-3-

11.4K 624 28
                                    

Macit ağa kabul edilmenin verdiği neşeyle evine dönmek üzere yola çıktığında Mahir ağanın da keyfine diyecek yoktu.

"Melike hanım! Melike hanım!"

Konağın avlusunda avazı çıktığı kadar sevinçle bağırıyordu. Mutfağa giden koridorun kapısı açıldı ve içerden hanımı Melike çıktı. Başından sarkan şalını düzeltirken;

"Ne bağırıp durursun emziği alınmış bebeler gibi, hayırdır ne oldu?" diye söylene söylene kocasına doğru yürüdü.

"Otur hele otur."

Mahir ağa hanımını elinden tutmuş avludaki yemek masasına çekiştiriyordu. Heyecanından yerinde duramıyordu, neydi onu bu kadar sevindiren şey?

"Dur, çekiştirme, ne oldu?" diye sordu yerine oturan Melike hanım.

"Avşarları bilirsin değil mi?"

"Bilirim tabii, de, ne oldu ki?"

Masadaki sandalyelerden birini çekip oturdu Mahir ağa. Elindeki küçük çaplı tesbihini bileğine geçirirken anlatmaya devam etti.

"Avşarların tek kızı Zişan'ı da bilirsin."

Zişan adını duyan Melike hanımın gözlerinin içi parladı.

"Bilmem mi. Rabbim bana bir kız evlat vermedi." derken çenesini masaya koyduğu eline yerleştirmişti.
Birden kapı yeniden açıldı ve avluya evin tek gelini Amine girdi.

"Allah herkese öyle bir kız evlat, yanı sırada bir gelin nasip eylesin. Bir de bana eyler inşallah."

Melike hanım oturduğu yer de duruşunu dikleştirirken Amine önündeki sandalyeye kollarını yaslamış gözlerini devirerek kaynanasını dinliyordu.
Amine evin tek gelini, ortanca oğul Mustafa'nın hanımıydı. Mustafa ile birbirlerini severek evlenmişlerdi evlenmesine ama, Melike hanım üç yıllık gelinine bir türlü alışamamıştı.
Amine herkese laf yetiştirmeye çalışan, kendini ağırdan satıp karşısındakine yukardan bakınan, kafasının dikine gitmekten de vazgeçmeyen biriydi. Melike hanım ise baba evinde de, kaynanasından da gördüğü üzre böylesi şeylerden hiç haz etmeyen biriydi.
Zişan'ı daha önce bir kaç yer de görmüş, tanımış, hal hareketlerine göz gezdirmişti. Lakin annesi İdal hanımdan çekindiği için, bir gün dahi sohbet etme fırsatını bulamamıştı.

"Desene duaların kabul oldu Melike hanım." diye neşeyle birden söze girdi Mahir ağa.

"Aman ağam, eğlenme benimle." diye hayıflandı Melike hanım.
Dört oğlan anasıydı. Bu konağa gelin geldiği vakit, Zişan'la aynı yaştaydı. Amine gibi tek gelin değildi elbet, büyük gelin olarak gelmişti amma, en sona gelmişti. Beyiyle arasında çok bir yaş farkı yoktu, ama Mahir ağa gençlik zamanında evlenmek istememişti. Anası Teslime hanım Melike'yi beğendiğindeyse, evlenmek istemediği için bin tane laf çıkarıp, kavga etmişti. Ta ki, Melike hanımı görene kadar.
Melike hanım uzun boyu, ince beli, siyah bir incinin nimeti gibi parıldayan saçları ve iri siyah gözlerinin yanı sıra bembeyaz teni ile bakanı dönüp bir kez daha baktırıyordu. Mahir ağanın yaşı geçerken, Melike hanım hala gençliğini, güzelliğini koruyordu.

"Ne eğlenmesi Melike hanım, ne eğlenmesi? Macit ağayla konuştuk, bu iş oldu." diye güler yüzüyle konuşmasını sürdürdü Mahir ağa.
Melike hanım bir an durup dinledikten sonra yerinde kıpırdanıp konuştu.

"Doğru mu dersin ağam?"

"He ya, doğru derim. Avşar kızı Zişan, işte bu gördüğün konağa gelin gelecek."

Sevinçle elini ağzına kapatan Melike hanım mutluluğunu yaşayacağı sırada birden aklına evin büyük oğlu geldi.

"İyi de, Hamza burada yok ki ağam. Nasıl olacak?"

AVŞAR KIZI - GÜZEL SERİSİ IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin