnanılmaz bir acı girdi beyin hücrelerime..Silah sesi hiç kesilmedi."Taramalı bu amına koyim!"derken yatmak istedim ama bir mermi tam göğüsüme girdi.Gözlerimin kapanmasına engel olamıyorum..

SUSKUN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin