"Besteee, kalk hadi ya. Bak biliyorum bana da zor geliyor sabahın köründen bile erken kalkmak ama okulun ilk gününde geç kalkmanı istemiyorum. Hadi ama!""Tamam ya geliyorum sen git..."
"Ben seni tanıyorsam sen gelmezsin. Hadi kalk yaa."
"Tamam ya uff kalktım." deyip yatak da doğrulup, ağzım yırtılırcasına esnedim. Sonra ayaklarımı yataktan sarkıtıp, kollarımı açarak bir daha esnedim. Sonra Elif'e,
"Hadi git üstümü giyinicem."
"Tamam ben aşağıdayım hadi." deyip beni beklenmedik bi şekilde yanağımdan öpüp gitti. Hiç sevmem normalde böyle olmasını ama o özeldi. Elif, Damla, Hande. Başka kimse öpemezdi beni öyle. Yani, belkide kimsenin öpmediği içinde olabilirdi. Ya da bilmiyorum. Her neyse, artık kalkıp giyinmem lazım olduğunu hatırlatıp yataktan hızlıca kalktım. Ama kaltığım gibi gerçekler tokat gibi çarpıldı yüzüme.
Yeni okul!
Ne yapıckatım ki ben şimdi yeni okulda, yani insanlar bana nasıl davranırdı, ben onalara nasıl davranırdım bilmiyorum ama artık...
Saat 8.02
Saçma salak şeyler düşünmeyi bırakıp banyoya doğru yol aldım. Önce sıcak bi duş alıp sonra da dişlerimi falan fırçalayıp üzerimi giyinmeye başladım. Tamamen hazır olduğumda, odanın havasız olduğunu farkedip, balkon kapısına doğru yöneldim. Kapısıyı açıp balkona çıkmıştım ki gördüğüm manzarayla bi kaç saniye duraksadım. Savaş beyaz gömleğinin düğmelerini kapatıyordu ve gerçekten harika görünüyordu. Ben onu hep şu siyah takılan çocuklardan filan sanmıştım ama öyle değilmiş, gerçi büyük bi ihtimalle okul forması falandır ne biliyim. Okul demişken aceba hangi okuldaydı. Her neyse beni farketmeden gitsem iyi olacak.
Aşağı inip aynada bi kez daha kendime bakıp Elif'in yanına doğru yol aldım. Elif bana bakarken suratını buruşturur gibi yaptı.
Fazlamı kötü durumdayım.
"Hey! Ne var, ne oldu? Niye ilk defa insan görmüş maymun gjbi bakıyorsun?"
"Ben sana alış diye bu bakışlardan atıyorum bebeğim. Bugün okulda hep böyle bakışlar görüceksin sen. Bu tip ne Allah için. Git bi ruj muj bişey sür öyle gel ben seni yanımda gezdirmem böyle."Birden yanına gidip ona saçma hareketler yapıp "lütfen beni yanında gezdir Elif lütfen. Çünkü ben bi şapsalım o okula yalnız gitmeye irdem yetmiyor sana ihtiyacım var Elif bana yardım et Elif. Sen olmazsan ben olmam Elif, şu kardeşine acı artık Elif. Lütfen Elif..."
"Yeter!" diye cırladı ve elini kulaklarına koyarak çıkışa doğru koşmaya başladı Elif. Bende onun peşinden koşup tam çıkarken sırtına atlamaya çalıştım. Ama tabiki başarısız oldum.
Yere düşmekten son anda kurtulurken, dış kapının yanına ulaştığımda eve girmemiş gerektiren acı gerçekle isyanlara girmeyi iatesemde bi faydası olmıycağını bilerek, eve odama doğru adım attım. Yanıma hiç bi şey almadım o şekilde gidemezdim.
Odama girdiğimde çantamı alıp içine bi kaç tane kalem alıp koydum. Bi tane de not defteri aldım. Yani her ne kadar çok fazla umrumda olmasa da okula gidiyordum. Bi anda olsa kendimi almak zorunda gibi hissettim.
Aşağı kata inip mutfağa gidip dolaptan dört tane çikolata alıp çantama attım.
Tabikide çikolatasız olmazdı.
Dışarı çıktığımda Elif arabasının yanında beni beklediğini gördüm. Bana çok kötü bakıyordu. Yanına ulaşmama çok az bi mesafe kala beni beklemeden arabasına bindi. Yavaşca kapıyı açıp saçma bi şekilde ağır çekim yaparak bende bindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Melodisi
Teen FictionSokakta nereye gidiceğimi bilmediğim bir şekilde, bi sağa bi sola yalpalayarak yürüyordum, yıkılmıştım. Evet, bugün ki favori kelimem tam olarak buydu.Yıkılmak.Evden çıkmıştım.Nereye giderdim, kim beni yanında isterdi bilmiyordum.Aslında istesem d...