~BÖLÜM ~1~

12 2 0
                                    

Ayaklarıma batan taşları aldırmaksızın yürüdüğüm bu soğuk yağmurlu  kış gününde yine gözyaşlarım karışıyordu yağmurdan kaçan insanların gürültülerine. 

   Çıplak ayaklarım buz gibi zeminde yürümekten kıpkırmızı olmuştu. Vücudum artık soğuğu ateşte yanmak gibi  acı bir hisse bırakmıştı.

   Ölü bir bedene sahipmişim gibi...

    Yüzüm bembeyaz, ceset gibiyim. Gömülmemiş bir ceset...

    Gözlerim artık sadece karanlığı görüyordu.

     Vücudum artık bir kuştan bile narin, her an kırılacak...

                             ***

     Yağmur bütün bedenimi ıslatıp beni soğuğa alıştırmıştı. Göz yaşlarım akmıyordu. Ya da ben öyle sanıyorum artık. Vücudumun alışagelmiş faaliyetlerime verdiği tepki. Ah cidden kendime acı çektirmekten başka işim yokmuş gibi hayatı sürdürüyorum. Ve sona ulaşmayı bekliyorum. Bu hayatımda böyleyim ama belkim Bir dahakine öyle olmayacak. Yanı öyle umuyorum. Eğer bir daha dünyaya gelirsem herhalde bir kiraz çiçeği olmak isterdim. Güzel kiraz çiçekleri... Baharı müjdeleyen, umuda açan bir çiçek...

       Yağmurun sırılsıklam olmuş vücuduma değdiğini hissetmeyeli uzun zaman olmuştu sanki deyip gözlerimi tekrardan cehennemimde açtım. Rüya göremeyecek kadar yorgundum. Buna üzüldüm. Rüyalarımda kahakalarımın etrafı doldurduğu anlar kulaklarımda hâlâ. 'O kadar gerçekçiydi' ki dediğiniz en azından bir rüyanız vardır. Bazen 'keşke bir rüya olmasaydı' dediğiniz. Ben her zaman öyleyim. Sadece rüyalarında mutlu olabilecek biri. Mesela gözlerimi kapatırsam tüm anılarım silinecek ve başka biri olacak hissi geliyor ya işte bunu düşünerek uyuyorum ne zaman gözlerimi kapatsam. Gözlerimi kapatıp yine kahkalarıma döndüğümde aynı anılar geliyor. Sanırım daha mutlu olabildiğim bir şey yokmuş gibi. Bazen gördüklerimin önceki hayatımdan ya da geleceğimde olacak anılarım olarak düşünüyorum. Ama bu hayatımda böyle güzel anlar yaşamayacağım sanırım. Ne de olsa yetimhanede bile uğursuzluk hiç eksik olmadı. En yakın arkadaşım bile pintahar etti. Bu onun acılar içinde kurtuluşuydu. Acı çekerek bundan kurtulmak için sonsuz acıyı seçerek...

    Onun aklıma gelmesiyle yanaklarım yine sıcak yağmura esir oldu. Eğer ben daha güçlü olsaydım. O hâlâ benimle olacaktı. Özür dilerim... Bu dünyadaki en iyi ve tek dostum seni koruyamadığım için özür dilerim. Eğer hayatlarımızı tekrar kesişirse sakın benimle tekrar arkadaş olma. Sakın benim için kendini öldürme...

     Yağmur kara geceyle kaplıyken, yine böyle bir kara gece de her şeyimi kaybetmiştim. Intihar edemeyecek kadar korkak olduğumu söylerdim. Aslında yaşamak için fazlasıyla korkaktım. Şu an cesaretim var yaşamaya. Ama buna yaşamak denmezdi ki. Kendimi ölümgibi bir yaşama mahkum etmiştim. Bunu kendime ceza görmüştüm. Tutunabileceğim bir şey ararken uçurumda olan biri nasıl tutunsun ki deyip bırakmıştım. Ama insanoğlu hep bir şeyi unutuyordu. Uçurumda da çiçekler açardı. Hemde en güzelleri. En ulaşması zor olanı ama...

     Şimdi, eğer  dua edersem göz yaşlarımla. Gerçekten kalbimle istersem o uçurumdaki çiçeği. Bana gelir mi? Elimi o çiçeğe uzatırsam beni kurtaracak kadar güçlü olur mu? Eğer öyleyse bu kara gecenin göz yaşlarıyla ölmek istemiyorum. Lütfen, ölmek istemiyorum. Bugün olmaz. Bugün, şu anda ölmek istemiyorum. Öleceksem de ölmek istesemde bugün ölmeyeyim. Biri beni kurtaramaz mı?

    Gözlerimi karanlık gökyüzüne kaldırdım inatla. Bu gece beni göndermesin diye.

     Nereye gittiğim hakkında bir fikrim bile yok. Bedenim acıyı o kadar unutmuştu ki. Ölüme gittiğini düşünüyorum artık. Bunu istemediğim için tuhaf hissediyorum. Her gün öleceğim gün bunlar bitecek diyordum.  Ama böyle bir günde, böyle bir gece de olmamalı.

      Ne kadar böyle düşünsemde yardım beklesemde düşüncelerimde umutlarım gibi tükeniyor yağmurla. Bütün gün ölmeyi düşünüp sonra tam yaşamak için bir neden uydurmuşken bedenime... tam da bu anlarda, lanet olası her şey sona eriyordu.

       Bugün beni her şeye inat yaşamam için ikna eden... 'neden bugünü bekledin?' Deyip onu boğmak isterdim. Ahh sanırım ölürken nasıl ölünür unuttum. Milei öldürmeyi düşünüyorum. Ölüyorum, ölüyorum. Bi de bu günahla mi öleceğim? Artık acının vücuduma alıştığı için beynimi enkaza dönüştürdüğünü düşünmeye başlıyorum. Ölürkenbile saçmalayıp ölmesem olmaz mıydı? Bugün bir şeyde yemedim niye böyle davranıyorum.

      Evet şu an hatırladım yüzünü tekrardan. Güzel bir yüzü vardı annemin. O kadar küçüktüm ki unutmuş olmam doğal. Ama hala zihnimde bulanık bir cam gibi duruyordu. Güzel bir annem vardı. Keşke ona benzeseydim. Belkim biri beni severdi. Yaşadığım bu hayat anlam kazanırdı.

       Saatlerdir burdayım. Kaç saat oldu onu bile bilmiyorum. Ama artık saçmalamaya başladım. Ne kadar kötü rüya görüp ölmek istiyordum halbuki. Bellimde şu an başka yerdeyim. Onu bile bilmiyorum. Şu an hayatta mıyım? Ondanda emin değilim. Uyumak için gözlerimi kapattığımdan beri rüya görmedim. Sadece kafamın içindeki ben hariç kimse gelmedi. Kimi bekliyorsam. Bir ailem bile yoktu. Sevdiğim adam... arkdaşım... akrabalarım... yalnız olmaktı bu. 'Kimse yalnız değildir' bunları demiştin bana anne. Hatırlıyorum. Ama şu an ben neyim. Yalnız... koskocamanbir hiç... komik olanda ne biliyor musun anne? Sen öldün ve ilk kez o zaman terkedildim. Bana bunları söylerken beni hiç terk etmeyeceğini de söylemiştin. Dimi?
   
       Peki neden şimdi yoksun? Korktuğumda, ağladığımda, üzgün olduğumda, yalnız olduğumda... yanıma gelecektin hani?

      'Eğer ben gelemezsem biri gelecek senin bütün yaşadığın acıları göz yaşlarını silecek. O zamana kadar bekle. Bekle kızım.'  Demiştin o gün. Sen öldüğünde o kişiyi bekledim kapıda. Gelen kimse olmadı. Sadece beni yetimhaneye götürmeye gelenler vardı. O zamandan beri bekliyorum anne. Tam tamına 15 yıldır 'O'nu bekliyorum. Ama gelmiyor.

      Bugün tam vazgeçiriyordum anne. Senin yanına gelmek istedim. En yakın dostumu ve seni özledim diye gelmek istedim. Ama biri geldi anne. Gerçekten inanılmaz biriydi. Ben ilk kez yaşamak istedim anne. Senden sonra ilk kez yaşamak istedim. Ama bak ne haldeyim. Ölüyorum. Senin yanına geliyorum anne. Neden bilmiyorum ne kadar senin yanına gelmek istesemde pişmanlık ve acıyı hissediyorum. Hemde inanılmayacak bir yerde. Kalbimde...
 
      'O'nu bulmuş gibiyim. Belkim değil. Ama içimde onun olmasını isteyen biri var. Şu an ölüyorum. Ve onu kaybedeceğim. Bu yüzden pişmanım ve acı çekiyorum. Kaybetme duygusunu biri giderken hissediyordum. Şimdi ise ben birini bırakıp giderken kaybetme duygusunu hissediyorum.

      Veda etmek için kötü bir gece ama olsun ona içimden de olsa veda etmek istiyorum. Sonsuz ve içten bir elveda. Belkim basit bir sözcük ama bana yirmi senelik hayatımın en güzel anını yaşatan adam bana bunu söyleyerek her şeyi bir anda düzeltti. Tekrardan mutlu olacağımı söz vermiş gibi. Tekrardan beraber mutlu anlar yaşayacağımızı düşünerek yürümüştüm bu sefer ağlayarak geçtiğim yolları. Ona uzun bir veda etmek isterdim. Adını bile bilmediğim o adama. Sadece beni tekrardan güldürdüğü için mi ölürken, son anlarımda onu düşünüyorum? Şu an bile yüzü gözlerimin önünde bana endişeyle bakıyor saçlarından düşen yağmur damlaları benim yüzüme düşerken. Ölmeden önce güzel bir rüya görüp gidiyorum. Onu sonumda gördüğüm için mutluyum. Dudaklarım tebessüme kavuştu. Görüşürüz pamuk şekerci adam..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 09, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Görüşürüz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin