Yusuf bir anda yataktan fırladı. Etrafına bakındı ve gördüğü kabusun gerçek olmadığını fark edince derin bir oh çekti. Babası yine evde değildi ama teyzesi her zaman yanındaydı.Teyzesi biraz şişman gözüküyordu fakat yüzünde hep bir gülümseme vardı.Yusuf da teyzesinin bu içten gülüşüne karşılık verebilmek için hafifçe güldü. Kahvaltısını bitirdikten sonra hızla evden çıktı çünkü ustası işe geç kalırsa çok kızardı.
İşine giderken hep büyük pazardan geçerdi.Pazarda harika kokular vardı. Ahmet ustanın fırından yeni çıkardığı ekmekler, Anthon dedenin laleleri , taze baharat kokuları. En çok da baharat kokularını seviyordu çünkü ona babasını hatırlatıyordu. Sonunda demir ocağına vardığında ustası orada bekliyordu. Ustasından bolca af diledi ve önlüğünü giyip işe başladı.
Sıkı bir çalışmanın ardından ustası mola verdi ve Yusuf'a dükkana bakmasını söyledi. Ustası çıkınca Yusuf biraz dükkanda gezindi ve en sonunda oturdu. Yapacak tek şey vardı o da ustasının odasını karıştırmak.İlk başta kendini durdurdu ama daha fazla dayanamayıp odadan içeriye daldı ve o anda dona kaldı. Duvarlarda bir sürü haritalar, yerlerde birkaç bina çizimleri, ve kırık zırhlar...Bir demirci ustasının bunlarla ne işi olurdu ki ? Kapının bir anda açılmasıyla Yusuf irkildi. Arkasına baktığında ise üzerinde kan lekeleri olan ustasını gördü. Sıkı bir dayak yiyeceğinin farkındaydı. Ustası ona doğru yaklaştı ve Yusuf gözlerini kapattı ama ustası ona vurmadı. Elini Yusuf'un omzuna atarak, ' Gel Yusuf seninle biraz konuşalım. ' dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Assassin's Creed: Yusuf Tazim'in Hayatı
General FictionAssassin's Creed'in Revelations serisindeki Ezio'nun can dostu Yusuf Tazim'in hayatı