Size bu bölümde kendimi biraz daha tanıtmaya karar verdim. Benim için hayat sadece müzikten ibaret. 7/24 kulağımda duran kulaklık artık vücudumun bir parçası oldu. Onu çıkartmak için ameliyat yapmak gerekebilir. Gripin, Duman gibi harika gruplar dışında Türkçe müzik dinlemem. Yani anlamsız sözlerle nereye kadar götürmeyi düşünüyorlar Türkçe müziği bilmiyorum. Nerde o eski sanatçılar? Nerede Aşık Veysel, Neşet Ertaş, Müslüm Gürses? "Iyy kıro!" diyenleriniz olabilir. Ama benim için onlar gerçekten büyük sanatçılar.
Şuan David Guetta'nın Bang Bang şarkısını açtım, bangır bangır dinliyorum. Bu müziğe rahmen içimdeki Mahmut Tuncer beni halay çekmeye zorluyor. Ben de elimdeki mendili sallayarak ona eşlik ediyorum.
Kendi çapımda voleybolcuyumdur da. Pasörlük yapmadığım zamanlar buralarda takılıyorum. Şaka bir yana voleybol maçları sırasında Yasemin'den hep dayak yiyorum. Yasemin benim çok sevdiğim bir arkadaşım. Maalesef voleybolu aşırı ciddiye alıyor. Hele bir de ben bununla aynı takıma düşersem oy dağlarr. Top yanlış geliyorsa ben ne yapayım arkadaşım.
Üstün yeteneklerimin arasında bir de sıra arkadaşım İrem'i deli etmek var. İrem çok minik bir kız olduğu için sürekli onu sarıp sarmalamak, bağrıma basmak istiyorum. Bunun yanında çok geveze olduğum için sürekli başının etini yiyorum. Buradan İrem'e sesleniyorum: Eğer beni duyuyorsan beni affet miniğim. Bir senedir bana katlandığın için sana çatal bıçak takımı hediye etmek isterdim ama biliyorsun sen beni.
Siz de kendinizi anlatmak isterseniz dinlerim brolarım ve sistırlarım. Hadi kalın sağlıcakla.
