Anılar

52 3 1
                                    

Odama gelir gelmez; ilk yaptığım iş Fatma’yı aramaktı haberdar edecektim ona söyleyecektim. Ama onun haberi çoktan olmuş. Ve bu arada mutlu bir haber almıştım nihayet Fatma evleniyordu. Bir anda sevindim ama bir an da düşünmeden edemedim. Vay be dedim içimden tek bekâr ben mi kalıyorum acaba? Ayşenur’un da evlendiğini duymuştum, üzülmüştüm ama aldırmamıştım. Zaten lise sondayken bir gün parkta gidiyorduk. Saçma sapan muhabbetler hayaller falan derken bir bankta oturmaya karar vermiştik acayip bir bitkinlik vardı üstümde. Aynı şekilde onda da mevcuttu bu bir süre sonra omzuma yatmaya başladı muhabbetimiz gelecekten açılmıştı. Orda hiç unutmuyorum şöyle demişti ileride eğer evlenirsem deniz kenarında olsun evim dedi. Bende o zaman şimşekler çakmaya başlamıştı. Hemen toparlandım gitmeye koyuluyordum ki; gitmeden sarılmak istedi bende karşılık verdim sarılırken birbirimizin gözlerine baktık ve bir an onun dudağından öptüm ve oda karşılık verdi ve sonra birden çekildi. Pişman olmuş edasıyla. Kusura bakma Yiğit ben dudağımdan öpülmeyi sevmiyorum sadece evlendiğimde öpmek istiyorum dediğimde beynimden vurulmuşa dönmüştüm. O an anladım ki onun gelecek planlarında ben yoktum. Ne kötü bir anıydı ama. Telefon geldi arayan genel müdür yardımcısı Fuat Bey’di. Buyurun Fuat Bey dedim az önceki karamsarlığım gitmişti bir anda. Derken Yiğit Bey dedi o şen şakrak sesiyle. Bir aktivite yapmamızı istiyor Can Bey bölüm müdürleriyle bilirsin ben bu işlerden anlamam sana yönlendiriyorum o yüzden bu Pazar güzel bir şey ayarlanmış olsun dedi. Bende şakrak bir ses tonuyla gene boş işler müdürü olarak gördün değil mi Fuat Abi dedim. Oda hemen lafa atlayarak ya biliyorsun kardeşim senden başka organizasyon işlerinden anlayan kimse yok. Bende dedim tamamdır o iş bende. Tam telefonu kapatacaktım ki Fuat Bey lafa atıldı gene Yiğit seni çok seviyorum biliyor musun dedi neden abi dedim. Çünkü çabuk gaza geliyorsun demesiyle kapatmam bir anda olmuştu. Şimdi ne ayarlasaydım diye düşünürken aklıma geldi bir aklıma birkaç yer geldi. Riva’da bir piknik alanına gidecektik. Can Bey’de severdi bunu tabii Ayşenur’da seviyordu bu arada.

YGS sınavından bir hafta sonraydı. O soruların çalındığı meşhur sınavdı. Biz Ayşenur’la o güne kadar tanışmamıştık hiç. Uzaktan merhaba merhabaydı sadece. Pikniğe gidecektik. Sınıfımızda 12 kişi olduğu için Fatma da dershaneden arkadaşı Ayşenur’u çağırmıştı pikniğe. Orda Ayşenur’la voleybol oynuyorken ilk defa konuşmuştuk. Sınav hakkında da olsa konuşmuştuk işte. Benim için önemli bir şeydi bu. Piknik bayağı bir eğlenceli geçmişti zaten ondan sonra Ayşenur’la bayağı samimi olmuştuk.

Hemen Aslı’ya bırakmadan yeri her şeyi ayarladım bir saat içinde şimdi tek tek bildirmeye gelmişti iş. Herkese tek tek mail attıktan sonra Ayşenur’un adresi sistemimde yoktu-aslında masum bir bahane- ben de yüz yüze bildireyim dedim. Ofisimden çıktım tam gidiyordum ki Aslı o muzip tavrıyla Yiğit Bey nereye dedi. Gelince anlatırım dedim Aslı. Allah’ım ona neden katlanıyordum ki. Ama işin özünde iyi kızdır Aslı. İletişim Fakültesinde tanışmıştık onunla. Hukuk Bürosunun o siyah camla bantlı ofisinden girdiğimde harıl harıl bir çalışma vardı. Ayşenur işte henüz ilk günden bütün dosyaları tek tek istemiş ve inceliyordu. Büronun içinden yürüyerek kapısına vardım ve iki defa tıklattım. Merhaba dedim. Oda sahte bir gülümsemeyle merhaba dedim. Aman Allah’ım ne kadar güzeldi. Onun o manalı bakan gözleri. Ve o çokbilmiş tavırları adeta kendini bana çekiyordu. O renk gömlek ve pantolon ne kadar çok yakışmıştı ona. Kolay gelsin dedim ağzımın ucuyla bir taraftan masasına bakarken. Oda teşekkür ederken masasına bir baktım ki benim dosyam açıktı önünde. Çaktırmadan devam ettim nasıl yoğun mu işler dedim. Oda pek sayılmaz dedi. Burada pek sıkıntılı bir dava yok. Bende bu yüzden şirket çalışanlarının dosyalarını inceliyorum dedi. Önüne baktığımda tek dosya vardı. Hafif Bir tebessümle dudaklarımı ısırarak devam ettim. Bu hafta şube müdürleriyle pikniğimiz olacak dedim. Herkesi bekliyoruz. Bizzat Can Bey söyleme mi istedi dedim. Sonra kekeleyerek lanet olsun neden kekeliyordum ki sanki. İsterseniz aileniz de gelebilir dedim ve ekledim bana müsaade Pazar günü görüşürüz dedim. Tam ayağa kalkıyordum ki bir dakika Yiğit Bey. Dosyanızda bir adet dava gördüm isterseniz takibini yapabilirim dedi. Bende düşünürüm bunu diyerek odadan çıktım ve ofisime doğru yürümeye başladım.

Çok eski bir muhabbetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin