Denizin insanı rahatlatan sesi ve beni sarhoş gibi yapan kokusuyla uyandım.Dalgaların sesi herşeyden güzeldi.Daha gözlerimi açmamıştım hafifçe araladığımda denizi karşımda göremeyi umarken Rüzgar bütün güzelliğiyle karşımdaydı.Onu görür görmez gözyaşlarıma yine hakim olamadım.Senelerdir sevdiğim adam benim doğum günümde sevgilisini getirmişti.Sevgilisi olması normaldi peki ya neden doğum günüm başka bir gün olamaz mıydı? Ona çok kızgındım gerçi beni pek önemsemiyeceğini biliyordum ama yine de kızgındım şuan elimden başka birşey gelemezdi.Oldukça kırılmıştım.Rüzgarın gözlerine denk gelmemek için kot ceketimin düğmeleriyle oynuyordum.Gözlerimin dolduğunu farketmemeliydi.
-Böyle olsun istemezdim ben olayların niye böyle olduğunu bilmiyorum.Barbara da çok üzüldü hediyesini veremeden gittin.Doğum gününü ben mahvettim ve bunu düzeltmek istiyorum.Seni yarın lunaparka götürücem
Şaşkın şaşkın suratına bakmaktan başka birşey yapamadım.Lunapark aslında eğlenceli olabilirdi fakat sevgilisi burdayken sakıncalıydı.Sevdiğim adam için herşeyi göze alırdım fakat sevgilisi benim yüzümden onu kırarsa çok üzülürdüm.Kalbim onun kalbinden daha çok kırılırdı.Cevap vermeden gözlerinin içine bakmaya devam ettim.Uzun süre bakıştık.Biraz sonra gözleri yanımdaki kutuya kaydı.Onun hediyesiydi.Kutuya elini uzattı ve yavaşça aldı.İçindeki taşlarla oynamaya başladı.Benden hala bir cevap bekliyor gibiydi.Bense böyle sessiz daha mutluydum çünkü gözyaşlarım birikmiş etrafı göremez olmuştum.Bir dakika sonra kendimi hıçkıra hıçkıra ağlarken buldum.Gözyaşlarım artık serbestti buğulu ekran gittikten sonrada gördüğüm ilk şey rüzgar olmuştu.Şaşırmış olmalı ki ağlamama gözleri büyümüş beni izliyordu.Uzun bir sürede beni izledi.Güzelce ağlayıp rahatladıktan sonra yanaklarımda kalan gözyaşlarını sildim.Gözlerimi denizin olduğu tarafa çevirdim.
-Cevap vermediğine göre geliyorsun yarın saat akşam 7 de burda buluşalım.Kendimi sana affettirmek istiyorum.
Cevap vermediğim konuşmaya gücüm yoktu ya da dilimi yutmuştum.O an için nefes almak bile çok zordu.Bir an önce bu saçma durumdan kurtulmak istiyordum.Elbisemi düzelterek yavaşça ayağı kalktım ve rüzgarın elindeki kutuyu aldım.O yerde ben ayakta bana bakıyordu.Gerçekten olanlardan pişman gibiydi suçlu gözlerle aynı küçük bir çocuğu andırıyordu.Yaramaz ama tatlı bir çocuk.Elindeki kutuyu aldıktan sonra arkamı dönüp hızlıca yürümeye başladım.Annem büyük ihtimal çok merak etmişti.Eve gelir gelmez kendimi odama attım üstümdeki hemen çıkarıp pijamalarımı giydim.Kendimi yatağa attım.Beş dakika sonra uyuyakalmışım.Deliksiz ertesi sabaha kadar uyumuşum.ertesi sabah uyandığımda hemen duşa girdim.Duştan sonra üstüme mor salaş bir tişort ile kot şortumu giydim.Saçlarımı güzelce tarayıp sonra şekil verip şeftali renginde olan rujumu sürdüm.Yanıma biraz para alıp evden dışarı çıktım.Çok sevdiğim çakıl taşlı yola gittim tukuaz rengindeki taşları saymaya başladım.Saatin geçmesini istiyordum.Bu çakıllı yoldan da sıkılıp sahile doğru yürüdüm.Spor yapmaya çalışan kilolu kadınlar dikkatimi çekti.Çok komik gözüküyorlardı.O sırada dolunayla karşılaştım hemen sahilin karşısındaki pastaneye giderek soğuk bişeyler aldık.Dün olanların konusunu birkaç kere açmaya çalışsa da dolunay ben hep konuyu değiştirdim.Burda uzun bir süre oturup muhabbet ettikten sonra saatin yediye geldiğini farkettim.Dolunaydan izin isteyip sabah uyandığım yere yürümeye başladım.Üstünde düz beyaz bir tişört vardı saçları baya karışıktı altında siyah kot pantolunu vardı.Onu görünce gözlerimin parladığını farkettim.Sakin sakin ona doğru yürüsemde dün dediği şeylere heyecan yapmazken şimdi kalbim yerinden çıkacaktı.Dün ona kızgın olan ben onu görünce herşeyi unutmuştum ayaklarım yerden kesilmişti adeta.Öyle böyle içimde heyecan yapa yapa onun yanına kadar gitmiştim.
-Hadi bakalım birazcık eğlenelim.
Kokusu kendisi kadar muhteşemdi.Onun içinde olduğu herşey güzeldi onun olduğu yer sakindi masumdu tıpkı en sevdiğim renk gibi turkuaz gibi asla vazgeçilmeyecek kadar güzeldi.
