Yeni Bir Gün ve Yine Kıyamet

85 7 1
                                    


      Gözlerimi aralarken, sağımda Damla, solumda Hande bana meraklı gözlerle bakıyorlardı. Hande "Beste" deyip sarılınca, Damla'da ona katıldı. Uzun süren sarılmanın sonunda, ikiside geri çekildi. Ben ne olucağını bildiğimden, gözlerimi kapatıp, kafamı eğdim. Sonrası: soru yağmuru.

"Dün gece ne oldu Beste anlat"
"Neden öyle bi halde parkta bayılmış yatıyordun."
"Biri bişeymi yaptı söyle."
"Ya konuşsana be kızım" dediğinde en son Damla kafamı kaldırdım, ve onlara uzun uzun baktım. Onlarda bana bişey anlamamış gibi baktılar. Ve ben herşeyi anlatmaya başladım. Gerçi bildiğim çok şeyde yoktu ya, o ayrı bi konu.

Bana şaşkın şaşkın bakarken, ikisinin ağzından da bi 'oha' kelimesi çıktığını duydum. Ve gözlerim dolmaya başlamıştı, ama kendime söz verdim, ve bugün ne olursa olsun ağlamıycaktım, hatta hayatıma olduğu yerden devam etmeye çalışıcaktım.

"Ya benim babamın evlerinden birine taşınmam lazım, o evde daha fazla yaşayamam. Ama önce gidip eşyalarımı almam lazım ki o da nasıl olucak hiç bi fikrim yok." dedim.

Damla "iyide kızım, nasıl olucak o iş, yalnız başına, koskoca evde. Yapabilirmisin ki sen öyle."

"Başka çağrem yok." dememle ikiside aynı anda "bizde kal" diye bağırdılar.

Ben bu kızlara aşıktım.

Gülümsedim ve yataktan kalktım. "Allah'a şükür daha o kadar kafayı yemedim." dedim ve yanaklarını öptüm. Ama Hande'nin kafama yastığı geçirmesi, uzun sürmedi.
Ve sonrası. Kısa bir cırlayış.
-çok kısa- 

"Neyse ya hadi kalkın daha okul var, okula gitmeliyiz, bugün cuma hadi" diye hatırlattım. İkiside bana boş gözlerle baktı. Sinsi bi bakış atıp,
"Aslında o kadar sert vurmamıştım ama, neyse" dedim ve banyoya gittim. Bağırışlarını duymuştum. Kendimle gurur duyduktan sonra, kısa bi duş alıp çıkmıştım. Dün gece beni Hande'lerin evine getirmişlerdi. Onun kıyafetlerini giyinip, yanlarına gittim. Hande" ya Beste sen iyi olduğuna emin misin? Önceden gitmeyelim diye bir sürü şey yapardın, şimdi bizden önce hazırlandın. Gözlerim yaşardı." deyip kısa bi alkış tuttu, bende kendimi yükselten nidalarla devam ettim. Canım kendim, aşkım kendim, en bi güzelim kendim. Kendim!

                                                                 

  Okulun bahçesinden girerken, okulda yine bi kaç dedikodunun olduğunu anladım. Herkes heycanlı heycanlı birbirine bir şeyler anlatıyordu.

Ne olduğunu merak ederken, birden gözler bana doğru döndü.

Hayır!

Ben bu bakışları biliyordum, kesin benimle ilgili bi şeyler dönüyordu.
Ne olduğunu merak ederken hızla koridordan girerken,
"Bunlar niye sana öyle bakıyo Beste?
Neler oluyor?" dedi Damla.
"Bilmiyorum, ama bu bakışları biliyorum. Kesin benimle ilgili bişeyler çıktı."

Koridorda ilerlergen İrem -Özgür'ün aşık olduğu kız- eliyle beni gösterip tiz bi kahkaha atınca, bi an kendimi tutamadım ve İrem'in yanına gidip
"Hayırdır yavru sen, o elinle gösterdiğin yerlere dikkat et" dedim.Sonunda kendime gelmiştim. Bana ağlamak yakışmıyordu.
"Annenin sürtüklüğünü konuşoyodum kıım, başka neyini konuşuyum ben senin."
O an sadece içimde bi boşluk hissettim. Ve kendime hakim olamayarak İrem'in saçlarından tuttuğum gibi çektim ve ağzından büyük bi çığlık kaçmasına sebep oldum. Bununla da yitinemediğimi farkedip İrem'i yere atıp üstüne çıktım, ve sonrası İrem'in yüzünde oluşan kan ve morluklar. Kendimi tutamayarak ayağa kalktım ve tekme atmaya başladım. Durmak istiyordum ama duramıyordum. Damla'yla Hande'de tutmayı başaramadıkları için bırakmıştı artık. İnsanların sesleri geliyordu ama sanki duyamıyordum. Kendimi kaybetmiştim. Biri kolumdan tuttuğu gibi beni kendine çekti ve ona yapışmamı sağladı. Kim olduğuna bakmadan ona da bağırıp vurmaya başladım. Sonra beni bi yere çekiştirip yüzünü görmemi sağladı. Bi dakik ya, Özgür.

Karanlığın MelodisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin