RÜYA" Abilerimi Alın Başımdan" $TAMAMLANMIŞTIR$

bölüm:12

Sınır geçilmeden yayınlıyorum çünkü inyetnetim yok vr sınır geçildiği an atamaya bilirim bu nedenle şimdi atıyorum iyi okumalar

*Başlangıç saati
Yazmayı unutmayın

-kuzey allah belanı versin gerizekalı diyip kafasına bir tane daha geçirdim. Oda bağırıp kafasını ufalamaya başladı bir yandan da söyleniyordu mal bu çocuk valla katıksız mal abi bakın anlatıyorum şimdi bu mal Caner demişki kayaçın ucunda dur falan aşşağı da oyuk varmış yani eğer ben kabul etmezsem atliyacakmış ama bu gerizekalı gibi zıplarken düştüğü için ayağını çatlatmış

-yav kızım ne biçim konuşuyon sevgilinle sen öyle diyip yalandan kaşlarını çattı bende kıkırdayıp

-biz sevgiliyiz dimi şimdi dedim oda gülerek onayladı sonra aklına bir şey gelince kaşlarını çattı

-lan derin senin Dalton lar bizi öğrenince ne olcak diyen kuzeye sinirlr baktım motrlimin içene sıçtı hemen hee kafasına tekrar vurup

-allah seni alsın kuzey emi

(✒️＋🍍)＋(🍎＋✒️)＝(っ'-')╮=͟͟͞͞💌

-efe ebene selam söyle emi kuzum emi yavrum. Lan dingil ağzına emi öf seni döverim çocuk bak bak aklıma geldikçe daha da sinirleniyorum

Ben kendi kendime delirirken efe ise hala gülüyordu ne şerefsiz ve yakışıklı kardeşim var ülen

-ne var be sen yap yap ben abimlere söyleyince suçlu sende kimya hocasını delirtmeseydin hıh diyip kıçını döndü ama hala gülüyordu siz diyonuz şimdi ne oldu kampdan döneli 1 hafta oldu yani barışalı 2 hafta çok mutluyum lan barıştık diye neyse şimdi anlatıyorum herşey 2 gün önce oldu ama abilerimin kulağına bugün gitti ve bir ton azar yedim tabikide şerrolet kardeşim efiş söyledi herşey 2 gün önce kimya dersinde olmuştu.....

Lan ne biçim konuşma tarzı kız bir an boloncuklar çıkcak zannettim abisi doğru düzgün anlat şunu

Bütün havamın içine eden iç sesime saygılar sevgiler seni ayakta alkışlıyor ve ana avrat saydırıyorum neysee.....

2 gün önce kimya dersi.......

Lan sabah sabah kimya çekilmiyor ki abi yanımda oturan kuzeyin omzuna koydum kafamı evet barışınca kuzey yanıma oturdu özge de mecburen(!) canerin yanına geçti. Kuzey başını bana çevirip bana huzur bahşedercesine gülümsedi ve koklayarak anlımı öptü ben de gülümsedim. Bu müko bi gülüşmemizi bölen tabiki de canım emekli olmayı unutmuş olan kimya hocamız Mahmut hocaydı

-derin kalk kızım sen çok biliyosun galiba bu konuyu dedi ve tahtayı işaret etti lan ders kimya değilmiydi neden Osmanlıca şeyler yazıyo ki ciddi ciddi hocaya dönüp

-hocam siz ne öğretmenisiniz diyince sınıf kıkırdamaya başlamıştı kuzey de alttan alttan gülüyodu bende bacağına çimdik attım hemen bacağını ufalamaya başladı. Hoca kaşlarını çatıp

-kimya kızım dedi

-yani siz kimya öğretmenisiniz yani

-evet kimya öğretmeniyim

-demek siz sahi sahi gerçekten de kimya hocasısınız

-ay kızım evet bak öyle konuşma ben bile şüphe etmeye başladım ne öğretmeni olduğuma dair. sınıf artık gülmekten yıkılmıştı bende alttan alttan kıkırsıyordum hoca 50 yaşındaydı ve emekli olmayı istemediği için hala öğretmendi ve birazda unutkan ama çok ponçik bir hoca

-ne bileyim hocam tahtada Osmanlıca yazınca. Hoca ciddi ciddi tahtaya döndü 5 dakka falan baktı

-ama burda Türkçe yazıyor. Oyyy derin otur kızım yerine valla tansiyonum düştü yine bak geldiler bana yine diyip masasına oturdu ve eliyle kendine yelpaze yapmaya başladı. Bende

-ama neden hocam ne güzel yapacaktım dedim masum masum bakmaya çalışarak

-ne çözmesinden bahsediyorsun kızım sen. Bir ara ne öğretmeni olduğumdan şüphe etmeye başladım otur çabuk yerine dedi bende sınıfa dönüp

-bakın sizde şahitsiniz ben yapacaktım ama hoca izin vermiyor biliyo tabi benim gibi müko bir öğrencisi olduğunu boşuna yormuyor beni dedim sınıftan destekleyici sözler çıktı ve hoca tam başka birini kaldıracakken zil çaldı ayağa kalkıp

-bir kez daha derinle ders kaynatma bölümünün sonuna gelmiş bulunmaktayız. Bir dahaki bölümde görüşmek üzere sağlıcakla ve esenle kalınız diyip selam verdim onlarda alkışladılar

-beni siz var ettiniz dedim tam biraz daha kendimi övecekken aşşağı çekilmemle sırama geri oturtuldum beni oturtana bakınca kuzeyin olduğunu anladım kaşlarını çatmıştı

-kızım niye eğiliyosun eteğin boyu zaten sinirimi bozuyor dedi kıkırdayıp sarıldım ve yanağını öptüm

-oyş oyş sen beni mi kıskandın diyip tekrar öptüm bana ters ters yukarıdan baktı

-kızım sana neden kızamıyorum bakma şöyle be diyip oda beni öptü ve güldü

Şimdi ki zaman.....

Abimlerin azar anı tekrar aklıma gelince sinirlenip yanımda duran minderi efeye attım ve kalkıp

-ben odamdayım diyip yukarı çıktım. Odama girince eşortmanlarımı almak için dolabı açtım valla bu dolapta bir ben yokum hee abi bir anda bazı kıyafetlerim üstüme düştü. Üstüme giyeceklerimi alıp gerisini bodoslama dolaba attım ama "tak" diye bir ses duydum. Kaşlarımı çatıp kıyafetleri aşşağı attım dolabın köşesinde orta boy eski tahdadan etrafında elle çizildiği belli olan çiçek resimleri vardı kutuyu alıp yatağıma oturdum kutuyu açtığımda içinde eski küçük eşyalar vardı gözüme direk olarak altın künye çekti elime aldığımda üstünde yazı yazdığını gördüm okuyunca başıma bir ağrı girdi ve bir şeyler aklıma geldi üstünde yazan ise

Deniz'di

*Bitiş saati

Geç oldu ama olsun internetim olmadığı için arkadaşlarımdan girmeye çalışıyorum ve hafta sonu olduğu için de giremiyorum onlardan. Neyse bölümleri uzun uzun yazmaya çalışıyorum ailemiz git gide büyüyor lütfen yorumlarınızı bildirin. karakterler ve gidişat hakkında sorular sorabilirsiniz cevaplamaya çalışırım

*sınır 16 vote 8 yorum

Yeni bölümde görüşmek üzere