***ARCH***
Lali fikrimi kabul etmişti, hatta baya beyenmişti ve bu günkü toplantıda öne sürceğini söylemişti. Ona inanmıyorum, inanmam için bir sebep yok. Ne zaman bize doğruları söyledilerki. 'Çocuklar masumdur, zararsızdır. Tüm kötü adamlar böyle düşünür. Sizin masumluğunuzu kullanarak bu ülkeyi iyi bir yer yapıcaz, birlikte.' yenilenmeden çıkan herkezin duyacağı ilk kelimeler. Oysaki bizim salaklığımızdan yararlanıyorlar, yetişkinler sorgular, ama çocuklar? Bizde sorgularız canım benim.
Yolda yürürken Def 'i gördüm, yeter ama bu gün 3. oluyo, yakında bu kızın beni takip ettiğini düşünmeye başlıcam. Üzerinde siyah, dar bir kot ve bol gri t-shirt vardı. Bir kolye takıyordu ve parfüm sıkmıştı, onu durdurup kenara çektim "Bu şıklıkta neyin nesi? Göreve filan mı gidiyorsun?" Kafasını salladı "Hayır, toplantı var." ee yani "Tamam onu ben de biliyorum hayatımda ikinci kere seni boyle görüyorum. Birincisinde de dayak yemek üzereydik." Gülümsedi ve devam etti "Yeni gelen çocuklarıda toplantıya çağrıyoruz, ilk 15 dakkaya sadece, onları tanımak için. Benim yaşlarım bir çocuk varmış, ilk izlenim." Sonrada göz kırptı, gözlerimi devirdim "Onun zaten bir sevgilisi var." Sonra uzaklaşmaya başladım, daha fazla Aşık Def'e katlanamam.
Odama gittim, beyaz, geniş bir otel odasına benziyordu. 4 yıl oldu ama buraya hala alışamadım. Banyoya girdim, soğuk su onuzlarımdan akarken düşüncelere daldım. Def'in şu çocuk için yapmadığı kalmamıştı, parfüm sürmüş, kolye filan takmıştı, tıpkı ilk günkü gibi, onun ailesi o daha 5 yaşındayken ölmüşler,kışın , arabaları göle düşmüş, annesi Def'i kurtarmaya çalışırken ölmüş, donarak. Def'i yetimhaneye koymuşlar. Çok hırçın bir çocukmuş, 10 yaşına geldiğinde yetimhanedekiler onla uğraşamıyacaklarına karar verip buraya göndermişler( dar bir kot ve bol gri bir t-shirt üstünde de annesinin kolyesiyle). Bende aynı gün geldim, sokaklarda yaşardım, ailem öldüğünden beri sokaktaydım zaten, 12 yaşlarımdayken ailemin öldüm haberini aldım, tam olarak yıkıldığımı söyleyemem gep yurt dışındalardı zaten, onları dığru dürüst fanıyamadım. 8 9 yaşlarımdayken onlar iş gezisindeyken fotoğraflarına bakardın, sonra onuda bıraktım zaten. Mart ayıydı, şehir dışındaydılar bende evde arkadaşlarımlaydım eve telefon geldi, ailem ölmüş. Ondan sonraki gün beni almaya geliceklermiş. Gidebilecek hiç kimsem yoktu. Beni yetimhaneye verceklerdi. Yetimaneye gitmektende korkuyordum, evde bulduğum tüm paraları aldım ve minik bir satış düzenledim. 10 bin lira bulabilmiştim o akşamda evden çıktım ve kayboldum. Küçükkende hep evden kaçmak istemiştim ama hiçbir zaman geçerli bir sebep bulamamıştım, ailemi üzmeye deymezdi ama onlar öldüğünde herşey değişti. Hızlıydım ve güçlü, yazları çalışacak iş bulmak çok kolaydı, evde sıkıldığımı söylüyordum. Kışınsa genelde çalmam gerekiyordu. Bir yıl sonra kışın beni buldular ve buraya getirdiler.
Tıpkı Sina gibi etrafta dolaşırken Def'i gördüm. Minik ve savunmasız duruyordu. Benim gibi. Konuştuk, başımıza gelenleri anlattık. Koridorda oturuyordukki 15 yaşlarındaki iki çocuk geldi, bizi dövcek gibi bakıyorlardı, bizi dövmeleri gerekiyordu Def arkama saklandı, onlar bana yaklaşıyolardı ve pişkin pişkin sırıtıyorlardı ama ben bir adım bile geri gitmedim, bir tanesi yumruk attığında geriledim, ee tabi arkaya gidince Def'in önünde kimse kalmadı, bir tanesi Def'i çekip ona vurmaya başladığında çok sinirlendim, bir kıza vuramazlardı! Sonra ikisinide dövdüm, Def'i de kurtarmış oldum. O günden beri en iyi arkadaşım.
O gün (dövüldüğümüz gün) savaştığım için sağa ajanı oldum, hani anlarsınız ya bilgileri çalan, insanları kurtaran ve kötü adamları öldüren tipten, Def ise getir götür işlerini yapmaya, mesajları taşımaya ve yalanoyunlarda yer almaya başladı. Yalanoyun ajanların her hangi bir tehlikeye girmedikleri görevlere denilirdi, birini izleme veya bir bilgiyi birinden başka birine ulaştırma gibi minik ama çok önemli olabilen saha görevleri. Def bunlara çoğunlukla bir süs köpeği maksatıyla katılırdı sadece dikkat dağıtmak için. Minik bir çocuğa benzediği için, saçlarını iki yandan toplar ve pembe bişey gidirirlerdi, izlenmesi gereken kişinin yanına gider ve izleme cihazını yerleştirirdi, kimsenin ruhu bile duymazdı. Küçük çocuklara dikkat etmiyorlar.
Aradan 4 yıl geçti ve ikimizde çok değiştik, güçlü olmak gerektiğini anladık, korkusuz ve kurnaz aynı zamanda acımasız olmak zorundaydık.
Def buraya geldiğinden beri insanları kandırmak için, oyuncu olmak için eğitiliyordu ve kandırdığı tek kişiler "kötü" adamlar değildi.
Yönetim kurulu bizim saflığımızdan yararlanıyordu, bir yetişkin ona verilen görevi sorgulardı ama biz yetimler HS'ye bağımlıydık. Başta. bize denilen her şeyi yaptık ama bir noktadan sonra mantıksız gelmeye başladı, öldürdüğümüz adamların neden ölümü hak ettiklerini bize hiç bir zaman söylememişlerdi. Dış dünyayla bağlantımız saha görevleriyle kısıtlıydı, dışarıdan haber almamızı engellemek için HS ların normal çocuklardan farklı telefonları vardı. Başta telofonlarımızın farklı olması mantıklı gelmişti, telefonumuz aynı zamanda bir dinleme cihazı, araba ve uçak anahtarı, müzik çalar ve sınırsız bilgi kaynağıydı. İstediğimiz her şeyi cevaplıyordu.
Bir gün telefona öldüreceğim insanın adını ve soyadını yazdım ama sonuç vermedi, daha önce öldürdüğüm insanların adını ve soyadını yazdım, yine sonuç vermedi bu konuyu Def'le konuştum. Başta yönetim kuruluna sorucaktık ama sonra bunun kötü bir fikir olduğunu anladık, telefonlar sorunsuz çalışırdı, katili olduğumuz insanların bilgilerinin orda olmamasının bir sebebi vardı.
Gittiğim saha görevlerinde otelde bulduğum bilgiseyarlardan öldürdüğüm insanları araştırmaya başladım, gazateciler vardı ve haber spikerleri eski bir asker vardı ama hiç birirnin işlediği bir suç yoktu. Sonradan anlamaya başladık ki şu 'kötü adamlar' bizleriz. Yönetim kurulu bizim saflığımızı kullanıyordu, salaklığımızı. Pis işlerini bizlere yaptırıyolardı. Çünkü biz asla sorgulayamazdık. Def ile bu konu hakkında çok düşündük ve sonradan başka HSların da bizim gibi düşündüklerini anladık, burdan kaçmak için bir plan yapıyorlardı, "toplantı" da farklı binalardan toplanan direniş başakanlarının toplantısıydı. HS de 10 bina vardı, yönetim kurulu, yenilenme, okul , hastane ve ajanların odaların olduğu bölümler. Ajanların kaldığı binalar alfabetik surayla sıralanmıştı. Ben, Def, Tai ve diyer herkez G binasında kalıyoruz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkusuz
RomanceTach'la yan yana oturmuş fısıldaşıyorduk "seni seviyorum" o iki masum kelime. Çünkü iki saat önce onları söyliyebiliyorduk. İki saat önce hayat bize sevmeyi ve mutlu olmayı yasaklamamıştı.