CLEPTOMANIA // CHANBAEK

5. Bölüm - EXO'ya hayranlık yapmayı sonraya sakla, Baekhyun

  ** Şarkı Ed Sheeran – Kiss me ve ben sözlerinin bu bölüme baya bir uyduğunu düşünüyorum bakarsanız iyi olur. Bir de medyaya dikkat edin bence nfkgbngf Şimdiden iyi okumalar^^ **

"Şimdi nereye bakacağız?" Baekhyun dün akşam kaldığımız yerden tekrar yürümeye başladığımız sırada söylediğinde cevabından ben de tam olarak emin olmadığım için omuz silkmiştim.

"Bilmiyorum ama şu cennette içki içtim diye bahsettiğin yerle ilgili bir ipucu bulmamız lazım. Yoksa tüm gün gezsek de bir işe yaramaz."

"İyi de nasıl?" Bıkkınlık hissi yüzünden eliyle yüzünü ovuşturduğu sırada ona doğru dönüp destek amaçlı omzuna dokundum.

"Elbet bir yolunu bulaca-" Baekhyun'u teselli etmek için ona doğru döndüğümde gördüğüm manzara ile aniden gözlerim irileşmiş ve aklıma gelen şeyle cümlemi yarıda kesip karşı caddeyi işaret etmiştim. "Baekhyun... Şuna bak." Omzunda olmayan elimle karşı taraftaki mekânı gösterdiğimde onun da yüzünün benimle aynı şeyi düşündüğü için aydınlandığını fark etmemek imkânsızdı. Şu anda cidden ikimiz de yeniden ümitle dolmuştuk çünkü bu gösterdiğim şey aradığımız yerin ta kendisiydi.

"Heaven..." Kendi kendine tabeladaki adı mırıldandıktan sonra bana dönüp heyecanla konuşmaya başladı. "Tabii ya... Biz bunu nasıl düşünemedik? Cennette içki içtim diye bahsettiğim yer Heaven isimli bir bardan başka bir şey olamazdı."

"Üstelik eğer bu güzergâhtan gittiysen tam da yolunun üstünde. Aradığımız yerin burası olma ihtimali çok fazla, Baekhyun. Hadi gidip orası mı değil mi bir an önce öğrenelim." Baekhyun teklifimi hızlı hızlı başıyla onayladığında ben de yolun karşı tarafında olan bara geçebilmek için elini tuttum. Sağıma soluma bakıp caddeyi kontrol ettikten sonraysa arabaların azaldığı bir anda elini bırakmadan onu koşarak karşıya geçirmiştim.

Şu anda elini çocuk gibi tutmamın tek sebebi ise dün akşamki dikkatsizliğiyle beni fena halde korkutmasıydı. Çünkü tekrar aynı şeyleri yaşamak istemiyordum. Yani aynı şeylerden kastım kötü olanlardı yoksa her zaman sarılabilirdik o kötü bir şey değildi, sonuçta tamamen insanı bir durumdu.

Yolun karşısına geçip heyecanla bardan sabah vakti içeriye girdiğimizde etrafta temizlik ya da ufak tefek işler yapan birkaç görevliyle karşılaşmıştık. Kısa bir an içeriye göz gezdirdiğimdeyse hala geceki dağınıklığın eserleriyle uğraşan bu insanları rahatsız etmek yerine bar tezgahında elinde kitabı ve telefonuyla boş boş takılan kıvırcık saçlı genç kızın yanına ilerledim. Bu arada ben hala farkında olmadan elini tutmaya devam ettiğim için de Baekhyun da ister istemez benimle beraber geliyordu.

"Merhaba?" Tezgahın önüne gelip gülümseyerek söylediğimde kıvırcık saçlı kız yaoi mangası olduğunu fark ettiğim kitabını kapatmış ve başını kaldırarak bize bakmıştı. Başını kaldırdığı gibi de önce benim yüzüme uzun uzun bakarak kocaman sırıtıp ardından Baekhyun'un yüzünü incelemeye başladı.

"Merhaba, yakışıklılar." Ortalama 20li yaşlarında başında olan kız cilveyle söylediğinde kısa bir an Baekhyun ile birbirimize bakmıştık. "Normalde sabahları kapalıyız ama size ne ısmarlayayım?"

"Teşekkürler, içmeye gelmedik. Sadece birkaç şey sormak istiyoruz."

"Nedir o?" Tek kaşını kaldırıp gür kıvırcık saçlarını savurarak sorduğunda derin bir nefes aldım.

"Acaba dün yanımdaki arkadaşım buraya geldi mi? Geldiyse de elinde bir çan-"

"AMAN TANRIM! SİZ SEVGİLİ MİSİNİZ?" Ben daha istediğim şeyi sormayı bitiremeden kız bağırarak tezgahın arkasından üzerimize doğru geldiğinde korkuyla bir adım geriye kaçmıştım. Elini bırakmayı unuttuğum Baekhyun da benimle birlikte ister istemez gerilediğinde kız tekrar çığlık attı. "Elleriniz... Elleriniz iç içe. Tanrım, siz cidden sevgilisiniz. İnanamıyorum ya! Sonunda dünya gözüyle gerçek bir eşcinsel çift görebildim."