OYUN

40 3 0
                                    

Egeydi... Ve Ege'nin formasında yara bandı vardı. Bu onun takımın kaptanı olduğunu gösteriyordu. Ne yani kaptan yedeklerde mi oturuyordu? Çok geçmeden elindeki bandajı gördüm ve elini sakatladığını anladım. Servis sırası ondaydı. Attığı servisi karşı takım karşılayamadı. Cidden çok iyi servis atıyordu. Hem sigara içiyor hem de çok iyi bir sporcu. Şaşırtıcıydı. Pür dikkat onu izliyordum. Ne gerizekalı biriydim? Bu çocuktan nefret etmem gerekirken ben oturmuş onu izliyorum. Bu çocuktan nefret edemiyordum bana yaptığı, dediği şeye rağmen. Beni ona çeken bir şey vardı. Bir an o yeşil gözlerle göz göze geldim ve bana göz kırptı. Göz kırpmasıyla kafamı çevirmem bir oldu.
- Hayvan herif! diye mırıldandım. Maçları bitmişti ve kazanan Egelerin okuluydu. Bizim takımda gelmişti. Hazırlanıp sahaya çıktık. Egelerin takımı gitmişti bile. Ama yukarıya baktığımda yeşil gözlerin ve Alp'in ela gözlerini üzerimde gördüm. Alp iyi çocuktu. Severdim onu. Fakat böyle bir hayvanla nasıl yakın arkadaşlık kurduğunu merak etmiyor değildim. Acaba ona yanında olması için neler yapmıştı? Hakem düdüğüyle gözlerimi onlardan ayırdım. Maç başlıyordu. Yukarıdan bir ses benim servis sıramda
-Haydi sürtük. diye bağırdı. Bağıran Egeydi ve beni ikinci kez rezil etmişti. O sinirle topa nasıl vurduysam top çok sert gitti ve sayı bizdeydi. Maç bitene kadar ordaydı fakat susmuştu. Bu yüzden sevinmiştim. Ama beni rezil edişi gelince aklıma kudurmuştum. Maç bitti ve ben hızlı adımlarla merdivenden onların yanına gittim. Tam konuşacaktım ki lafı ağzıma tıktı.
-Hey sürtük bacakların çok güzel ama.
Bu çocuk bu cesareti nerden alıyordu. Yine utanmıştım. Tanımadığı birine nasıl oluyordu da böyle çirkin bir kelimeyle hitap ediyordu? Suratımın kıp kırmızı olduğunu hissedebiliyordum. Diyecek hiç bir şey bulamadım, ona sert bir tokat atacaktım. Tam atacakken bileğimdn yakaladı. Refleksleri cidden iyiydi. Yine her zamanki gibi oradan uzaklaştım. Gece saat 11 e kadar takımla takıldıktan sonra eve gidecekken sarhoş bir grup önümü kesti. Korkudan nefesim tıkandı. Üç kişiydiler. Çaresizdim. Kaçmaya çalıştım ama başaramadım. Beni birbirlerine atarak benimle top gibi oynuyorlardı. Gazlasıyla korkuyordum. Kendimi tutamayıp ağlamaya başladım. Aslımım yavaş yavaş korkudan tetiklenmeye başlamışken ağlamam üstüne tuz biber oldu. Nefes alamıyordum. 16 yaşımda ölecektim galiba. Çünkü in cin olmayan bir sokaktaydım. Yere yığıldım. Sarhoşlar suratıma bakıp bakıp gülüyorlardı. Biri tam bana yaklaşacakken biri tuttu onu. En son hatırladığım şey bu. Çünkü bayılmıştım bile veya öbür tarafa gidip gelmiştim bile. Gözlerimi açtığımda hastaneydim. Başımda Alp vardı. Beni kurtaran Alp miydi yoksa? Kısık bir sesle
-Alp! diye seslendim. Alp bana baktı ve gülümsedi ardından
-Neler oldu?
Alp'in suratı bir anda düştü. Özür dileyerek sözüne başladı.
-Ege sana ders vermek için üç sarhoşa para verdi ve seni sıkıştırmalarını ama asla dokunmamalarını söledi. Fakat aslımın olduğundan haberimiz yoktu. Her şeye rağmen seni uzaktan izliyordum. Zamanında yetişemedim ve buna alet olduğum için özür dilerim.
Ne biçim bir durumun içinde olduğumu sindirmeye çalıştım ama beceremiyordum. Hayatıma kastetmişti ve sadece özür diliyordu. Alp'e dönüp
-Defol git yoksa pis oyununuzu polise anlatırım. Alp suratıma baka baka odadan çıktı. Ne biçim bir oyunun içindeydim? Bu çocuğun derdi neydi? Onu beğenmiş olmam bu kadar canını sıkmazdı heralde. Ama nasıl olurda canıma kasdederlerdi. Bir hışımla kolumdaki serumları çıkarıp hastaneden kaçtım. Hastanenin kapısında Alp'i görünce ona gözükmeden ordan uzaklaşmaya çalıştım ve başardım. Eve doğru ilerledim ve apartman kapısından girecekken bir el bileğimden yine kavradı ama bu sefer yumuşak bir kavrayıştı. Kafamı döndürmemle yeşil gözlerle göze geldim. Göz yaşlarım hala tazeydi. Bu çocuk buraya ne yapmaya gelmişti bir insan bu kadar yüzsüz olabilir miydi?
-Ne işin var burada? Benimle derdin ne? Bunları derken gözyaşlarımı tutamayıp ağlamaya başladım. Elini gözlerime yaklaştırdı ve göz yaşlarımı silmeye çalıştı. Elini iktirerek koşarak merdivenlerden yukarı çıktım. Ama bir kuvvet şaçlarımı asıldı. Ve tam bağıracakken ağzımı kapatıp beni tehtit etti.
-İster isteyerek arkamdan gelirsin, istersende seni zorla canını yaka yaka götürürüm.
Her türlü gidecektim be bu yüzden zorluk çıkarmadan arkasından gittim. Ve sonunda bir parkta durduk.
-Ne var diye bağırdım.
Bana cevap bile vermedi.
-Bana niye böyle davranıyosun? Ben sana ne yaptım?
Bana ters ters baktı ve
- Hikayemi öğrendin ve bunu kendin istedin ve şu an benim hayatıma ortak olmak zorundasın.
-Beni öldüyordun diyerek konuyu değiştirdim.
-Sonuçta ölmedin dedi hayvan gibi sırıtarak.
İçimden ona küfrediyordum ama hiç birini yüzüne söyleyemiyordum.
Bi an cesaretimi toplayıp eve doğru koşmaya başladım. Arkamdan gelmiyordu bile bu beni rahatlatmıştı. Tam eve girecekken telefonum titredi ve bir mesaj geldi.

HER ŞEYİ DEĞİŞTİREN YABANCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin