-Kendine dikkat et.
Ege.
Bu mesajda neyin nesiydi? Bu çocuk beni tehtit mi ediyordu? Bu durumdan nasıl kurtulacaktım? Kafayı yemek üzereydim. Odama girdim ve ağlamaya başladım. Kafamı dağıtmak için dışarı çıktım. Telefonum çalmaya başladı. Korkuyla telefonuma baktım ve arayanın Alp olduğunu görünce az da olsa rahatladım. Telefonu açtım ve Alple konuşmaya başladım. Buluşmak istediğini söledi. Kabul edip buluşacağımız yere doğru gittim. İki dakika geçmeden Alp geldi ve bana sarıldı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken
-İyi misin sen dedi telaşlı bir şekilde
Kısık bir sesle
-İyiyim dedim
Alp hala sarılıyordu bana çekilmem gerekirken çekilmedim. Ne biliyim onun kucağında kendimi güvende, huzurlu hissetmiştim. Daha sonra Alp beni bıraktı ve huzurumda gitti. Ağlamaklı bir sesle
- Bana neden böyle davranıyor, neden ben?
Alp gözlerime baktı ve
- Seni seviyorum, ben hep yanındayım, korkma dedi.
Bir an ruh gibi dona kaldım. Alp beni seviyordu he çok komiğime gelmişti. Bu kadar yakışıklı ve süper fiziği olan bir çocuk ben gibi iğrenç bir kızı sevecekti he? Bir an kıpkırmızı olduğumu hissettim. Alp de bunun farkında olmalı ki
-Özür dilerim diye ekledi.
Çok ince ruhlu biriydi. Bu hoşuma gitmişti. Ama benim tecrübem yoktu. Biri nasıl sevilir bilmiyordum. Döndüm ona ve kedimi tutamayıp ona sarılıp ağladım. Ama hiç bir şey diyemedim.
-Kafa tağıtmak ister misin dedi Alp gözlerime bakarak
-Hemde çok
-Tamam bekle burada
Kalktı ve gitti. Nereye gittiğini merak ederken elindeki siyah poşetle döndü. Yanıma oturup siyah poşetten bana bir şişe bira uzattı. O bir şişeden sonra ikisi üçü geldi. Daha bünyem bir şişe biraya alışkın değilken 3 şişe bira... Tabi bende kafalar gitti. Şarhoş olmuştum. Alp beni eve bıraktı. Allahtan annem babamın yanında İstanbulda'ydı. Daha da kafamı dağıtmak istedim ve kendimi barın birinde buldum. İzmir'in çoğu barı yaş konturolü yapmadan alıyordu içeri. İçtim içtim kusana kadar içtim. Kustuktan sonra bir daha ve bir daha. Bir el omzumu tuttu ve dönmemle beraber Ege ile yüz yüze geldim.
-Kalk gidiyoruz.
-Gelmiyorum bırak beni dedim bağırarak.
Bir anda ne olduğunu anlayamadan kendimi Ege'nin omzunda buldum. Beni omzuna almış ve kapıya doğru gidiyorduk. Çırpınıyordum ama çırpınmam boşunaydı. Bir türlü kurtulamamıştım. Dışarı da beni bir hışım arabaya soktu.
-Beni nereye götürüyorsun diye bağırdım ona.
-İyi değilsin dedi kibar bi şekilde. Tuhaftı bana böle davranması. Gözlerimin dolmasıyla ona dönüp
-Neden benimle uğraşıyorsun diye ağlamaya başladım.
Arabayı durdurdu ve bana nefret dolu gözlerle bakıp konuşmaya başladı. Ah yine o nefret dolu gözler...
-Hikayemi bildiğini sanıyorsun değil mi? Ama bilmiyorsun. Şu an bunu sana anlatmamın sebebi sabah uyandığında hiçbir şeyi hatırlamayacak olman. Evet annem ve babam öldü neden biliyor musun? Annem babamı aldattı ve babam buna dayanamayıp ilk annemi sonra kendini öldürdü. İşte gerçek hikayem bu. Sana takmış olmama gelirsek anneme çok benziyorsun. O nefret ettiğim anneme. Annemden alamadığım intikamı senden alacağım.
Ne yani tek suçum annesine benzememdi. Bu yüzden bu iğrenç şeyleri yaşamak zorunda mıydım? Ona dönüp
-Benim suçum yok diye bağırdım.
O konuşmaya başlayınca uyuya kalmıştım. Uyandığımda bir evde yumuşacık bir yatağın üzeride yatıyordum. Birden kapı açıldı ve karşımda duran Ege'ydi. Çok korkmaya başlamıştım. Elim ayağım titriyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum. Ona dönüp titreyen bir sesle
-Bana ne yapacaksın diye mırıldandım.
-Hiç bir şey dedi. Sadece yat dedi.
-Hayır diyerek itiraz ettim. Yanıma geldi ve boğazımdan tutup beni yatağa yatırdı. Çok yanlış bir pozisyondaydık. Biri gelse bizi yanlış anlıcağı kesindi. O yemyeşil gözlerinden öfke fışkırıyordu.
-Bırak beni lütfen diye inledim resmen.
Gözlerime uzun süre baktıktan sonra yatağa yan tarafıma yattı ve öfkeli gözleriyle duvara bakıyordu.
-Kaç yaşındasın dedim.
Evet ne kadar mantıklı bir soruydu. Benden nefret eden, bana resmen biraz önce işkence etmiş birine bu soruyu sormuştum.
-18 dedi ve yataktan kalkıp gitti. Bir hışımla odadan çıktım. Resmen kaşınıyordum. Onun yanına gittim ve kolundan tutarak
-Dün akşam ne oldu dedim.
Güldü ve uyuz bir suratla bakarak
-Arabayla yoldan geçiyordum ve sen önüne gelen arabaya göğüslerini açıyordun. En son bana açtın ve bende seni eve getirdim. Beraber mükemmel bir gece geçirdik.
Bir an donup kaldım. Ölmek istiyordum cidden bunu yapmış mıydım? Dolmuş gözlerimi ona diktim ve tam konuşacakken sözümğ kesti.
-Şakaydı dedi.
Şaka mı? Ayy ne kadar da komikti ne kadar güldüm anlatamam. Tam bir uyuzdu. Ona döndüm ve
-Senden nefret ediyorum pis herif diye bağırdım.
Aslında bunca şeye rağmen nefret falan etmiyordum ondan edemiyordum. Nedenini bilmiyordum. Ama artık hoşuma gitmediği kesindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HER ŞEYİ DEĞİŞTİREN YABANCI
RomansaBir gülüş... Yemyeşil gözler... Bir bakış... Bir masumiyet... Hayattan bıkmış, asabi...