Bölüm 1-'AVRIL'

111 8 7
                                    

Okuldan çıktığımda hava kararmıştı hızlı adımlarla otoparka doğru yürüdüm.Arabama bindim ve dikiz aynasını istemeyerek de olsa

kendime çevirerek solgun yüzümü incelemeye başladım.Yarın okullar tatil olacak ben de epeyce dinleme fırsatı bulacaktım.Amerika'nın

Nevagada eyaletine bağlı Papillion kasabasına iki yıl önce taşınmıştım.Üniversiteye başladığım ilk yıl kafa dinlemek için bu küçük

kasabaya gelmiş ve ilerde buraya yerleşme hayali kurmuştum.Hayalim gerçek olmuştu bu şirin kasabada özel bir lise de iki yıldır müzik

öğretmenliği yapıyordum.Arabayı çalıştırdım evime doğru yola koyuldum.Son bir hafta benim için çok yorucu olmuştu öğrencilerimin not çizelgesini kusursuz bir şekilde hazırlamak için gecem gündüzüme karışmıştı bu nedenle kendime hiç zaman ayıramamıştım.Eve gelir gelmez

Mitchel'ın geçen noelde hediye ettiği kanepeye uzandım.Göz kapaklarıma uyku çökmesine rağmen eve göz gezdirdim.Eski kahverengi bir televizyon ünitesi tam karşımda duruyordu hemen yanında beyaz bir çalışma masası bu masayı takip eden yan yana dizilmiş renkleri birbirinden farklı iki tek kişilik koltuk içimi oldukça karartmış durumdaydı.

Mitcel bunları bir eskicinden almış olmalıydı.Papillion'a ilk geldiğim zaman eşya aramaya fırsatım olmadan Mitcel bana bu eşyaları bulmuş üstelik yerleştirmeme bile yardım etmişti.Mitcel 30 yaşlarında 1.90 boylarında iri bir adamdı.

Öğretmenlik yaptığım lisede müdür yardımcılığı yapıyordu.Bu can sıkıcı odadan kendime kahve yapmak için çıktım.Sabah yaptığım kahvaltıya ait bir tabak,bir çatal ve bardak masanın üzerinde beni bekliyordu.Önce onları bulaşık makinesine yerleştirdim.Bulaşık makinemi nerdeyse bir haftadır çalıştırmıyodum.Tek yaşamanın avantajlarından biri de bu sanırım;Miktarı az gelen faturalar.Bulaşık makinemin düğmesine bastım bu sırada kahve suyumda kaynamıştı.

Kahve bardağımı elime alır almaz telefonumun bangır bangır çalan sesini duydum kahvemi

tezgaha koydum ve koşarak kapının girişinde bıraktığım çantamdan telefonumu aradım.Ben telefonumu bulana kadar telefonum çoktan susmuştu.Arayanın Mitchel olduğunu gördüm.İçimden keşke telefonumun sesini hiç duymasaydım diye geçirdim.Mitcel'ın aramasına geri dönmemeye karar verdim.Bu kararım çok uzun sürmeden Mitcel'ı tekrar aradım.Bana on dakika içinde kapıda olacagını söyledi ve cevap vermeye vaktim olmadan telefonu yüzüme kapattı.Başlarda kibar ve anlayışlı olan bu adam altı aydır çekilmez bir duruma gelmişti.Onun bu emrivakilerinden çok sıkılmıştım.

Banyoya elimi yüzümü yıkamaya gittim.Aynanın karşısında gördüğüm yüz sanki benim yüzüm değildi.Sinirden deliye dönmüş olmam da hemen yüzüme yansımıştı.Suyla hafif bir şekide saçlarıma şekil verdim.Bunu kendimi Mitchel'a beğendirmek için değil kendimi bir an olsun iyi hissetmek için yapıyordum.Kapının hafif tıkırtısını duydum derin bir iç çektikten sonra kapıyı açtım.Mitchel bana

şimdiye kadar hiç duymadığım ses tonuyla :

-merhaba Avril

diye fısıldadı daha sonra kanepesine oturdu.Kanepesine diyorum çünkü bu kanepeyi bana hediye etmesinin sebebi kendi geldiğinde kendinden geçmiş koltuklarda oturmak istememesiydi.

Birşey içermisin diye sordum bana hayır anlamında başını salladı.Kötü bir şey olmuştu bunu hissedebiliyordum ama ne olduğu konusunda bir fikir yürütemiyordum.

On dakika boyunca hiç bir şey konuşmadan öylece boş boş etrafımıza baktık

Belli ki bu konuşmayı yapmak için Mitchel kendini hazır hissetmiyordu.Başını iki elinin arasına aldı hafif ses tonuyla ayrılmamız gerektiğini

her ne olursa olsun onun aramamam gerektiğini söyledi ve çıkıp gitti.Olduğum yerde donakalmıştım.Donakalmamın sebebiyse üzgün olmam

değil şaşırmış olmamdı.1 yıldır Mitchella beraberdim ve son altı aydır ondan ayrılmak istiyordum.Ben ne kadar ayrılalım dersem Mitchel

o kadar inat ediyordu.Ben de bunu akışına bırakmıştım.Tezgahın üzerinde bıraktığım kahvem aklıma geldi.Kahvemi alıp balkona çıktım.

Kahvem buz gibi olmuştu ama yine de kahvemi yudum yudum içtim.Soluduğum hava bana bu akşam daha farklı gelmişti.Kendimi özgür

hissediyordum.Rüzgar şiddetini artırınca içeri dönüp uyumaya karar verdim.Mavi çizgili pijamalarımı giyerken Mitchel'ın ne için beni terkettiğini anlamaya çalışıyordum.

Daha fazla düşünmemeliydim.Sonuçta istediğim olmuştu,Mitchel'dan kurtulmuştum.Huzurla yatağıma girdim.

Yorgunluğum kısa sürede beni ele geçirdi düşüncelerden arınarak uykuya daldım.

DOLUNAYIN EVLATLARI (HARRY KONT)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin