'Bir daha ne zaman görürüm seni?'
"Herhangi bir gün, herhangi bir yerde, elinde bir kitap ve önünde bir fincan kahveyle otururken aniden karşına çıkabilirim..."
'Bayan Sky, on dakika yirmi üç saniye geç kalmış bulunmaktasınız.'
Karşımda bana bağıran patronuma gözlerimi devirmek istesem de yapamadım.
Yeni yetme bir avukat olmak oldukça zordu...
Birkaç dakika sonra elime tutuşturduğu onlarca dosyaya iğrenerek bastım. Şirkette genç ve yeni olduğum için çoğu ayak işleri bana kitleniyordu.
Dosyalarla birlikte masaya oturdum ve rastgele bir dosyayı seçtim ve açtım.
...
'Bir kahve iyi olur belki.'
Önüme uzatılan kahve fincanına ve sahibine baktım.
Kütüphanede tanıştığımız sarışın adamı karşımda gördüğümde şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım.
"Ben teşekkür ederim Steve."
Gülümsedi ve masamın önünde duran sandalyelerden birine oturdu.
"Burada olduğumu nerden biliyordun?"
'Avukatla ilgili birkaç işim vardı. Seni gördüm. Kahve içmek iyi bir fikir olabilir diye düşündüm.'
Gülümseyerek kahveyi elime aldım.
"Ciddi bir sorun yoktur umarım."
'Meslek zırvalıkları diyelim.'
Elimi ceketimin cebine attım ve kağıdı çıkardım.
"Birkaç gün sonra randevumuz olduğunu sanıyordum."
Gülümseyerek kağıdı almaya çalıştığından hafif bir kızgınlıkla elimi geri çektim.
'Birkaç gün bekleyemedim diyelim.'
Ne kadar doğru ne kadar yanlış bilmiyordum. Tanımadığım bir adamla randevulaşmıştım ve şu an karşılıklı kahve içiyorduk.
"Neden biraz kendinden bahsetmiyorsun?"
Düşünür gibi yaptı. Yine şapka ve gözlük takmıştı. Bir şeylerden saklandığı çok belliydi. Ve bir avukatlık bürosundaydı.
Acaba bir katil veya azılı bir suçlu olabilirdi.
Azılı bir suçluyla randevulaşan yeni yetme bir avukat...
Tanrım aklıma mukayet olamıyorum.
'Nerelere daldın öyle?'
Steve'in sesiyle daldığım düşüncelerden sıyrıldım ve gülümsemeye çalıştım.
"Azılı bir suçlu olmandan şüpheleniyorum."
Aniden dediğim şeyle gözleri fal taşı gibi açıldı ve şaşkınlıkla bana baktı.
'Cidden aklından böyle bir şey geçti mi?'
Omzumu silktim.
"Birilerinden saklanır gibisin ve avukatlık bürosundasın. Sence aklıma başka ne gelebilir?"
Başındaki şapkayı çıkardı ve güldü.
'Sanırım avukatlık iç güdüsü. Ama emin ol azılı bir suçlu olabilecek en son kişiyim.'
Önümden bir kalem ve kağıt aldı. Bir şeyler yazmaya başladı.
"Niye süper kahraman mısın sen?"
Kağıdı önüme bıraktı ve göz kırparak uzaklaştı.
Kağıdı elime aldığımda bir telefon numarası gördüm. Altına da kendi adını yazıp gülücük atmıştı.
Gülerek telefon numarasını kaydettim ve mesaj attım.
Me: Ben Hazel Sky. Sanırım Steve ile görüşmekteyim.
Birkaç dakika sonra eklediğim numaradan mesaj gelmişti bile. Gülümseyerek mesajı açtım.
Sarışın:Birkaç gün sonra buluşacaktık bekleyemedin mi?
Benim söylediğim şeyi bana karşı kullanıyordu ve bu ister istemez gülmeme sebep olmuştu.
Yukarda gördüğüm küçük resim dikkatimi çekti ve kişi bilgilerine girip Steve'in profil resmine baktım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gözlerim fal taşı gibi açılırken daha önce onu hiç böyle görmediğimi fark ettim. Gerçi topu topu iki defa görmüştüm ama şapkalı ve kapişonlu bir adamdan böyle bir şey beklemiyordum doğrusu.
'Bayan Sky, telefonla uğraşmak yerine neden işinizle ilgilenmiyorsunuz? Lütfen odamdaki dosyaları toparlar mısınız?'
Kalın çerçeveli gözlüklerini indirip küçük tehditkar bir bakış atan Bayan Battsy'e korkuyla bakıp yerimden fırladım.
'Benim yerime gelecek olan yeni avukata asla böyle bir şey yapmayacağım.'
Kendi kendime konuşurken karşıma çıkan George ile yüzümü astım. Evet kendini beğenmiş aptal avukat. Benden sadece bir yıl önce mezun olduğunu biliyorum evet.
'Ah Hazel. Senden önce bu şirkete geldim ve asla senin gibi ayak işleri yapmadım. Zor olmuyor mu?'
"Biliyor musun George? Davalara gitmiyorsun ama çok güzel palavra atıyorsun. Şimdi çekil kenara ayak işleri yapmam gerek."
Sinirle Bayan Battsy'nin odasına girdim ve dosyaları kucağıma aldım. Masada kalan son dosyaya gözüm çarptı. Açıktı ve önemli bir dosyaya benziyordu.
Hem kalın hem de damgalıydı. Dosyayı önüme çektim ve yazılı olan ismi okudum.
Steve Grant...
Önümen çekilen dosya ile neye uğradığımı şaşırdım. Bayan Battsy ile göz göze geldiğimde derin bir nefes aldım.
'Bu dosya çok önemli Hazel. Şimdilik bende kalıyor ama bu davada seninle çalışacağım.'
Başka bir şey demeden dosyayla birlikte giden patronumun arkasından şaşkınca baktım.
Benimle çalışacak olması mı?
Steve ile dosya arasında bağlantı olmasını düşünmem mi?
