Biraz geldi kusura bakmayın. İyi okumalar
Sabah uyandığımda Justin bana adeta bir koala gibi yapışmıştı. Hayır yani o kim oluyordu ki bana böyle sarılıyordu? Uyku halidir diyip geçiştirdim ve kalktım. Ev gerçekten de güzeldi. Yani insanların kafa dağıtması için yapılan bir ev gibiydi ve sonsuza kadar bu evde tek başıma yaşayabilirdim. Evin küçük bahçesine indiğimde etrafa baktım. Manzara harikaydı. Arkadan ses gelmesi ile irkildim.
"Mia?"
Ah tabii ki de Justin'di "Efendim?". Bana doğru geldi ve "Günaydın, ş-şey sadece şaşırdım erken uyandığına, beklemezdim." Bu dediğine göz devirmiştim. İnsanlar neden benden bir şey beklemiyor ki? Yapınca da "Şoşordom yopmono" diye konuşuyorlar. Neyse ki bu lafı en son ortaokulda duymuştum. Matematik dersindeydik ve matematiğim berbattı. Hoca bile bile beni kaldırmıştı ve soru sormuştu. Kafadan sallayıp yerime geçmiştim ki hocanın "Vay canına, doğru! Senden beklemezdim." demişti. Ah ah nerden nereye geldik. Ben anılara dalarken Justin'in sesi kulaklarımı dolduruyordu.
"Aç mısın?" Bu da soru mu yani? Tabii ki de açım! Justin'e bakıp yapmacık bir gülüş atıp "Yok canım ne açı, az önce yedim." diyip alaycı bir şekilde güldüm. Justin'in bana tuhaf bakışları ile karşılaştım. Gerçekten de çekilmeyecek bir kızdım.
"Mia, sana düzgün bir soru sordum. Şey bak ne diyeceğim. Evimin birkaç metre ilerisinde küçük bir lokanta var. Orada yiyebiliriz, ne dersin?" Muhteşem olur. Çünkü açlıktan karnım zil çalıyordu. Kafamı onaylarcasına sallayıp bana eliyle içeri işaret etti. Neden içeri gidiyorduk?
" Ş-şey bak ne diyeceğim. Burada kardeşimin giysileri var. Ya derken şey yanlış anlama. Her sene annem ile buraya gelirler, yanıma. Ben de kardeşi mutlu etmek için böyle kıyafet falan alıyorum ki çok mutlu oluyor. Kardeşim kıyafetlere aşık. Evet bunları yeni aldım. Kullanabilirsin Mia." diyip yüzüne tatlı bir gülümseme kondurdu. Gerçekten de iyi niyetli miydi bu? Ailemin olayından sonra hiç kimseye givenmemiş ve konuşmamıştım. Umarım ona güvenmek ile hata yapmıyorumdur. Justin'e gülümseyip teşekkür ettim ve kardeşine aldığı kısa bir şort ve salaş bir tişört giydim. Ayakkabı olarak da kendimkişeri giydim ve odadan çıkıp beni bekleyen Justin'in yanına gittim. Ne zaman üstünü giydiğini fark bile etmemişti. Beni gördüğünde gülümsedi ve kafasındaki siyah markalı şapkasını açık bıraktığım dağınık saçlarıma koydu. "İşte oldu Mia."
Kıkırdadım ve yürümek istediğim için yürüyerek gitmeye karar verdiğimiz küçük kafeye geldik. Gerçekten de çok tatlı bir yerdi. Ölen en yakın arkadaşı ile beraber küçük bir kafe açacaktır ama artık açmak istediğimi sanmıyorum....Geç geliyor ama siz yorum falan da atın okiyim bari :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşka Dönüşen İntikam
FanfictionHani sana "Aşktan ölünmez." diye bağırdım ya sevgilim, aşktan ölünür be! Ben senin için her gün, her saat, her saniye ölüyorum. Seni seviyorum...