Beni anlat

285 41 7
                                    


Gecenin köründe kalkmıştım ve odama sadece ayın hafif ışığı yansıyordu.Karanlıktan korkuyordum ama bu hafif ışık korkmama engel değildi.Direkt telefonumu elime alıp hafif bi ışık yansıması yaptım odama, kapım hafif şekilde açıktı.Normalde kapım kapalı yatarım ama nasıl açıldığını bilmiyordum.
Korkuyla gözümü kapadım ve telefonuma sarıldım direk feneri yaktım ve ne garip odamdan dışarı çıktım.İçeriden sesler geliyordu sanki birileri sessizce bişeyler konuşuyomuş gibi..
Biraz kulak misafiri oldum ve arkadaşlarım olduğunu anladım.
Alışıktım aslında arkamdan çevirilen işlere ama yinede bişey beni buraya çekmiş gibiydi.

Odaya girdim ve en yakın arkadaşımı gördüm.Yüzü kan içindeydi ve üzerime doğru koştu ve yanında bir adam vardı.Adam bana git diyordu ama ben yinede oraya yapışmış gibiydim.Arkadaşım yani Cesa bana sıkıca sarıldı ve ağlamaya başladı. Benim ağzımdan da kanlar gelmeye başladı.Cesa'yı ittirmeye başladım ama çekilmiyodu çok sıkı sarılmıştı sanki kitlenmiş gibiydi ve ağzımdaki kanlarla beraber bağırmaya çalışsamda boğuluyo gibiydim.Çığlık atıyordum ama sesim çıkmıyordu.Birden bi elin beni ittirmesiyle rüyadan uyandım.

Evet rüyaymış ama sanki gerçek gibiydi kabusun çok etkisinde kalmıştım kendimi hala değişik hissediyordum. Direkt Cesaya sarıldım."İyimisin Jona bağırıyordun nasıl geldiğimi hatırlamıyorum bile çok korktum yoksa yine aynı kabuslar mı?" dedi.
Ben şaşkınlıkla Cesa ya baktım ama hala onu garip görüyordum.Sessizce "iyiyim, bilirsin yine aynı saçmalıklar ama bu sefer sende vardın"dedim.Oda hemen anlat anlat diye tutturmaya başladı.Ben ise hiç konuşmak istemiyordum çünkü başım çatlıyordu.Cesa çok meraklı ve sabırsızdır.Ayağa kalktım ve mutfağa gidip hızlıca suyumu içtim.

Ayakta durup içeriye bi göz attım ve Cesa çoktan eve arkadaşlarını çağırmıştı.Erkekli kızlı yine şacma sapan kişiler salonumuzda oturmuş sabah sabah 'tabi bana göre saatin 12 si sabah oluyordu' pizza yiyolardı.Ben bunların hangi alemde yaşadığını gerçekten çok merak ediyorum. Haftanın iki günü rahat rahat evde oturmak varken neden bukadar insanı eve toplar bu kız onuda anlamıyorum zaten.Yakında annemgilin yanına gitmek için can atıyorum.

Oradan biri seslendi "Jona gelsene"diye.
Evettt bu sesi biliyorum bu Edan dı.Ahh bu Edan la uğraşmak baya zor çocuğa sarışınlardan hoşlanıyorum dedim diye saçını sarıya boyattı ya.Kendisi uzun boylu değil kısada değil, ten rengi çok koyu tabi bana göre çünkü ben beyaz tenliyim.Saçları çok dağınık ve bana her baktığında eliyle saçlarını düzeltir.Neyse uzatmadan Edan'a döndüm "neeeee" diye bağırdım.

"Sabah sabah bune huysuzluk günaydın demek yokmu" dedi Edan.
Döndüm ve gözlerimi devirdim.Ben bu çocuğa ne kadar yüz vermessem o kadar çok peşimde koştuğunu düşünmeye başladım.
Cesa içerden direk Edan'ın kulağına biseyler fısıldadı ama benim görmediğimi sandı tabi.Ya ben buna ne kadar yakın arkadaşım desemde biliyorum bana ne kadar çok yakında olsa beni en iyi tanıyan o ve belki en sinsiside bu.Kafamı sabah sabah bunlara hiç yormak istemiyordum.Banyoya gidip yüzümü güzelce bi yikadım.Saçlarımı çok seviyorum uzunlar ama hergun sekil vermek sıkıcı oluyo bazende delirtiyolar beni kökten keseyim diyorum ama kıyamıyorum işte.Neyse odama geçip telefona sarıldım.Biricik sevgilimi aramak için.Telefon bir iki çalmadan açıldı ve bu güzel ses bana çok iyi gelmişti "Günaydın güzellik, sen aramadan aramıyım dedim sen uyu diye "
Ben iç çekerek "arasanda sorun değildi aşkım zaten güzel bi uyku çekmedim " Grell çok iyi bi insan olmasına rağmen onunda bazen umursamaz tavırları oluyor.Ses tonu hafif kalın ama benim çok hoşuma gidiyor ve etkiliyor.

Biraz konuştuktan sonra buluşmak için zaman ayarladık ve kapattık telefonu.

O kadar kıyafetim olmasına rağmen hiç bisey bulamıyordum giymek için.
Neyse sonunda biseyler buldum.Bugün icin dar bi pantolon salaş bi kazak ve topuklu ayakkabı giyiyim diye düşündüm.Topukluyu sevmesemde Grell benden uzundu ve ona yakınlaşmam lazımdı.Belime gelen saçlarımı taradım ve parfümümü sıkıp kendimi hemen dışarı attım.
Biraz yürüdüm ve uzaktan Grell 'i gördüm.
O çoktan buluşma yerine gelmişti.
Seni çok özledim dedi ve beni sıkıca kavrayarak sarıldı.Çok güzel bi parfüm sıkmıştı, beni etkilemeyi başarmıştı.Bir haftaya yakındır görüşemiyorduk çünkü o yeni gelmişti.Dudakları boynuma doğru geldi ve benim minik tüylerim havaya kalkmaya başlamıştı bile hemen kafamı indirdim dudakları boynumdan düşsün diye.
Bazı günler havamda olmadığım doğrudur.Grell sessizdi bana doğru baktı nefesi nefesime değiyodu.
"Çok özlemişim"dedi fısıldayarak.

Aslında Grell ile 3 aydır birlikteyiz fakat artık sıkmaya başlamıştı.Çünkü bu bunaltıcı aynı konular bana göre değildi.Ben ona hala kendimi anlatamıyordum veya kim olduğumu..

Grell bana biraz daha değişik gelmişti ama bugün bir hafta ayrı kalmak bana yaradı gibi aslında.Kokusu bile farklı gelmişti ve bi değişiklik vardı.
"Saçınımı değiştirdin " diye atladım hemen.
Oda o muhteşem gülüşüyle gözlerime baktı ve "evet her zamankinden biraz daha farklı" dedi.
Benim hoşuma gitmişti ama..
Deniz kenarındaydık banklara oturduk ve beni kendine doğru iyice kaydırdı ve kavradı, sıkıca sarıldı.

Kafamı onun yüzüne doğru çevirdim otururken ona bakmak bana iyi geliyordu.Grell bana doğru bakarak bişeyler anlatıyordu, bi yandan da rüzgar hafif hafif eserken yüzüme gelen saçlarımı topluyordu.

O konuşurken birden benim gözüm onun arka tarafına doğru kaydı.
Biri beni işaret ediyordu başka birine.
Evet yanlış görmüyorum beni işaret ediyolar.
Grell'e farkettirmeden onları izliyordum.Adam bana gel işareti yaptı ve ben hemen kafamı çevirdim.
Korkuyordum ama Grell'in anlamaması lazımdı.Çünkü hemen kalkar ve onların yanına giderdi.Ben sessizce oturup denizi seyretmeye başladım ve içimden yine başlamışlardı konuşmaya..

Aklım, beynim yine bulunduğum yerde değildi adamlar beni çağırıyor gibi kafamın içinde çığlıklar başlamıştı bile.
Grell'in elinden tuttum ve "aşkım başka yere gitsek olurmu" dedim.

Kalktık ve yürüyorduk ben arkama bakıyordum ama adamlar gitmişti bile.

Grell'in evi bizim eve az mesafedeydi.
Ve biz onun evine gidiyorduk.
Onu özlemiştim ama daha önce biz hiç yakınlaşmamıştık.Tamam yakınlaşmadık derken illa birşeyler oldu fakat daha ileriye gidememiştik.
Benim nerdeyse en uzun iliskim bununla gibi bişeydi yani.

Salona doğru yürüdüm.İçerisi erkek parfümüyle karışmış izmarit kokuyordu.Ev her zamanki gibi dağınıktı ama farketmezdi alışkındım.
Grell kapıyı kapatıp arkamdan sarıldı.
Nefesini enseme doğru götürdü.Beni istediğini biliyordum fakat şimdi hiç zamanı değildi.Yinede ellerini sıkıca kavradım.

"Seni seviyorum Jona hemde kimseyi sevemeyeceğim kadar " dedi.Sözleri sanki beni etkilemeye başlamıştı bile.
Başımı döndürüyor gibiydi.Önümü döndüm ve dudaklarına doğru yaklaştım "Bende seni aşkım "...

GÜVAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin