Tutku. Tanrı'nın teğet geçtiği fakat insanların yaşamını derinden etkileyen aslında var olmayan ama var olmuşçasına hayatımızı şekillendiren şey.
Herkesin kendine ait aşk hikayeleri vardır. Kiminin hüzünlü kiminin mutlu. Peki neden böyle? İdeolojime göre aşk bizi şekillendiren bizlerde derin yaralar bırakan şeydir. Belki de gerçekten aşık değilsinizdir. Ve istediğiniz insan sizi şekillendiren biri değildir. Hep toz pembe hayallerle yaşayarak önünüze her gelene "Sana aşığım" derseniz tabiki sonu hüzünle biter. Aşk öyle bir şeydir ki karşınızdaki insanın bunu hak edebiliyor olması gerek. O yüzden bu kutsal şeyi hak edebilecek birine saklayın ve derin izleriniz de olmamış olur.
Aşkımızı bulduğumuzu zannettiğimiz anda dünyanın belki de en mutlu insanı oluyoruz fakat o kadar çabaya rağmen sonu hüzünle bitiyor. Tıpkı diğer şeylerde olduğu gibi aşk da çıkara dayalıdır. Kim daha iyiyse ondasınızdır. Aslında bir bağlılıktır aşk. Bağlanmak ve kopamamak. Bağlandığınız şey yok olunca ölmüşçesine yaşama tutunuyorsunuz. Bu çok yanlıştır. Aşk öyle bir şeydir ki eğer gerçekten aşıksanız karşınızdaki kişi bunu mutlaka hisseder ve zamanla siz de karşılık alırsınız.
Bir diğer husus sevgiyle aşkın karıştırılmasıdır. Herkesi sevebilirsiniz fakat tek bir kişiye aşık olabilirsiniz. Ama birden çok ilişki yaşayarak sevginizi de aşkınızı da zedelemeyin. Sadece bekleyin doğru kişi ve gerçek aşk illa ki istesenizde istemeseniz de karşınıza çıkacaktır.
Son olarak eğer beş duyu organınızı yitiriyorsanız aşıksınızdır. Aşk; dokunamamaktır, görememektir, duyamamaktır, tat alamamaktır ve nefes alamamaktır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kendine Yetebilirsin
No FicciónVarolduğumuz andan itibaren en önemli dört etkeni ele aldım. İlki 'Hayat'...