Damla'dan
Starbucksa yürüyordum çünkü canım çok fazla kahve ve çikolata istiyordu. Ayrıca Deniz ve takımdaki birkaç kişi de orada olacaktı belki biraz laflardık.
Geldiğimde Deniz dışında kimseyi göremedim. Yanına gidip oturdum ve "diğerleri nerde?" Dedim.
"Melis'in işi çıkmış. Melike hasta. Derya'ya annesi izin vermemiş evde ders çalışıyormuş."
"Ceren?"
"O hala uyuyordur muhtemelen, aramalarıma bakmadı. Uyuyan güzel mübarek."
Kıkırdayıp ayağa kalktım. İçeceğine bakıp "ben de ondan alayım." Dedim ve sipariş vermeye yöneldim.
"Bir filtre kahve."
Daha önce bana "Danağ" diyen çocuk başını kaldırıp baktı. "What?"
"Oğlum sen niye Türkçe bilmeden burada çalışıyon?" Dedim.
"I don't understand."
"Yav git çalışacaksan Türkçe öğren olmaz böyle, anlaşamazsın yani."
"So you want coffee?" Dediğinde gözlerimi kocaman açtım "yok, I want şerbet. Ondan geldim buraya."
Çocuk ısrarla devam etti "what de you want?"
"Fılter coffee" dedim iğrenç bir İngilizce ile. O sırada yanımda bir kız belirdi. Baktım, harbiden güzel kızdı. "Bana bi white chocolate mocha büyük bol olsun." Çocuk bana attığı bakışı ona atarak "what?" Dedi.
Kız da benim gibi tuhaf karşılamış olacak ki "ne diyon oğlum?" Dedi. "Kahve kahve"
"Boşuna uğraşma, anlamıyor." Dediğimde bana baktı "neden?"
"Türkçe bilmiyor."
"Ve burada çalışıyor?"
"Evet."
"Bunu Nasıl işe aldılar ki?"
"Bilmem." Dedim. Harbiden bilmiyordum. O sırada yanımıza Deniz geldi. "Noldu kızım bekliyorum iki saattir." "Çocuk anlamıyor bizi. Geçen sefer güç bela anlatmıştım zaten şimdi bi de isim Türkçe olunca..." Nefes nefese kaldığım için nefes aldım ve hayata tutundum. "Zor anladı. Yani... Sanırım."
O sırada bizi izleyen kız elini bana uzattıktan "merhaba, ben Derin. Yeni taşındım buara" dedi. Sıkıp "memnun oldum." Dedim. Aynı fasıl Deniz'le de yapılınca arkadaş olmuştuk diyebilirim.
Kahvelerimizi güç bela aldığımızda masaya oturduk. İsim kısmına baktığımda kahkahayı patlattım "bu sefer Damar yazmış" onlar da gülerken Derin "bana Değin yazmış." Böyle beş aştı dakika güldük herhalde. Sonra günlük konulardan konuştuk.
Günün sonunda Derin ile kaynamıştık baya. Yavşak Miray gelmeseydi de o gelseydi keşke okula.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Texting||Kelebek
NouvellesBora: neden bana mesaj attın? Anonim: çünkü Anonim: seviyorum lan seni. Anonim: Ama açıklayamıyorum yüz yüze. Anonim: konuşamıyorum bile doğru düzgün. Anonim: bari buradan konuşalım da kalbim kanatlanıp uçsun bir kelebek gibi. *Görüldü (17.15)*