three|Başlangıç

815 82 42
                                    

Saatler önce uyanmış olmama rağmen inatla açmadığım gözlerim, kontrolüm dışında açıldığında yanımda uyuyan Jimin'e kısa bir bakış atarak yataktan kalktım.

Pekala Jimin'le takılma listesinin ilk maddesini unuttuğuma inanamıyordum.
Park Jimin'le asla aynı yatakta yatma.

Çünkü her seferinde kendimi ya yerde yada onu üzerime çıkmış halde buluyordum. Dün yaşadığım şokla unutmuştum sanırım.

Saatlerce bu güne başlamamak için direndiğim yatakta uyuyan arkadaşıma son kez bakarak koltuğun kenarında asılı ceketimi alarak odadan çıktım.

Sabahın ilk ışıkları eve girmeye başlamışken sessiz davranmaya özen göstererek evlerinden çıkmıştım.
Dün gece sakinleştirmeye çalıştığım duygularım yavaş yavaş yeniden günyüzüne çıkarken artık kaçamayacağımın farkındaydım. Ailemle konuşmanın zamanı gelmişti. Her ne kadar kendimde onlarla konuşmaya cesaret bulamasam da bunu yapmak zorundaydım. Bu yüzden adımlarımı eve doğru yönlendirdim.

Evet yaklaşık 10 dakikadır evin önünde öylece dikiliyordum ve içeri giremiyordum. Duyacağım şeyler hayatımı ne denli etkileyecek? Kendimi nasıl hissedeceğim? Bu tür sorularla beynimi daha çok yoruyordum ve inanın bana hiçbir yardımı dokunmuyordu. En sonunda kendimle cebelleşmekten vazgeçip eve doğru yürüdüm ve kapıyı çaldım.

Kapı açıldığında annemin solgun yüzüyle karşılaşmayı bekliyordum elbet. Ama bu kadar kötü gözükeceğini hiç düşünmemiştim.

Onlarla konuşmaya hazır olduğumu düşünerek kesinlikle hata yapmıştım.

~~~

Sindirmek, duymayı hiç beklemediğin şeyi kabullenmeye çalışmak. Daha önce olabilirliğine imkan vermediğin olayın gerçekliği yüzüne vururken bedenin duyduklarının etkisiyle titrerken kabullenmek.

Babamın sesi büyük salonda yankıyla bana ulaşırken, etrafın boğuk havası içimi karartmıştı. Ailemin bir başkası olduğunu öğrenmek pek beklediğim bir şey değildi. Gözlerimi diktiğim ellerimden çektim ve ebeveynlerimin yüzüne baktım. Gerçek olmayan ebeveynler..
Annemin kızarmış gözleri, solmuş yüzü ve dağılmış ifadesi ile karşı karşıyaydım. Hüzünle bana bakan gözleri dolmuştu. Babamın anlattığı hikayede sürekli kısılan sesi, dağılmış saçlarıyla karşımda oturması, benim için en zor olanıydı.

"Peki, gerçek ailem nerede?"

'gerçek ailem' kelimesiyle yüz ifadesi değişen annemden çektiğim gözlerimi babama çevirdim. Daha fazla bakamazdım. Acıyla bana bakan gözleri akmamak için direnen gözyaşlarıma hiç yardımcı olmuyordu.

"Bilmiyoruz o günden sonra hiç görüşmedik."

"Anlıyorum, peki onlara nasıl ulaşabilirim ?"

Birbirine şaşkınca bakan ailem, ne diyeceğini bilemeden gözlerini kaçırmıştı benden. Olanları sindirmek istiyor ve bir an önce aklımdaki soru işaretlerinden kurtulmak istiyordum.

"Onları arayacak mısın?"

Sadece soğuk kanlılığımı korumaya çalışıyordum, karşımdaki üzgün bakışların altında tek yaptığım tepkisiz kalmaya çalışmak olmuştu. Benim ailem onlardı, beni büyütmüş bana emek vermişlerdi ama bunca zaman gerçekleri saklamaları, hatta hala saklamaya devam edecek olmaları...

"Tabiki,arayacağım."

~~~

Elimde taşıdığım küçük valize yapışan Jimin'i itmeye çalışırken aynı zamanda boş geçen bir taksi var mı diye etrafa bakınıyordum.

Stand By Me - TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin