İlk Ders

82 3 0
                                    

Öğretmenliğe ilk atamam yapıldığında 2013 yılının Eylül ayıydı. Bilgisayar başında atama sonuçlarını beklerken sanki zaman hiç geçmiyordu. Sabah 5'te oturmuştum bilgisayar başına. 11'e kadar sürekli bilgisayar başında oturmuş, atama sonuçları açıklanınca da koşarak sokağa fırlamıştım. Ertesi gün de yolculuk vaktiydi. Neyle karşılaşacağımı hiç bilmeden çıktım yola. Yaklaşık 24 saat otobüs yolculuğundan sonra vardım okuluma. Göreve başlama işlemleri yapılınca öğretmenliğim resmiyet kazanmıştı. Beni ondan sonra müthiş bir heyecan aldı. İlk dersimi hayal ediyordum sürekli. Sınıfa nasıl gireceğim, dersi nasıl anlatacağım stresi bana uyku uyutmuyordu. İlk gün geldi . Zaten heyecandan uyuyamamıştım. Okula varınca öğretmenler odasına girdim. Tabi taze öğretmen olduğum için ilk önce kapıyı çaldım. Kendimi hala bir öğretmen olarak hissedemiyordum. Ders vakti geldi . Öylesine heyecanlıydım ki teneffüste derse girmiştim. Bir baktım sınıf bomboş . Öğrenciler geldi bana bakakaldılar. Eyvah dedim rezil oldum. Bakalım nasıl ders anlatacağım diye içim bulanmaya başladı. Kapı kapanıp da derse başlayınca öyle bir ders anlatmaya başladım ki iki ünite bitirmişimdir herhalde . Ders matematik , sınıf da sözel sınıfı olunca öğrenciler bayağı bir zorlanmıştı. Çok fazla yükleme yapmıştım onlara. Dersin sonu gelince öğrencilerin yüzüne baktım. Anlamsızca bana bakıyorlardı. Bir öğrenci ayağa kalkarak,

"Hocam, öyle bir ders anlattınız ki, bir ara sandım uzay mekiği kullanıyorsunuz..."

Çok mahcup olmuştum. Hiç öğrenci seviyesini göz önünde bulundurmadan paldır küldür ders anlatmıştım. O öğrencinin şakayla karışık sokmuş olduğu laf bana çok büyük bir ders olmuştu...

Öğretmenlik AnılarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin