Tae başını dizime koymuş ağlarken, telefondan gelen bildirimlere baktım.
Jungkook'tan gelen en son mesajda ebemin lisede kullandığı silgiye sövdüğünü görünce telefonu uçak moduna alıp olabildiğince uzağa fırlattım.
Benim Kim Mal Saf Tae' ye o mesajları yazmamdan sonra Tae anında Jungkook'u aramış. Tartışmışlar. Bu salakta koşa koşa yanıma geldi artık en iyi arkadaş değil miyiz diye. Sanki ben senin asıl derdini bilmiom aq malı.
Kafamı aşağı indirip Jungkook ve Yugyeom' a söverken uyuyakalan Tae'ye baktım. Ne uke ama. Uyandırmadan kafasını yastığa bırakıp üstünü örttüm.Aşağı inip anneme dışarı çıkacağımı söyledim ve montumu alıp kendimi temiz havaya attım.
Daha okulun ilk gününden hem okulda hemde okuldan sonra olanlar mental açıdan beni çökertmişti, ciddi anlamda hava almaya ihtiyacım vardı.Şehrin merkezine yakın olduğumuzdan oradaki büyük parka gittim. Bir banka oturup telefonumdan müzik açtım.
Olaylar olaylar aq. Ekşının içinden çıkamıyoz sonra Jimin sen neden böylesin. Sence?
Rahatlama umuduyla geldiğim parkta , iç sesim beynime twerk yapmaya başlayınca müziği durdurup kulaklığı çıkardım.
Parka göz gezdirirken tenha bir köşede kavga eden 3 kişi gözüme çarptı. Daha dikkatli bakınca bunların Yoongi , onun abisi ve daha önce görmediğim fakat tanrı olduğuna inandığım biri olduklarını anladım.
Normal insanlar nefret ettiği kişiyi kavga ederken falan görse sikine takmaz yoluna devam ederdi. Ben aka Park Fazla Merak Göte .. Jimin ise o tarafa doğru yürümeye başladım.
Yeterince yaklaştığımı düşündüğümde ağacın arkasına yaslanıp dinlemeye başladım.
"Ne yani ikiniz en yakın arkadaş değildiniz de sevgili miydiniz?! Ben vıcık vıcık ibne hareketlerinizi en yakın arkadaş olmanıza bağlayıp ona rağmen uyarırken siz sevgili miydiniz?!" diye bağırdı Yoongi.
Namjoon konuşmaya çalıştı fakat Yoongi bağırmaya devam etti. İbneler , benle konuşmayın, iğrençsiniz gibi şeyler söylüyordu.
Bu sırada Namjoon ağlayan çocuğu göğsüne gömmüş sakinleştirmeye çalışıyordu.
Yoongi sonunda konuşması bitince
"Ne var biliyor musunuz? Sadece siktirip gidin." dedi.Birkaç saniye daha orda kalıp gidişlerini izledikten sonra ki planım sessizce ordan toz olmaktı. Dediğim gibi planım buydu fakat olaylar bu yönde gelişmedi.
Parmak uçlarımda arkamı dönmüş ve ilerlemeye başlamışken Yoongi hızla önüme geçti. Hala hafiften ıslak saçları banyo yaptığını söyler gibiydi ama ne yalan söylim hala meyve suyu kokuyordu.
"Park Jimin." Adımı dudaklarından duymak sanki adımı yüce bir şeymiş gibi algılamama sebep oluyordu. Nedense her yaptığı hareket kırılacakmış gibi ama aynı zamanda kutsaldı. Bunun nedenini düşünebilirdim ama konuşmaya devam edince yüzüne odaklandım.
"Bugün yaptığın şeyden sonra üstüne benimi dinliyosun. Ama ne desem bilemiyorum o boyda bu cesaret, helal olsun sana."
Dönüp dolaşıp yine buna gelmiştik aq. Hayır bana diyende alt tarafı 1 cm uzun biri. Çıldırmamak için kendimi tutarken konuştum.
"Hala meyve suyu kokuyorsun."
"Sikeyim kokusu geçmemiş mi?" diyip yüzünü ekşitti. Tamam ben onu yapsam orangutana benzerim büyük ihtimalle ama Min Sıçmık Yoongi hala yakışıklıydı."Neden onlara bağırıyordun?" dedim kendimi tutamayarak.
"Çünkü ibne olduklarını öğrendim." diyip omuz silkti. Nefret ediyorum.Bu aralar bana sempatik mi gelmeye başlamıştı. Siktir edin. Ondan nefret ediyorum.
"21. yüzyılda yaşamamıza rağmen eşcinsellere ibne diyen bir de birbirlerini sevdiklerini için mi bağırdın onlara? "
"Asıl ibne sensin."
"Ne diyors-"
"Seni ibne yapıcam Min Yoongi. O zaman bağırmayacaksın."
napıom ben aq xlwmxkwö
ŞİMDİ OKUDUĞUN
taller than you •yoonmin•
Fiksi Penggemar" Senden nefret etmem , benden 1 santimetre kısa olduğun gerçeğini değiştirmiyor Park Jimin. "