Kang-Taonun yanına gitmeyi istedim. Ama jimin kolumdan tutarak kendine çekti. Ve kulağıma fısıldadı.
Pjm: Eğer cezanın artmasını istemiyosan yanımdan biryere gitme.
Adın: Jimin oda bir arkadaşımız.
Jimin çok sert bir şekil ile
Pjm: YANIMDA KAL DEDİM!
Kollarımı bağladım ve dudağımı büzdüm.
Pjm: Tamam. Hadi git!
Gülümseyerek yanına gittim. Ağlıyordu.
Adın: Ağlama Kang-Tao.
Kang-Tao: Nasıl ağlamayayım (Adın)!?
Kang-Tao: Gözlerimin önünde evim yıkılırıyor.
İçim dayanamadı ve jiminin yanına gitmek istedim. Ama o ortalıkta yoktu.
Adın: Sun-hee teyze jimin nerede?
Sun-hee: İçeri girdi kızım.
Adın: NEE İÇERİMİ GİRDİ!?
Koşarak eve girdim. Bir yandan gözüm jimini arıyordu. Bir yandanda ona sesleniyordum.
Adın: JİMİNN!? JİMİNNNN!
Üst kata çıktım. Ve oradaydı. Rahatlamıştım. Ama ona çok kızgındım.
Adın: JİMİN SENİN BURDA NE İŞİN VAR!?
Pjm: Telefonları almamışım.
Adın: JİMİN TELEFONLAR SENDEN ÖMELİMİ!?
Adın: ÖDÜM KOPTU YAA!
Jimin yanıma geldi bana sarıldığı anda kendimi tutamadım ve ağlamaya başladım.
Pjm: Şttt Ağlama bebeğim.
Boynuna sarıldım. Kokusunu burnuma çektim.
Pjm: Ağlama bebeğim ben buradayım.
Adın: Jimin sana birşey olacak diye çok korktum.
Jimin bana sıkıcana sarıldı.
Pjm: Bana hiçbirşey olmaz bebeğim. Bak sap sağlamım.
Eliyle göz yaşlarımı sildi.
Pjm: Hadi aşağıya gidelim.
Pjm: Ama hiç kimseye çaktırmayalım.
Göz kırptı. Bende göz yaşlarımı sildim. Ve aşağıya indik.
Pjm: Orda ne oluyor!?
Adın: Bilmem.
Herkes bir şeyin başına toplanmışlardı. Sun-hee teyzenin yanına giderek ona ne olduğunu sordum.
Adın: Sun-hee teyze ne oluyor burda?
Sun-hee: Kang-Taoya birşey oldu kızım.
Adın: NEE!?
Hemen kalabalığın içinden geçerek yanına gittim. Babamdan doktorluk öğrenmiştim.
Adın: Şimdi herkes sakin olsun.
Adın: Ben doktorum.
Gözüm birden jimini gördü. Gözleri faltaşı gibi açılmıştı. Bana "gerçektenmi?" Bakışı attı. Bende kafa salladım.
Adın: Şimdi jimin çantayı verirmisin?
Pjm: Tabi doktorum.
Jimin çantanın içine ilk yardım çantasıda koymuştu.Jiminden herkesi uzaklaştırmasını istedim. Ve oda yaptı. Jimini yardımıyla Kang-Taoyu yerinden kaldırdık. Yere bir örtü serip oraya yatırdık. Kafasına bir yastık koyduk. Göğüsüne kafamı koyarak kalbini dinledim. Atıyordu. Kang-Taonun gömleğinin düğmelerini açmaya başladım. Kafamı çevirip jimine baktığımda çok sinirli duruyordu. Ama umrumda değildi.