Bu bölümü bir sürü şarkı dinleyerek yazmış olmam koyuyor, multimediaya hangisini koysam bilemedim. Son kısımları Just Give Me a Reason dinleyerek yazdım. İlk kısımları da Fuck u Betta ve We Cant Stop ve Look After You ve Wild World ve Therapy dinleyerek yazmış olabilirim.
Harry, kirli kıyafetlerini okul dolabına teptikten sonra, dolabını kilitleyip geriye dönerken, ona bakan bir çift mavi gözle karşılaştığında, arsızca gülümsedi. Louis ona doğru yaklaştığında, Harry nutkunun tutulduğunu hissetti. Parlak mavi gözler, onu deliyor gibiydi ve bu durumdan rahatsız olduğu söylenemezdi. "Louis," dedi Harry, kontrol için etrafına bakınarak. "Okuldayız."
Louis sırıtarak, ellerini kendi çenesinde gezdirdi ve Harry'nin kulağına doğru fısıldadıktan sonra geri çekildi. "Yine de seni becermek istiyorum." Harry, kızaran yanaklarını, bukleleriyle gizlemeye çalıştı ama Louis bunu farketti. "Utanacağını biliyordum."
*
Harry, ne olduğunu kavrayamıyordu. Louis, hâlâ Eleanor ile birlikteydi fakat sürekli onun yanına geliyor ve onu tahrik ediyordu. Amacının ne olduğunu bilseydi, belki bazı şeyleri yoluna koyabilirdi. O gün eve dönerken, yürümeyi tercih ettiği için, sırt çantasını okulda bırakmayı akıl etmişti. Biraz düşünmeye, ve belki de biraz tüttürmeye ihtiyacı vardı. Bu sayede kafasını toparlayabilirdi.
Elindeki çakmağı iki kez çaktıktan sonra, sigarasını yaktı ve son nefesine kadar içine çektikten sonra, bütün dumanı geri üfledi. Arkadan gelen sesle, yerinden sıçradı. "Çakmağını verir misin?"
Kafasını yana çevirdiğinde, sırıtarak onu izleyen Louis'yi gördü. Hiçbir şey demeden cebine koyduğu çakmağını çıkardı ve Louis'ye uzattı. Sigaranın onun dudaklarının arasında ne kadar harika gözüktüğünün farkına varmak, midesinde bir şeylerin istemeden hareketlenmesini sağlamıştı. En sonunda, boğazını temizleyerek konuşmaya karar verdi. "Ee, Eleanor ile nasıl gidiyor?"
Louis, sigarasını dudaklarından çekmeden önce biraz düşündü. Ardından Harry'ye döndü. "Her şey harika gidiyor."
Harry, sinirlerini yatıştırmak için sigarasını daha uzun çekti içine. "Güzel."
Louis sırıtarak ona baktı ve dudaklarını yaladı. "Kıskanmadın değil mi, Har-reh?"
Harry yapmacık olduğu çok belli olan bir kahkaha attı. "Kıskançlık listemde, vajinası olan birini kıskanmak yer almıyor, Louis."
Louis, hiçbir şey demeden Harry'yi bulundukları sokaktaki bir evin duvarıyla kendi arasına aldı ve sigara dumanını, Harry'nin dudaklarına doğru üfledi. Bunu yaparken düşündüğü tek şey, dudaklarının ne kadar öpülesi olduğuydu. İnce bir çizgi hâlini almış dudaklarını Harry'nin dolgun dudaklarına bastırırken, gözlerini kapadı ve anın tadını çıkarmaya çalıştı.
Geri çekildiğinde, Harry'nin göğsünün hızlı hızlı inip kalktığını görünce, tatmin olmuş bir ifadeyle gülümsedi ve kırmızı bir gömlek giymiş olan Harry'nin üst düğmesini açarak, başparmağıyla göğsünü okşadıktan sonra geri çekildi. Havanın karardığını farkedince, ona geri döndü ve saçlarını düzeltti. "İyi akşamlar, Harry."
*
Harry, eve gittiğinde derin bir nefes çekerek odasına girdi. Annesinin veya büyük kız kardeşi Gemma'nın evde olmaması güzel bir şeydi. Kendine biraz zaman ayırabilir, ve belki de banyoda Louis ile birlikte olduklarını hayal edebilirdi.
Kapı çaldığında, üstündeki tişörtü daha yeni çıkarmıştı Harry. Yeniden giymeye zahmet etmeden, aşağıya indi ve kapıyı açtı. Karşısında gördüğü Louis, sıcak havaya rağmen üşümesini sağlamıştı. Louis'nin dudakları yukarı doğru kıvrıldı. "Birileri benim için önceden hazırlanmış, ha?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
french kiss or russian blowjob
أدب الهواةGay olan ve ne olduğu belli olmayan. Ve bolca seks?