1.8

186 27 28
                                    

Gezi biteli üç gün olmuştu ve okul devam ediyordu.

Maalesef.

Okuldan kurtulamazken birde üstüne okul kursları eklenmişti ve ben gitmek istemiyordum fakat annem, sayısalda kötü olduğumu bildiğinden dolayı beni zorla kayıt ettirmişti.

Ben de kurstan kaçmıştım. Hem de şu an okul sınırları içerisinde bulunuyordum. Gidecek bir yerim yoktu ve ben de okulun arka kısmına bir yere oturmuş, salak gibi etrafı izliyordum.

Gülümsedim ve uyuşmuş olan ayaklarımı uzattım. 

Hiç yalnız kalamıyordum ve buna ihtiyaç duyuyordum. Bunu annem duyduktan sonra ne kadar azarlayacak olsa da ihtiyacım olan şeyi yerine getiriyordum.

İlk defa umursamıyordum.

''Umursamamak güzel bir şeymiş.'' dedim iç geçirerek.

''Keşke ben de başarabilsem.'' 

Yanımdan gelen tanıdık ses ile beraber, o tarafa döndüm.

''Uzay?'' Gözlerimi açıp kapattım fakat yine Uzay ile karşılaştım. Bu her zaman gördüğüm bir hayal ya da rüya değildi. Buraya ne zaman gelmişti, neden yanımdaydı?

''Çok dalgınsın sanırım, yaklaşık on dakikadır yanında oturuyorum fakat beni fark etmedin. Umursamıyor gibi durmuyorsun kısacası.'' Haklıydı, onu düşünüyordum ve bu onun farkında değildi. Belki şu an kalp krizi geçireceğimi bilmiyordu.

Heyecandan.

Yan yanaydık ve ilk defa bu kadar yakındık. Onu görmek bile bana heyecan verirken yalnız başıma oturduğum yere gelmiş ve benimle konuşuyordu.

Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki, bunu uzaktan duyduğunu bile düşünüyordum.

"Sence... Bir insan görmeden, duymadan aşık olabilir mi?"

Bu sorusu üzerine, kalp atışlarımın kesinlikle dışarıdan bile hissedileceğinden emindim.

★★★

Bayağıdır bölüm atamıyordum. Derslerim ağır geliyor ve yazmaya fırsatım bile olmuyordu fakat sizin için kısa da olsa bir bölüm attım.

Umarım beğenirsiniz.

Sizi seviyorum!

Bol bol yorum yapmayı unutmayın.

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere feza yıldızlarım!

FezaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin