Yusuf ne yapması gerektiğini bilmiyordu.Suikastçi olmak için yaptığı herşeyden nefret etti. Çünkü az önce kendi babasını öldürmüştü.Kafasını örten bez parçasını kaldırdı ve babasına doğru dönerek;
-Baba ne olur beni affet. Sen olduğunu bilmiyordum.
Babası konuşmakta zorlanıyordu. Yine de birkaç söz söyleyecek gücü vardı.
Babası :
Merak etme oğlum ben seni çoktan affettim.
Bu sözlerin ardından babasının gözleri geriye kaydı ve son nefesinin ardından, sonsuz bir uykuya daldı. Yusuf başını hafifçe yukarıya kaldırdı. Rüzgâr saçlarını hafifçe okşarken o ağlamaya başladı ve babasının cansız bedenine sarıldı. Bir müddet orada kaldıktan sonra yumruğunu sert bir şekilde yer vurdu ve hızlı bir şekilde yerinden kalkıp koşmaya başladı. Ustasının yanına vardığında ise demir ocağının kapısını yumruklamaya başladı. Ustası kapıyı açtı ve şaşırmış bir şekilde;
-Ne oldu Yusuf ne yapıyorsun böyle sen ?
-Bana yalan söyledin usta . Bana öldüreceğim kişinin babam olduğundan bahsetmedin.
-Özür dilerim ama söyleseydim yapmazdın.Baban suikastçiler için gerçekten de önemli bir tehditti.
- Bunun bir önemi yok usta babamı öldürdüğüm gerçeğini değiştirmez bu.
- Yusuf ne olur yapma böyle olmak zorundaydı lütfen affe...
- Yeter usta sana güvenmiştim benim için önemliydin şimdi sende senden nefret ediyorum.
Yusuf sinir ve hayalkırıklığına bulanmış bir surat ifadesiyle ustasına son bir kez baktı ve bir hışımla oradan uzaklaştı.
Kapıyı o kadar sert kapattı ki dükkandaki tüm kağıtlar uçuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Assassin's Creed: Yusuf Tazim'in Hayatı
Ficção GeralAssassin's Creed'in Revelations serisindeki Ezio'nun can dostu Yusuf Tazim'in hayatı