Son 5

99 27 16
                                    

Bizim okulda seçmeler olur. Basketbol, voleybol, futbol ... Tabi okul büyük değil. Her okulun kendi özel sahaları bulunur. Maçlar, seçmeler ve bazı kutlamalar bu yerler de yapılır. Bu seçmelere ben katılmazsam olmaz. Çünkü basketbol da tanınmak istiyorum. Herkesin takımımla beraber beni alkışlamasını, maç sonu takımım ile eğlenmek gibi tek tük hayallerim var.

Neyse eğer bu seçmeleri başarı ile geçersem güzel yerlere gelebileceğimi düşünüyorum.Hem ailem ile de belki ileride yaşamak zorunda kalmam...

Bu hayallerim için atacağım ilk adıma 5 gün kaldı. Heyecandan ve endişeden uyuyamıyorum. Her sabah kalktığımda annem ile karşılaşıyorum ve bana "Gözünden uyku akıyor.Gene mi uyumadın!?" diye endişe ile bağırıyor ve ben de anlayacakmış gibi belli belirsiz sesler çıkarıp kahvaltı masasına oturuyorum. Son 1 aydır bu rutin devam ediyordu fakat bugün içimden bir ses bana bugünün diğer günlerden farklı olacağını söylüyordu.

Normal bir şekilde çantamı alıp okula gitmiştim. Gün klasik ve sıkıcı geçiyordu. Her gün böyle geçerdi ama bir aydır heyecanlı olduğum için en azından düşüncelerim ile kafamı doldurabiliyordum.
Okulda en yakın arkadaşlarım Emma ve Luke seçmelere katılacağımdan dolayı olan heyecanımı, endişemi ve korkumu bildikleri için beni teselli etmeye, gaz vermeye ve beni yatıştırmaya çalışıyorlardı. Emma ve Luke, annem ve babamdan sonra  gördüğüm en iyi can yoldaşlarım olmuşlardı. Sınıftan ve okuldan veya dışarıdan arkadaşlarım da bunu bilseler de yanıma bile gelmeye zahmet etmiyorlar. Bu ne kadar üzücü olsa da bir yandan gayet güzel bir durum. Emma ve Luke'un teselli etmek amacıyla başımı ağrıtmaları yetiyor.
Teneffüs, ders diye giderken okul bitmişti.

Eve girdiğimde annem ile babamı karşımda görmüştüm. Bana bir hediye vermek istediklerini söylediler. Bu kadar bağırış ve kavga içinde nasıl beni düşünüyorlar çok hayret ediyorum. Ben ilk başta şaşırdım ve istemsizce "Siz mi bana aldınız?"diye sordum. İkisi de hevesle aynı anda başlarını salladılar ve arkalarından gelmemi söylediler. Ben de dediklerini yapıp hemen arkalarından yürümeye başlamıştım.

Odama girmiştik. Gözüm faltaşı gibi açılmıştı. Çok şaşırmıştım. Bu son çıkan, kaliteli olduğu kadar da pahalı olan bir gözlüktü. Bu bir GameLink'di. İlk önce Link'in yanına gittim ve incelemeye başladım. Fazlası ile sağlam duruyordu. Camları parlaktı. Annem ile babama döndüğüm de onların benim ne diyeceğimi merakla beklediklerini anladım ve "Çok teşekkür ederim. " dedim. Hızlıca sarıldım, ilk defa kendimi ailemle bu kadar iyi hissetmiştim. Nasıl aldıklarını sormadım.

Teknoloji ile çok ilgilenmediğim için bunu seçmelerden sonra oynamak için masamın üstüne bıraktım ve okul kıyafetlerimi çıkartıp hızlıcana ağzıma bir kaç lokma birşey atıp odama geri döndüm. Ve varlığını arada sırada farkettiğim bilgisayarıma yöneldim.
Biraz eski püsküydü ama şimdi en azından işimi görebilirdi. GameLink denen alet ile ne tür oyunlar oynayabileceğime baktım. Link'i ne kadar az da kullanacağımı bilsem de merak etmiştim. Belki ilgimi çeken birşey olur diye. Baktıkça liste uzuyordu.

En son bakmayı bıraktığımda güneş batıyordu. Listede yaklaşık 15 oyun vardı. Bunları ben not etmiştim. Kapakları çok dikkatimi çekmişti.

Birden kapının sesi ile irkilmiştim. Annemin sesini duydum. "Henry tatlım, yemeği odana mı getireyim yoksa aşağı da mı yiyeceksin?" demişti. Ben de hemen geleceğimi söylemiştim. Listeyi cebime sıkıştırarak odamdan hızlıcana çıkıp seri adımlarla aşağı indim. Uzun zamandır bu kadar mutlu olmamıştım.

O gece 4 gün kalmıştı. Her geçen dakika seçmelere yaklaşıyordumve bunu düşündükçe heyecanlanıyor-- yordum. Başka şeyler düşünmeye çalışıyordum. Ne kadar unutulmaz bir güne yaklaştığımı biliyordum. Emma, Luke, annem ve babamda orada olacaklardı. Ama gene de heyecan hissine kapılmamak zordu. Heyecandan nasıl oynayacağımı bilmiyorum. Hayal dahi edemiyorum. Çünkü her spor dalından 3 kişi seçilecekti. Ve bu her okul için geçerliydi. Tabii bir sürü okul vardı. Bu da bir sürü oyuncu demekti. Bana göre illa bir eleme sistemi olacaktı. Yine de benim gibi küçüklüğünden 13 yaşına kadar futbol ile ilgilenmiş biri gibi bir futbol oyuncusu çıkarmıydı? Çıkmasa bile eminim endişe ve heyecandan yapamazdım. Bunları düşünürken tatlı bir rüyanın içine daldım.

Bugün tatildi. Yataktan kalktığımda dün not ettiğim oyunlar geldi aklıma. Kalktığım gibi cebime sıkıştırdığım listeyi, GameLink'i ve dün annemden istediğim GameLink'in klavuzunu aldım. Hepsini bir kutunun içine düzenli bir biçimde yerleştirdim kutuyu da bilgasayar masamın altına dikkatlice koyup mutfağa indim. Masa da duran yemekleri hızlıcana yiyip dışarı koşmaya çıktım.

Eve geldiğimde önceki günler olduğu gibi aynı geçti.Ve günler geçiyordu. Günler hızlı bir biçim de geçip gitti. 1 gün kalmıştı. GameLink denen aletin seçmeden sonraya kadar bekleyebileceğini düşündüm.

Gün boyu yapabileceğim her şeyi yapmıştım ama zaman geçmek bilmiyordu sanki dakikalar dakikaları kovaladı endişe ve korku içimi kemirirken uyumuştum. Kalktığım da saate baktım. Siyahlı beyazlı dijital saat bana şuan 01:34 olduğunu göstermişti. Yani geceydi. Kalktım ve oturma odasından televizyon ışıklarının kapıya vurduğunu gördüm. Bu saatte çoğunluk herkes uyurdu. İçeri başımı uzattığımda kimsenin olmadığını farkettim. İçeri girip televizyonu kapattım. Heralde annem açık bırakmıştı. Mutfağa ve lavaboya uğradıktan sonra yatağıma fırladım. Yarım kalmış uykuma ve bıraktığım rüyama heyecan, endişe ve korku ile geri döndüm.

Ve işte o şanslı gün. . . . . . .

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. ☺☺☺☺😋☺☺☺☺☺

AimlessHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin