Chapter 2.

54 6 1
                                    

TALIA'NIN AĞZINDAN

Eve adımımı attığım gibi küçük kardeşim Maria dibimde bitti.

"Nasıldı ama? Tüm ayrıntıları istiyorum!"

"Tam bir afet. Kendimi üretim hatası gibi hissettim!"

  Tabikide ona şu ufak atışmamızdan bahsetmeyecektim. Yoksa o koca çenesinden kutlulamazdım.

"Lanet olsun biliyorum! Birde onu koşarken görücektin."

"Neyse ne. Hadi kahvaltıya seni pis röntgenci aç kurtlar gibiyim!"

Mutfağa girdik, masamız hazır sayılırdı. Henüz dün taşındığımız için daha heryer heryerdeydi. Ve kahvaltılıkları bulmak çok zahmetli bir iş olmuştu. Annemin yaptığı çöreklerden atıştırdım. Bu lezzetli şeyleri tabikide ben yapmamıştım. Evrenin en berbat aşçısı eminki benimdir. Tapılası egoist tanrımız Harry'e beyaz bir yalan söyledim yalnızca.

"Talia beni deli etmeye mi çalışıyorsun! Sana ayrıntılar demiştim!"

Bu ne cırtlaklık böyle?

"Uhmm.. Pekala, kapıyı açtı ve biz tanıştık... ve dereotlu çöreklerin enfes koktuğu ile ilgili şeyler söyledi. Harika bir ingiliz beyefendisi. Etkilenmemek elde değil. "

Maria bana erimiş gözlerle bakıyordu. Bu adamın hayallerinin prensi modeli olduğuna yemin edebilirim.

"O adamın senin için fazla büyük bunu biliyorsun değil mi?"

"Evet ama senin için değil?"

Masadan çok hızlı bir şekilde kalktım ve kahvem kahverengi fayansa döküldü. 

"Ben evliyim!"

  Diye bağırdım sağ elimdeki yüzük parmağımı göstererek. Evan'la evlilik yüzüğümüz. Yine başım dönmeye başladı ve ufak çaplı siniz krizime girmeden fortmentonun üzerimdeki çantamın yanına koştum. Mavi haplarımdan bir tanesini ağzıma attım. Maria'nin uzattığı bardağı farkedene kadar yanıma geldiğinin farkında bile değildim. Elindeki suyu aldım ve büyükçe bir yudum aldım.  Şimdi biraz daha iyi hissediyordum.

"Ben üzgünüm, biliyorsun..."

Sıkıca boynuma sarıldı. Saçlarımı okşadı. Bu bana hep iyi hissettirirdi.

"Üzülme.."

*

Yaklaşık 2 yıl önce kocamı yani Evan'i orduda kaybettim. O akşam.. Yani ölüm haberini aldığım akşam fazla büyük olmasada bir kavga etmiştik. Ve bana kırgın olduğunu söyleyip telefonu kapatmıştı. Ve ben onun gönlünü almadan bana kırgın bir şekilde terketti beni. O zaman dünyam başıma yıkıldı. Bipolar bozukluğum olduğu ortaya çıktı. Bu çok büyük bir tranvadan sonra kendini gösteren bir hastalık. Ani ruh değişimleri yaşanmasın sebep oluyordu. Herneyse.. Ve Evan öldükten sonra çom fazla içmeye başladım. Ve bir kaç kişiyle yattım. Ama bu Londra'ya geldikten sonra değişti, yani değişecek. Leen'den sonra Londra benim için yeni bir başlangıç. Belki bir tarafım sürtük olarak kalıcak ama ben bu yanımı diğer tüm özelliklerimle birlikte seviyorum.

*

3 gün sonra

Altima sporcu taytımı geçirdim ve yağmurluğumu da giyip evden çıktım. Artık tam anlamıyla eve yerleşmiştik. Ve şu 3 gündür lanet olası yeşil gözlü

hiç aklımdan çıkmamıştı. Arada sırada market yolunda veya site çıkışında karşılaşıyorduk. Ben ona ufak jestlerle selam verirken onun tek yaptığı ise gözlerino devirmek oluyordu. Bende ego sorunu yok ama şu zamana kadar hiçbir erkek bana bu tepkileri vermemişti. Bu onurumu kırmadı. Aksine hırslandım. İşte şimdi de koşuyordum. Harry etraftamı diye bakınarak.

*

HARRY'NİN AĞZINDAN

Yine Talia'yi görmüştüm işte. Tam yanımda geçerek önümden koşmaya başladı. O sırada kaçamak bir bakışla kalçalarına baktım. Muhteşen bir fiziği vardı. Hep dikkatimi çekiyordu.  Ama o ve diger tüm kızlar benim için yasak elmalardı.

  "Hadi ama bu kadar yavaş olma, 60 yaşında bir adam senden iyi koşar bence!"

Ne? O bunları bana mi söylüyordu. Omuzlarının arkasından bana baktı. Eğlendiği her halinden belli oluyordu. Oyun istediği kesindi. Ama bem bu oyunun içinde hiçbir zaman olmayacaktım.

"Kendine başka oyuncak bul ve beni rahat bırak." dedim otoriter bir sesle.

Bir an durdu. Ve o arkamda kalırken bağırarak konuştu. Ve söylediği şeyler benimde durmami sağladı.

"Zor erkeği oynamayı kes seni kutsal bakir!"

Yavaşça arkamı döndüm ve ona doğru yaklaşmaya başladım. Birkaç adım daha sonra aramızda santimler kalmıştı. Kafamı eğerek yüzüne baktım. O da yüzünü kaldırmıştı. Yavaşça sağ elimi kaldırdım ve yüzük parmağımdaki alyansı gösterdim.

"Ben evliyim." diye mırıldandım. Önce dikkatlice parmağıma sonrada gözlerimin içine baktı. Be oda benim gibi parmağında ki yüzüğü gösterdi.

"Evet, bende evliyim."

*

Yazım hatası varsa kusura bakmayın. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum :))

Umut IşığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin