Her Şey Karıştı

72 2 0
                                    

Bu gün servisde ortam oluşmuştu. Konuşmak iyi geliyordu insana. Kafandakiler uçup gidiyor. Eve geldiğimde kızlarla Kaan'ın dediği lafı ve Burak'ın tepkisiz hallerini konuştuk.  Hepsi Burak'ın beni artık takmadığını düşünüyor.  Haklılar sanırım.

Yürüyüşe çıkmıştım. Cumartesiydi. Şehrin en yoğun günü.  Kulaklıklarım ve ben beraber, ayaklarım nereye giderse oraya gidiyorduk. Buralar bana tanıdık geliyordu. Evet hatta biraz fazla tanıdıkdı. Karşımdaydı. Burak'ın sitesi. Buralardamıdır diye bakındım. Evet. Sitenin dışındaki parkta bir kaç erkek arkadaşıyla beraber oturuyordu. O gelen Kaan mıydı? Evet evet oydu ve Burak'ın yanına gidiyordu.  Bunlar ne zaman kanka oldular. Biraz konuştular sonra... hadi ama bu gerçek mi.  Biraz kavgaya dönüşüyordu bu konuşma. Sonra ordaki arkadaşları ayırdı onları. Bilmem neden ama bana tuhaf gelmişti.  Acaba benim içinmiydi. Aslına bakarsanız biraz sevinmiştim. Yani Burak'ın beni düşünüyor olması... Hoş işte. Ama ya başka bir konu içinse... Birbirlerinden hoşlanmadıkarını herkes bilir. Kaan gitmişti bu sırada. Burak kalktı.  Buraya doğru yürüyordu. Hızlı adımlarla oradan uzaklaşmaya çalışıyordum. Başka bir park gördüm.  Oraya gittim. Yürüyüşüme devam etmeye başladım.  Artık beni görse de sorun olmazdı. Ahhh keşke başka bişey deseydim. Mesela edebiyattan yüz alsam gibi. Burak karşımdaki bankda oturuyordu. Beni görmüştü.  Yanına gitmemek olmazdı şimdi. Hem bazı şeyleri de merak ediyordum. Kaan'la konuşması mesela. İlk ben konuştum.

-Naber?

+Yani senden?

-İyi.

+...

-...

+Belki sana ne diyeceksin ama bir şeyi merak ediyorum. Kaan'dan hoşlanıyormusun?

-Gülümsedim. Sen beni iyi tanıyorsun. Sence hoşlanıyormuyum?

+Hımmm.  Pek sanmıyorum.  Yani sana göre değil. Güldü.

- Sana bir şey demem gerek.

+Aa üzgünüm babam arıyor.

O kelime ağzımdan çıkmak üzereydi. Seni seviyorum.

Telefonla konuştukça yüzü daha kötü bir hal alıyordu. Sonra aniden kalktı.

-Üzgünüm gitmem gerek annemi... Annemi hastahaneye kaldırmışlar.

+Ben de seninle geleceğim.

-Saçmalama eve git.

+Gelicem dedim.

-Offff peki buradan bir taxiye binelim.

İnatçı biri olduğumu bildiği için üstlemedi.
Durakdan bir taxiye bindik. Çok gergin duruyordu.

-Neden hastahaneye kaldırmışlar?

+Bilmiyorum. Babam söylemedi.

Sanırım durumu kötüydü. Yoksa neden demesin ki. Özel Hastaneye gelmiştik. Burakların durumu baya iyi. Yani canı ne isterse o anda yapar ailesi hiçbir şey demez. Biraz serbest bırakıyorlar. Bazen üzülüyorum. Anne ve babasını uzun süre göremediği zamanlar da oluyor.

Babasını arayıp odayı öğrendi. 12. kattaydı odası.

-Baba annem nerde??

+Ameliyatta.

-Ne ne oldu baba söylesene??

Babası susmuşdu. Yanında başka bir adam vardı.  O konuşmaya başladı.

-Annenin birden başı dönmüş ve merdivenlerden yuvarlanmiş. İç kanama oluşmuş. 3 saattir ameliyatta.

+Bana yeni mi haber veriyorsunuz?? Kızgındı.

-Erkenden gelsen elinden bir şey gelmezdi. Aksine kendini boşu boşuna üzerdin.

Boşu boşuna mı? Söz konusu anne olunca hiç bir şey boşuna olur mu? Sanırım demek istediği bu değildi.  Yani olmamalıydı.

Doktor ameliyattan çıktı.

-Hastanın durumu iyi. Odaya alıyoruz. Şu anda uyuyor. Uyanınca onu çok yormayın. Dinlenmeye ihtiyacı var.

O kabloların içinde çok kötü görünüyordu Keşke Burak görmeseydi. Ben bile bir tuhaf oldum ya Burak. Karşısındaki kadın annesiydi. Babasıyla beraber odaya girdiler.  Ben dışarıda bekliyordum. Bir mütted oturdum. İnanamıyorum! Aileme haber vermemiştim. Hemen annemi aradım. Burak'ın annesini hastane kaldırdıklarını ve benim de hastahanede olduğumu söyledim. Geç kalmam için beni uyardı. Kendime dikkat etmemi de söyledi.  Ana yüreği işte söz konusu çocukları olunca en kötü şeyleri bile düşünüp uyarıyorlar.

Odadan önce babası çıktı. Bana yaklaştı.

-Gelmen iyi oldu. Oğlumun sana ihtiyacı olabilir. Ben... genelde... çalıştığım için babalık nasıl yapılır ya da böyle durumlarda ne söylenir hiç bilmiyorum. Burak'la hiç baş başa baba oğul bir şeyler yapmadık ve ben oğlumu tanımıyorum. Belki çok şey istiyorum ama onun yaninda olman benim yani bizim için çok önemli.

+Yanında olacağım.

Bir şey diyemedim. Karşımda aciz bir baba duruyordu. Babalar da böyle olur muydu?

İçeriden Burak da çıkmıştı. Gözleri ağlamaktan şişmiş ve kızarmışdı. Beni görünce biraz toparlandı.

-Dışarı çıkalım mı? Hem biraz temiz hava almış olursun.

+İyi olur.

Dışarı çıkmıştık. Hastahanenin bahçesi çok güzeldi. Bir çeşme de vardı.  Burak elini yüzünü yıkayıp çimlerin üzerine oturdu. Ben de yanına oturdum. Sarılmak her zaman iyi gelir insana yani bana iyi geliyordu.

-Sarılmak ister misin??

Sarılır sarılmaz ağlamaya başladı.

-Gülümsedim. Sanırım şimdi daha iyisin.

+Evet. Ağlamak rahatlatıyormuş. Ama biraz yorgun hissediyorum.

-Yukarı çıkalım mı? Bi kanepede uyursun. Direncin düştü. Güldüm. Ağladın ya.

Babası misafir odası tuttuğu için oraya çıktık. Burak hemen uyuya kaldı. Saçları çok güzeldi. Dalgaları arasında elimi gezdirmek çok hoşdu. Artık eve gitsem iyi olurdu. Yanağına küçük bir öpücük kondurdum ve odadan çıktım. Burak'ın babası şoföre beni eve bırakmasını söyledi. Arabaları çok hoştu.

Eve vardığımda annem hemen olup bitenleri konuşmak için yanıma geldi. Tabi ben de anlattım. Çok yorgundum annem anlamış olmalı ki yatma zamanının geldiğini söyledi. Yatma zamanı da ne demekti. Biraz komik geldi işte.

Bize Ne OlacakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin