Bakışların altında ezilmeye başlarken tekrar sordum.
" Ben ne yaptım bacım cevap versenize ? "
" Eve hırsız girmiş . Kapıyı tam kapatamamışsın " dedi Jin sakince . Yok artık ! Annem de eltim !
" Nasıl yani ya ? Ne demek hırsız girdi ? Birşey var mı ? " Namjoon başını bana çevirip ;
" Şuna hırsız değil de sasaeng diyelim . Sizlerin eşyalarınızı görmüş . Sevgili dedikoduları yayılmaya başladı . Hırsız demesinin sebebi de bizlerin eşyalarımızı alması "
" Sizin eşyalarınızı da mı almış ? " diye sordum . Rumeysa başını yukarı aşağı sallamaya başladı . Herhalde evet demek .
" Kendi kendine tercüman olman güzel . Şimdi yurdun önündeki bekçileri bulalım da onları bir sorguya çekelim " dedi benim iç sesime tercüman oluşumu gören Yoongi . Ama bu benim ilk iş günümdü olmaz ki TT .
" Şimdi nereye gidiyoruz ben anlamadım da " diye sorunca telefonum çalmaya başladı . Hayırdır inşallah Güney Kore numarası .
Telefonu açtım ve ses gelmesini bekledim . Yebuseyo gibi bi ses gelince karşıda bir insan olduğunu anladım . Bence uzaylı olmalıydı .
" He kardeşim ondan . Sen kimsin şimdi ? " diye sordum . Anlamadığını anlayınca da telefonu Jin ommaya uzatıp " Ona ' Sen kimsin gardaşım ' de dedim . O korece birşeyler dediğinde de telefonu kulağından ayırıp " ' Ben Young Min . Haneul nerede ? ' diye sordu . O kim ? "
" Iş yerinden arkadaşım da . Ona şey de ' O şu an musait değil . Yani müsait de korece bilmiyor ya ne yapması gerek bilmiyor o yüzden beni tercüman olarak kullanıyor ' de "
" Peki " dedi ve yine birsürü korece kelime ... Bu sırada üyeler bize bakıyor . Sonra da telefonun karşısından gelen seslerden sonra bana döndü .
" Mesai saatleri aslında bitmemiş. Ilk günün olduğu için sana şaka yapmışlar . Özür diliyor . Şirkete geri dönmen gerekmiş " ' hay ben sizin yapacağınız şakanın ebesine çakmakla çakayım ' diye söylendim . Sonra da şoföre dönüp ;
" Abi beni aldığın yere geri bıraksana . Hadi allah rızası için " anlamadı . Bana bön bön baktı .
" Şirket diyorum go go " ellerimle ileriyi işaret ettim . " Ya SIRKET SIRKET ! GO TO THE SIRKET ! HADISENE BE ADAM ! " Suga umursamaz bir tavırla kafasını bana çevirdi ." Bağırmasana ya . Uyumaya çalışıyoruz şurada "
" Uyuma oppa yeter artık ! Ne kadar uyudun be ! Bütün gece uyudun zaten daha ne uykusu ? "
" Uyudum mu ? " diye sordu bana
" Uyumadın mı ? " diye hayretle sordum ." Biraz şarkı yazdım " dedi ve camdan dışarıya doğru bakmaya başladı . " Gidiyorsun yani " kafamı onaylarcasına salladım . Kısa bir nefes verdi ve umursamaz tavrını tekrar takındı . Sonra da benim şirketin önünde durduk . Kızlara el sallayıp onlardan özür diledim ve arabadan indim . Asansöre binmek için gelmesini bekledim . Gelince kapıdan içeri girdim ve içerdeki siyah giyimli ve şapkalı adama aldırmadan 3. kata çıkmak için butona bastım . Adam korece birşeyler dedi ben de ona dönüp .
" Bacım ben bilmiyorum korece . I don't know korean language . Okey ? "
" Ha öyle desene ya " dedi . Bence bu şirkette bir sıkıntı var . Herkes Türkçe biliyor .
" Ya siz nereden Türkçe biliyorsunuz ya ? Çok ya dedim pardon ama ciddiyim . Nereden biliyorsunuz ? " sonra asansörden tuhaf sesler geldi . Ve BAM . Asansör durdu ve aydınlatmalar söndü . Allah diye bağırdım ve kapıya yapıştım .

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BTS Türkiye'ye Gelirse
FanfictionÜç A.R.M.Y olarak çılgınca bir şey yapıp onları Türkiye'ye çağırdım . Arkadaşlarıma da süpriz olur diye düşünüyordum . Tabii ki gelmeleri düşük olasılıktı fakat ...