Cesareti küçük şeylerde görürüz.Bir çocuğun ilk adımında. Deprem kadar inanılmazdır. Bisiklete ilk bindiğinizde, çimenlere yuvarlandığınızda, yediğiniz ilk tokatta, kendinizi yapayalnız bir yolculukta bulursunuz. Size ağlak dediklerinde zavallı yada şişko yada deli kendinizi uzaylı gibi hissettiklerinde onlarin zehrini içip onlarin tuzaklarına düşmüş olursunuz.Sonra bomba veya kurşun yağmuruna tutulduğunuzda bunu yok sayarak haraket edemezsiniz. Sadece kalbinizi kapatarak kurtulabilirsiniz. Olası taktirde sizi öldürmek isteyeceklerdir. İçinizdeki zayıflığı hiç sevemezsiniz oysa o ordadır. Cesaret yutucaginiz küçük bir kömür parçasıdır sadece. Peki cesarete güvene bilirmiyiz ?
Elimdeki kağıdı kürsüye bırakıp hafifçe öksürdüm. Mikrofona tekrar yaklaşıp 'Teşekkür ederim' dedim. Ardından konuşmama alkış sesleri devam etti. Emin olun ki şuan da yaptığım konuşmayı hiçbirisi anlamamıştı. Sadece nezaketen ve görgü kurallarına uyarak dinlemişlerdi. Boş gözler boş bakışlar. Kürsüye müdürün geçmesiyle sahneden uzaklaştım. Bahçeye çıkıp sigara içecektim.
Konferanstan çıkar çıkmaz nefes aldım. Biraz ara verip dinlenmek benim için en iyi iş oluyordu.
Üniversite birinci sınıftım psikoloji bölümü okuyordum. Aslında bakarsanız pek eğlenceli bir hayatım yoktu. Herşey stabilidi.
Benim için hayat dört şeyden oluşuyordu. Doğumak, büyümek, yaşlanmak, ölmek. Gerisinide Allah biliyor.Dudaklarımı aralayıp sigarayı içime çektim. Annemle yaşadığım için pek problem yoktu sigara içmemde. Bir yıl önce babamı kaybetmiştim ve bir psikolog olarak kendi psikolojim bozuktu.
Sigarayı yere atıp üzerine bastım. Eve gidip aynı rutini yapıyordum. Nescafe yap, yatağı topla, kitap oku, test çöz, uyu. Tabi bunların yanında müzik dinlemeyi unutmuyordum. Çok sıkıcı bir hayatım olduğunu biliyorum. Bu yüzden eve gitmekte acele etmiyordum. Elimi cebime sokup telefonumdaki saate baktım 19:00di. Oyalanmam için 2 saattim vardı. Annem merak etmezdi hatta beni evden çıkarmak için elinden geleni yapıyordu. Dışarıya çıkmayı seven bir kız değilim. Yoğun trafik olacağından adımlarımı hızlandırdım. Geçte kalmak istemiyorum.
»«
Otobüse binip cam kenarına oturdum. Bu saatte otobüs boş oluyordu. Cesaretle ilgili yaptığım konuşma halen aklımdaydı. Bu bir projeydi, projemi cesaretle sunmuştum. Kulagimdaki kulaklık düşmemesi için beremi kafama geçirdim. Son ses Lisa May - Another (Multideki şarkı) Love açtım. Gözlerimi kapattım..
»»««
"Bayan.."
Kolumun dürtüklenmesiyle gözlerimi açtım.
"Bayan son durağa geldik."
Kafamı teşekkür edercesine salladım. Neyse ki evimiz son durağa çok yakındı bu yüzden benim için bir sorun olmayacaktı.
Telefonuma bakarak yürümeye başladım. Çok fazla arkadaşım yoktu. Fazla kazık yemiştim ve tekrar yemeye hiç niyetim yok. Saate ve sarja gözüm kaydiginda saatin 23:30 olduğunu gördüm. Ağzım "O" şeklini alacakken sesli bir şekilde "oha" dedim. Şarjı görünce daha da şiddetli bir "OHA" dedim.
%3 Cidden mi?
Lanet olası iphone. Şarjı çok çabuk bitiyordu. Anneme mesaj atmak için saniyelerle yarışıyordum sanırım.
Ellerim klavyede dans edercesine yazmaya başladım.
"Anne biraz geç kalacağım şarjım çok az beni merak etme."
Muhtemelen merak etmiyordu. Neticede annemdi atmak zorundaydım. Ara sokaklardan gideceğim için biraz korkuyordum. Çünkü bizim ilde fazlasıyla kadın cinayetleri işleniyordu. Tekin yerler olmadığı için sokak lambalarının yanından geçmeyi tercih ediyordum. Araba geçmiyordu. Geçsede tek tük geçiyordu.
Eve az kalmıştı. Yanımdan geçen arabaları sayıyordum. Siyah araba.. bu saydığım son araba olucaktı herhalde çünkü eve bir kaç adımın kalmıştı. Siyah araba ilerde durdu. Bu saatte pek duran olmazdı. Neden durmuştu ki ?
Kapısı açıldı. Bakmamak için zor duruyordum bir yandanda merak ediyordum. Arabadan inen kıza gözüm kaydı. Kahka atarak inmişti ve sarhoş olduğu çok belliydi. Kız çok güzeldi. Kırmızı elbise, siyah topuklu ayakkabı, kırmızı ruj, bir dakika ben az önce o*ospuya güzel mi dedim ? İlk bakışta belli oluyordu zaten. Bizim sokakta böyle biri mi oturuyordu ? Bir kez daha çok dışarı çıkmadığıma şükrettim.
Siyah araba hala gitmiyordu. Kiz inmiş çoktan gözden kaybolmuştu ki araba hala duruyordu. Karşı kaldırıma geçmeyi tercih ettim. Ama bir dakika..
Köpekler..
Köpekler karşı kaldırımda sürü halinde gidiyorlardı. Sanırım tek çarem siyah arabanın yanından geçmekti. Köpeklerden çok korkuyordum.
Beynimde deja vu kurmaya başladım. Cesaretle ilgili dediklerimi aklıma getirip. Dik durdum ve arabanın yanından geçmeye hazırdım.
İçine bakmadan geçemeyecektim. Camı aralanmıştı.
Yeşil gözeler.
Kahverengi saçlar.
Yüzünü göremiyordum çünkü maske vardı bu neydi böyle ? Sadece gözlerini saçlarını ve vücudunu görmüştüm.
Bu maske.. V for vendetta filmindeki maskeye benziyordu.
Ve kaslı? Kasları tişörtünden belli oluyordu.
Sanki bana doğru bakmayı bekliyormuş gibiydi. Sadece on saniye bakıştığımızda gözlerindeki derinliği gördüm. Sanki bana seni öldürmek istiyorum dermişcesine bakıyordu. Bu his biraz korkmama neden olmuştu ki maskesi sapık gibi görünmesine neden oluyordu belki de sapıktı hızlı yürümeye başladım.
Arabayı geçtikten sonra arabanın çalışma sesi geldi. Ve yanımdan yavaşça geçmeye başladı. Bu sefer bakmayacaktım. Yanımdan geçerken gözlerinin benim üstümde olduğunu hissedebiliyordum. Beni önceden tanıyor olabilirmiydi acaba ?
Yanımdan geçtikten sonra arkasından baktım. Bir dakika bu..
Araba yine durmuştu ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Takipçi
Literatura FemininaGit gide saatler geçiyor ve eve geç kalmaya devam ediyordum. Adeta zamanla yarışıyordum. Tek yapmam gereken arabanın yanından geçmemdi neden bunu yapamıyordum ? Titreyen ellerimi avuçlarımın içine bastırdım ve nefesimi tutup geçmeye başladım. Araban...